Live in the moment traducir turco
155 traducción paralela
Why can't we live in the moment?
Anı yaşayalım.
I'm the kind of girl that likes to live in the moment.
Günlük yaşayan kızlardanım.
Learn to be spontaneous, live in the moment.
İçinden geldiği gibi davranmak.
When you're 12, without effort you live in the moment
12 yaşındayken anı yaşamak için çaba göstermenize gerek yoktur.
My Zen teacher also said the only way to true happiness... is to live in the moment and not worry about the future.
Zen öğretmenim, mutluluğa giden tek yol anı yaşamak ve geleceği düşünmemektir derdi.
So why not just live in the moment?
Neden şu anı yaşamıyorsun?
Well, I realized, that if I'm going to live in the moment, then I just want to live in it with you.
Eğer ânı yaşayacak olursam bu ânın senin içinde olacağın bir ân olacağını fark ettim.
Live in the moment, Huntzberger.
Ben anı yaşarım Huntzberger.
"Live in the Moment" It's like the only time we're really alive is when we're experiencing that thrill.
Orayı boyadığımız zaman, bizim gerçekten hayatta olduğumuz hissedilecek.
I like to think it's because I live in the moment, but of course it could be due to some greater neuro-chemical imbalance.
Anı yaşadığım için böyle olduğunu düşünüyorum, ama tabii nörokimyasal bir dengesizlikten de kaynaklanabilir.
'lt's best to live in the moment.
'Anı yaşamak gibisi yoktur.
I can't just live in the moment and enjoy the 26 great hours ahead of me?
Anı yaşayıp, önümdeki 26 saatin keyfini çıkartamıyorum.
That's why we should always live in the moment.
Bu yüzden hep "an" ı yaşamalıyız.
like to live in the moment, huh?
Şu anı yaşamak gibi, hı?
They live in the moment.
Zamanı keyifle yaşıyorlar.
I live in the moment.
Ben anı yaşıyorum.
I live in the moment.
Anın içinde yaşıyorum.
We're musicians. We can't play scales, we just live in the moment.
Müzisyeniz, nota falan bilmeyiz ama günümüzü gün ederek yaşarız.
When will you learn to live in the moment?
Anı yaşamayı ne zaman öğreneceksin?
I live in the moment.
Ben anı yaşarım.
You live in the moment.
Anı yaşa.
Just live in the moment.
Sadece anı yaşa.
You gotta live in the moment, man.
Anı yaşamalısın.
We live in the past from the moment we're born.
Doğduğumuz andan itibaren geçmişte yaşarız.
Perhaps, for another moment in their lives they will live again beyond the limit of human conduct.
Belki, yaşamlarının bir başka anında yine insan sınırlarının ötesine geçecekler.
I live in the fear that any moment he may even speak. He might make fun of me to make me look ridiculous.
Böyle günlerden birinde konuşup benimle alay edecek,... beni gülünç duruma düşürecek diye korkuyorum.
Sometimes I think, how lucky we are to live in this time the first moment in human history when we are, in fact visiting other worlds and engaging in a deep reconnaissance of the cosmos.
Bazen düşünüyorum ne kadar şanslı bir nesiliz ki tarihte başka dünyaları ziyaret eden ve evrenin derinliklerine ulaşan ilk bizler olduk.
Try to imagine all the businesses, industries, technologies, transformations of the way we live that have their beginnings in that ecstatic moment in Michael Faraday's laboratory.
Michael Faraday'in laboratuvarındaki o sevinç dolu anda filizlenen tüm o iş kollarını, endüstrileri, teknolojileri ve yaşam biçimlerimizi hayal etmeye çalışın.
And because people's concentration is on their goals... in their life they just live each moment by habit. Right. Really, like the Norwegian telling the same stories over and over again.
Şu Norveçlinin tekrar ve tekrar aynı hikâyeyi anlatması gibi.
To live firmly and joyously in the moment.
Bu anımızı sağlam ve neşeli bir şekilde yaşamak için.
You live on the edge of every moment and yet, in its own way, violence is attractive, too.
Her an sınırda yaşamak, ve şiddetin içinizde kendi yolunu bulması da, çok çekici.
Live every precious moment as if this was the last year of your life because in many ways it is.
