Mag traducir turco

I been readin your mag for the past 6 months,

6 ay var ki derginizi okumaktayım.

Come on, Mag.

Gel, Mag.

It was so much worse than I could have / mag / ned.

Tahmin ettiğimden kat be kat kötüydü.

- Thanks. That was swell, Mag.

- Çok iyiydi Magenbruch.

Reach over real quick and switch to mag. That's magneto.

Çabucak uzanıp manyetoya geç.

You're a mighty fine gal, Mag.

Çok iyisin, Mag.

Move aside, Mag.

Çekil, Mag.

This is much more Serious than you i mag in e.

Bu hayal edebileceğinizden çok daha ciddi bir durum.

I MUST BE A VERY I MAG I NATIVE GUY.

Hayal gücü çok geniş bir adam olmalıyım.

- What's that clock say, Mag, 6 : 15?

- Saat kaç, Mag, 18.15 mi?

MAG ELLAN BEVIS- -

Misal :..

MAG ELLAN BEVIS, SAI LING AROUND THE HORN ;

Bevis'lerde büyük hayallere, koca umutlara olağanüstü şevke alışığım.

I'VE GIVEN HIM TWO STRI KES ON ALL HIS MAG IC.

Bütün büyüsüne iki yumruk geçirmiş oldum. İki yumruk.

IT WAS MAG IC, BOLI E. WE HAD TO HAVE MAGIC THEN.

- Dilek tutmak zorundaydım! - Büyü diye, dilek diye bir şey yoktur.

HAD TO MAKE A WISH. THERE AIN'T NO MAG IC OR WISHING OR NOTHING LIKE THAT.

Eğer çok güçlü dilersek gerçekleşir, Bolie.

THERE AIN'T NO MAG IC.

Orada bir numaraydım.

NO MAG IC, HENRY.

Dövüşü ben kazandım.

NOW, HENRY, THERE AIN'T NO SUCH THING AS MAG IC.

- İnanamam. - İnanamam.

MAYBE THERE IS MAG IC, AND MAYBE THERE'S WISH ES, TOO.

Sanırım asıl sorun buna inanacak yeterli sayıda insan yok.

OH.

- Hadi, Mag, bir içki iç.

SO HOW LONG YOU WITH US?

Matem sana yakışmıyor, Mag.

YOU'RE GOING WITH ME, MAG.

Ama seni bu gece şehir dışına götürüyorum.

- Mag Wildwood.

- Mag Wildwood.

Mag, darling, what are you doing here?

Mag, tatlım, burada ne arıyorsun?

Mr Berman, we haven't been formally introduced, but I'm Mag Wildwood from Wildwood, Arkansas.

Bay Berman, resmen tanıştırılmamıştık ama ben Mag Wildwood, Arkansas Wildwood'dan.

- Mag, darling, you're being a bore.

Mag, tatlım, sıktın artık.

He came with Mag Wildwood.

Mag Wildwood'la beraber gelmişlerdi.

Darling, you met him. I know you did. Mag Wildwood's friend.

Tatlım, onunla tanışmıştın, onu tanıyorsun...

The tall, good-looking one who came to the party with Rusty?

Mag Wildwood'un arkadaşı. Rusty'le beraber partiye gelmişlerdi.

Screen is on full mag, sir.

- Ekran tam büyütüldü.

How much is this mag?

Bu dergi ne kadar?

Mag and Jacky and I, we went into a little tea shop to get out of the rain.

Margaret ve Jacky'le birlikte yağmurdan kaçmak için... küçük bir çaycıya gittik.

I don't know. It's like they, they're neurotic or psychotic or having fun as they say in Life Mag...

Bilmiyorum ya kaçıklar, sinir hastası olmuşlar ya da...

My plane's got a bad mag drop.

Uçağım iyi durumda değil.

I got five Smiths, two Lugers... a.357 Mag.

Beş Smith, iki Luger ve bir 357 Mag.

Mag..

Büü...

Mag...

Bü...

Staggering! Mag...

Büyüleyici!

- Full mag on viewer.

- Ekranda büyütün.

- Full mag, sir.

- Emredersiniz.

It will go with just the mag chips.

Etraftaki parçalar tutuşmaya yeter.

I don't have ten thousand taels of silver with me.

10 bin magırı üzerimde nasıl taşıyacağım

Setup a separate interview with you and Mr. Neal. and let him really come the grips with your mag's attitude.

Şu röportajınıza biraz verip kendisini neden biraz derginin dikkatine çekmiyoruz.

Well, this is the. 44 Magnum Auto-Mag.

Bu bir 44 kalibrelik otomatik Magnum.

- I need another mag.

- Yeni şarjör ver.

- Well, I don't want a net.

- Ben ağ da, mağ da istemiyorum.

THAT YOUR I MAG I NATION WOULD RU N AWAY WITH YOU, TOO, SUCH AS H IS OBVIOUSLY DID.

Tıpkı onunki gibi.

THAT THERE AIN'T ANY MAG IC? WHEN DOES SOMEBODY PUSH THEIR FACE DOWN ON THE SIDEWALK AND SAY TO'EM,

Birileri, kafasını kaldırıma dayayıp...

AND THERE AIN'T NO SUCH THING AS MAG IC, IS THERE?

Ya da belki...

MOURNING BECOMES YOU, MAG.

Ee..

WE'LL GO TO SAN FRANCISCO, HUH? WE'LL HAVE A BALL, MAGGIE.

Benimle geliyorsun, Mag.