Lt's not traducir turco
1,434 traducción paralela
- lt ´ s not junk, it ´ s culture.
- Pılı pırtı değil, bunlar kültür.
And not just orphans. lt seems she began with her own daughter.
Sadece yetimleri de değil. Galiba bu işe kendi kızıyla başlamış.
- lt's not as cold.
Soğuk değil.
I'm not exaggerating. lt's true.
- Abartmıyorum. Bunlar gerçek.
It's not going to work. lt'll get fucked up.
Bu iş yürümez. Her an her şey tersine dönebilir.
- That's different. - lt's not so different.
- Hiç de farklı değil.
It's too high... - lt is not.
Çok yüksek... - Değil.
- They'll be back! - lt's not over.
Neler oluyor?
We're talking about the proclamation... of the Commune, we're talking about people's hopes... lt's not the time to mention the Committee.
Yeterince hızlı ilerlemiyoruz. Çene çalarak zaman kaybediyoruz.
- lt's not a problem, you know. - That's good.
Fakat, koşullar aynı değil.
- lt's an idea! - Why not?
Kaçının öldürüldüğü konusunda istatistik bulunmuyor.
Why are you here, Mother? I told you I didn't want to see you here. lt's not for kids!
"Çocuğum, hakiki saadeti dışarıda bulamazsın ; çünkü o ruhumuzun tâ derinlerinden,... vicdanımızdan gelir."
An electric alarm might be better lt's not to keep out villains
Elektrikli bir uyarı belki daha iyi olurdu. Kötü kahramanları uzak tutmak için değil o.
Mum, let him explain I won't listen lt's not your business
Anne, izin ver açıklasın! Dinlemeyeceğim. Seni ilgilendirmez.
Close by, in a place for all of us lot from the city lt's not bad here
Yakında bir yerde, hepimiz için de şehirden bir parça sayılabilecek bir yerde. Kötü bir yer değil.
- This is quicker - lt's okay, it's not far
- Araba daha çabuk olur. - Sorun değil, çok uzak değil zaten.
We're not responsible for anything lt's clearly stated
Hiçbir şeyden sorumlu değiliz. Her şey gayet açık yazıyor.
Do Boy Under the Streetlamp lt's "Girl", not "Boy"
Sokak Lambası Altındaki Erkek'i gösterin. "Kız" olsun, "Erkek" değil.
It's not beautiful. lt's not romanticized.
Güzel değildi. Abartılmamıştı.
/ lt's not wrestling, you know..
- Biliyorsun bu güreş değil...
- lt's not.
- Hayır değil.
But this is wrong. lt's not'Arrods.
Fakat bu yanlış. O Arrods değil.
- You can't. lt's not safe for you to walk there.
Gidemezsin. Oraya kadar yürümen güvenli değil.
- lt's not your decision, young lady.
Bu senin vereceğin bir karar değil küçük hanım.
I'm not gonna lie to you. lt's the real deal.
Sana yalan söylemeyeceğim. Bu iş tehlikeli.
- lt's not where your efforts are best spent.
- Vaktini harcadığına değecek bir şey değil.
- lt's not my decision to make.
- Bu benim vereceğim bir karar değil.
- lt's not you.
- Seninle bir ilgisi yok.
- lt's not a porn party.
- Porno partisi değil.
- lt's not about that.
- Bununla ilgisi yok.
- No, it's a necklace- - lt's a bracelet. it's not on a hand.
- Hayır, kolye değil - Bilezik. Bir elin üstünde değil.
- lt's not on a thing?
- Bir şeyin üstünde değil mi?
- lt's not a problem, believe me.
- Sorun değil, gerçekten.
"lt's not my fault."
"Benim suçum değil."
I'm begging you. lt's not what you think.
Yalvarıyorum. Düşündüğün gibi değil.
- lt's not a pompadour.
- Sadece arkaya atılmadı.
- l know, it's just material. lt's obvious- - lt's not obvious!
- Biliyorum, sadece kumaş. Çok bariz -
- lt's not a big deal, I don't care.
- Önemli bir şey değil, umurumda değil.
- lt's not a big deal.
- Önemli bir şey değil.
I don't have it, though. lt's not here.
Bende değil ama. Burada değil.
- lt's definitely not- -
- Kesinlikle burada -
- lt's not his fault.
- Bu onun suçu değil.
- lt's not Larry's- - - lt's the kid's fault.
- Larry'nin değil - - Çocuğun suçu.
No, not really, it's just- - lt's just that it always is.
Hayır tam olarak değil, sadece- - Sadece her zaman öyledir.
- Oh, it's not. lt's just there's so much to be passionate about.
- Değil. Sadece tutku duyulacak bir sürü şey var.
No. lt's not. My choice is civil.
Ben medeni olmayı seçiyorum.
That's not real. lt's a fairy tale.
Bu bir peri masalı.
-... the "nature of love" piece. - lt's not too old?
- Çok eski değil mi?
Come on. lt's not like we kicked you off first or anything.
- Yapma. İlk seni şutlamadık.
- lt's not. lt's not easy...
- Değil.
It's not just a brick. lt's from Hemingway's home in the Keys.
Sadece bir tuğla değil. Hemingway'in Keys'deki evinden.
lt's nothing 24
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing happened 754
nothing at all 597
not now 3813
nothing yet 509
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing happened 754
nothing at all 597
not now 3813
nothing yet 509