English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Not my type

Not my type traducir turco

781 traducción paralela
You're just not my type.
Sadece benim tipim değilsin.
You're seriously not my type.
Gerçekten benim tipim değilsin.
- Anyway, he's not my type at all
- Herneyse, zaten tipim değil
Not my type, but definitely pretty.
Tipim değil fakat, kesinlikle güzel.
That's not my type.
Benim tarzım değil.
- You're not my type.
- Tipim değilsin.
They're not my type.
Benim tipim değiller.
Well, just between you and me, they're not my type either.
Aramızda kalsın ama benimde tipim değiller.
No, she's not my type.
Hayır, benim tipim değil.
- Suppose he's not my type?
- Benim tipim olmayabilir.
She's not my type.
Benim tipim değil..
- No, she's not my type.
- Yok canım, kız tipim değil.
She's not my type. I don't mean to offend you, but...
Alınma ama benim tipim değil, bunu söylemem gerek...
- Not my type at all.
- Yani tipim değil.
She's not my type.
O tipim değil.
But it's not my type.
Ama tipim değil.
Supposing when you win she says : 'Sorry, you're not my type, sir'. Supposing she says :'You're too darn small'.
Ya peki kazanana "Seni sevmedim ben" derse.
You're not my type at all!
Hem zaten sen hiç tipim değilsin!
She's not my type.
Tipim değil.
Not my type, but still.
Tipim değil, ama olsun.
It's not my type, anyway.
Tipim değil zaten.
But she's not my type.
Ama tipim değil.
You're not my type.
Tipim değilsiniz.
Don't worry, you're not my type.
Merak etme, tipim değilsin.
He's not my type.
O benim tipim değil.
He's not my type at all.
Sonuçta tipim değil.
- Oh, he's not my type.
- Ah, benim tipim değil.
I SAID, you're not my type!
Tipim değilsin dedim!
- l know, but you're not my type.
- Biliyorum, ama sen benim tipim değilsin.
She's not my type!
Tipim değil!
Once in a while he even acts like a regular human being but stop pushing me because that man is not my type.
Ara sıra normal bir insan gibi de davranabiliyor. Ama beni zorlamaktan vazgeç çünkü o adam tipim değil.
- Don't worry, you're not my type.
- Endişelenme, tipim değilsin.
You're not my type.
Seni ilk ben bulsaydım...
No, he's not my type.
Hayır, tipim değil.
Marianne's not my type.
Marianne tipim değil.
You're not my type at all.
Tipim değilsin aslında.
But he's not my type.
Ama benim tipim değil.
- He's absolutely not my type.
- Ve söz konusu adam, hiç tipim değil.
Not my type.
Tipim değil.
I'm not the type of person who'd leave my business cards with kids like you two.
Ben size iş kartımı verecek biri değilim.
Not my type.
Benim tarzım değil tabii.
Well, she's not exactly my type, but for you, I'd make love to a crocodile.
Pek benim tipim degil ama, sizin icin bir timsahla bile sevisirim.
- Well, she's not my type.
Benim tipim değil.
I'm not the type to spend my life alone, but no one's going to take away my freedom or peace of mind.
Hayatını yalnız yaşayacak tiplerden değilim,.. ... ama kimse özgürlüğümü ya da huzurumu elimden alamaz.
To see my mother. She's not the type to draw flowers.
Anneninkine, biliyorsun, o çiçekler çizecek bir tip değil...
You see, my husband is not the confident type.
Kocam, hiç kendine güvenli biri değil.
She was not the type to let herself be picked up. And it was hardly my style to try.
Sokakta tanışıp ilişki kurulacak türden bir kız değildi ayrıca bunu denemek de benim şıklığı yerlere serebilirdi.
She's not even my type.
Benim tipim bile değil.
I did my best as a babysitter, but I'm afraid I'm not the type.
Bebek bakıcısı olarak elimden geleni yaptım, ama korkarım tipim bu değil.
He's not really my type.
Hiç tipim değil aslında.
- My Laurel's not your type, sweetie.
- Laurel'im senin tipin değil tatlım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]