English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Three seconds

Three seconds traducir turco

1,026 traducción paralela
It takes just three seconds to get to the door.
Kapıya gitmek yalnızca 3 saniye sürüyor.
Three seconds. Two seconds.
3 saniye, 2 saniye,
- Takes about three seconds.
- Yaklaşık üç saniye sürüyor.
Repeat first three seconds of clip two.
İkinci parçanın ilk 3 saniyesini tekrarla.
Three seconds later, I'm in the toilet... bleurgh!
İkinci dakikada tuvalete koştum!
You got three seconds to live, conductor.
Hayatta kalmak için üç saniyen var kondüktör.
Three seconds... two... one... minus 20 minutes.
Üç... iki... bir... eksi 20 dakika.
A 48-yarder with three seconds left.
Sol üç saniye ile 48 yarder.
Forty-eight-yard field goal with three seconds left ain't lucky?
sol üç saniye ile Kırk sekiz metreden gol şanslı değil mi?
Next radar contact after three seconds.
Sonraki radarla bağlantı üç saniye sonra.
And there's three seconds left to go, and I drop back to pass, and there's a touchdown.
Üç saniye kalmış. Ben pası atıyorum ve gol oluyor.
Three seconds of bare ass and they won't let us in.
Üç saniyelik çıplak popo yüzünden giremiyoruz.
Her minute, worm-like young, smaller than a grain of rice, will emerge from it immediately after the release of birth fluids, and within three seconds squirm across to the pouch a few millimetres in front.
Küçük, solucana benzeyen yavruları bir pirinç tanesinden küçük olarak doğum sıvısı bırakılır bırakılmaz doğum kanalından dışarı çıkacak ve üç saniye içerisinde birkaç milimetre ilerideki keseye doğru kıvrılacak.
Three seconds, it's over.
Üç saniye sonra geçecek.
The time can vary two or three seconds according to the heart rate, height of the patient and the amount of gluteal muscle into which it was injected.
Kalp atışına, hastanın boyuna ve iğne yapılan kalça kasının büyüklüğüne göre bu süre 2-3 saniye kadar değişebilir.
Because the guy who sold you the bug gave you up in three seconds.
Anlaşıldı. Elinde ne var? Uçuşta bir çocuk var.
Ninety-three seconds.
Doksan üç saniye.
- Three seconds.
- Üç saniye.
That takes all of three seconds.
3 saniyemi alıyor.
A paltry three seconds remain. Ow!
- Önemsiz bir 3 saniye kaldı.
Three seconds break neck. One...
Üç saniye boynunu kır.
- Sir, three seconds is up.
- Efendim, üç saniye doldu.
You stay in that diamond another three seconds, the bogey's gonna blow you away.
Eger o durumda üç saniye daha kalırsanız, düşman işinizi bitirir.
I'll give you three seconds exactly three fucking seconds to wipe off that stupid grin or I will gouge out your eyeballs and skull-fuck you!
Üç saniyen var! Tamı tamına üç saniyen! Ya salak gibi sırıtmayı kesersin... ya da gözlerini oyup beynini sikerim!
Set the switch to hold for three seconds and converge your beams!
Ayarı 3 saniye duracak şekilde ayarlayın ve ışınlarınızı bir noktada birleştirin.
OK, you guys. If you aren't in bed in three seconds, you are grounded.
Tamam, çocuklar üç saniye içinde yatmazsanız, sizi yere sereceğim.
Only for three seconds.
Sadece uc saniye icin.
My pineapples were gone in three seconds!
Her an gelebilirler.
Now, you got exactly three seconds to get off my porch with your nuts intact.
Terasımdan taşaklarını kaybetmeden gitmek için üç saniyen var.
Eleven. Ten seconds. Nine, eight, seven, six, five, four, three, two, one.
11... 10 saniye... 9... 8... 7... 6... 5... 4... 3... 2... 1...
Ten seconds. Nine, eight, seven, six, five, four, three, two, one.
10 saniye... 9... 8... 7... 6... 5... 4... 3... 2... 1...
- Three or four seconds.
- Üç saniye.
Nine seconds, eight seconds, seven seconds, six seconds, five seconds, four seconds, three seconds, two seconds, one.
Dokuz saniye... Sekiz saniye... Yedi saniye...
The rest of you will break up into three groups of four... which Lt. Lawson here will dispatch at intervals of 25 seconds.
Geri kalanınız dörder kişiden oluşan üç gruba ayrılacak... ve Teğmen Lawson da burada 25 saniye arayla her bir ekibi buradan çıkaracak.
There are now three minutes and 30 seconds to self-destruct.
Şu an kendini imhaya 3 dakika 30 saniye var.
Ten seconds, nine eight, seven six, five four, three, two, one.
10 saniye, 9 8, 7 6, 5 4, 3, 2, 1.
Point three, 20 seconds...
Etap üç, 20 saniye...
The cloud will envelop it in three minutes, 20 seconds, sir.
Bulut 3 dakika 20 saniye içinde onu saracak efendim.
Five seconds. Four, three...
Beş saniye... dört, üç...
Five seconds is nothing, I can easily be out in three.
Beş saniye nedir ki? Ben bu odadan üç saniyede çıkabilirim...
Tweety Two and Tweety Three want seconds.
Tweety İki ve Tweety Üççok yemek istiyorlar.
The FBI says it was rigged to explode three to four seconds after the phone was answered.
FBI'a göre, telefon açıldıktan 3 - 4 saniye sonra patlamaya ayarlanmış.
Three seconds, shoot it!
- Evet. hadi!
Three more seconds, and I will hurt you.
Üç saniye sonra, seni üzeceğim.
Three more seconds, you don't have any brains.
Üç saniyen var beyinsiz.
They're down by three, with just 30 seconds to play.
3 sayı gerideler. Sadece 30 saniye kaldı.
Ten seconds left, Texas is down by three.
10 saniye kaldı. Texas 3 puan geride.
Home to first base, three and a half seconds.
İIk kareye doğru üçbucuk saniyede.
Three minutes, thirty seconds to arrival.
Gelişe 3 dakika 30 saniye.
He got off three rounds with an Italian bolt-action rifle in six seconds and scored two hits, including a head shot!
Altı saniyede... İtalyan malı kollu mekanizmalı bir tüfekle üç el ateş etti. İki tanesi hedefi buldu, birisi kafadan!
And you got five seconds, and three are up.
Sadece beş dakikan var, üç dakikası geçti bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]