Sanki bu hayatının son yılıymış gibi her değerli dakikasını yaşa çünkü bir çok açıdan zaten öyle.
To live in terror every moment of every day because your son is heir to the throne
Taht oğluna kalacağı için... her gün, her an korku içinde yaşamak.
How, you ask, can we lift these shackles... una'live not in the moment but in the glorious expanse of time's continuum?
Nasıl diye soruyorsunuz. Bu prangaları kaldırıp mevcut anda değil ama zamanın görkemli sürekliliğinde yaşayabilir miyiz?
All we can do is live each moment to the fullest and be glad we didn't lose all our money in the NASDAQ.
Hepimiz hayatın her saniyesini dolu dolu yaşayabiliriz ve borsaya çok fazla para yatırmadığımız için minnettar olabiliriz.
Trouble is, when you think you've got every nutcase in America... calling your number, that's the exact moment you get a live one.
Sorun şu ki, Amerika'daki bütün çatlakların seni aradığını düşündüğün an, bir sonraki aramanın gerçek olacağı andır.
They live content In the moment.
Memnun biçimde yaşarlar... içinde bulundukları anı.
Live from the Montecito Resort Casino... where some of the top blackjack players in the world... are at this very moment gathering.
Montecito Resort Casino'dan canlı yayınla karşınızdayız dünyanın en iyi blackjack oyuncularının bu özel buluşma için toplandığı yerde.
I felt fascination and wonder at the beauty of her nakedness, and I wanted to freeze the world so I could live in that moment for a week.
Çıplaklığındaki güzelliğin verdiği büyülenme ve hayranlığı yaşamıştım. Ve o ânın keyfini bir hafta sürebilmek için dünyayı dondurmak istemiştim.
It's a sin to live in his house when doubt lives in your heart and I know the exact moment it moved in.
Şüphe kadar üzücü değil. Kalbinde şüpheyle onun evinde yaşamak günah.
I'm Jim McKay speaking to you live... at this moment, from ABC headquarters... just outside the Olympic village in Munich, West Germany.
Ben, Jim McKay, size naklen ulaşıyorum şu anda, ABC merkez bürosundayım Batı Almanya'da, Münih'teki Olimpiyat köyünün hemen dışında.
But if each of us managed even if just for a moment to catch a glimpse of the light in our hidden heart then we'd realize that it was a sacred heart and we wouldn't be able to live without its warmth and light.
Ama eğer bir an için gizli kalbimizin ışığını görebilsek, onun kutsal bir kalp olduğunu anlarız. Ve onun ışığının sıcaklığını bir daha bırakmayız.
"Life is once, fall in love and live every moment to the full"
Hayatta bir kere aşık olunca, her an dolu dolu olur.
And I wanted to freeze the world so that I could live in that moment for a week.
Ve dünyayı dondurmak istiyordum, böylece bu anı bir hafta yaşayabilirdim.
Stay tuned for the mayor's press conference, which will be brought to you live from Bermuda in just a moment.
Belediye Başkanı'nın birazdan Bermuda'dan canlı yayında yapacağı açıklamaları izlemek için lütfen bizden ayrılmayın.
Just let go of all of your inhibitions, and live passionately in the moment... with no thought for tomorrow.
Dur bir dakika.
You know, uh, I did two tours in'Nam, and one thing I learned over there was you gotta live for the moment,'cause you never know what's waiting in the next rice paddy.
Ben Vietnam'da bulundum ve orada öğrendiğim tek şey anı yaşaman gerektiği. Çünkü sonra ne olacağını bilemezsin.
I accept now and the moment, while you... you live in this fantasy future.
Şu an anlıyorum ki Sen gelecek hayalleri ile yaşıyorsun.
We'll go live to the front lines in a moment.
Kısa süre sonra canlı yayında sorunun cevabını arayacağız.
And, Marv, with four seconds left to go in the game, I don't know a quarterback who doesn't live for a moment like this.
Marv, maçın bitmesine dört saniye kala, böyle bir an için her şeyi vermeyecek bir oyun kurucu tanımıyorum.
You live thinking in the future. But I Iive for the moment, without worrying.
Sen geleceğini düşünerek yaşıyorsun bense umursamadan anı yaşıyorum.