English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / Make your mark

Make your mark traducir turco

118 traducción paralela
Sign your name or make your mark.
İmzanızı ya da damganızı atın.
You own the property, so you sign'em. Here, you can make your mark.
Arazi sizin o yüzden bunu siz imzalayacaksınız.
IF YOU CAN'T WRITE, MAKE YOUR MARK!
EĞER İMZALAMAZSAN, LÜTFEN İMZALA!
Make your mark right there.
Tam şuraya imzanızı atın.
Sign your name or make your mark.
Adιnι yaz ya da bir işaret çiziktir.
Wiley, make your mark.
Wiley, işaretini çiziktir.
Here, Ben, make your mark.
Buraya Ben, işaretini koy.
If you can't write, just make your mark. Regulations.
Yazmayı bilmiyorsanız, işaretinizi koyun, kurallar böyle.
- If you can't write, make your mark.
- Yazamıyorsan işaret at.
They sign on drive the beef 1,000 miles, make your mark draw your pay, and move on to the next ranch.
Çiftliklerle anlaşır... sığırları 1500 kilometre öteye götürüp damgalar... paralarını alır ve bir sonraki çiftliğe yollanırlar.
Now it's the time to make your mark.
Şimdi imzanı gösterme zamanıdır.
Make your mark in society, not on society.
Toplumda bir önemin olsun istiyorsan, sadece toplumda değil.
Make your mark in society, not on society. "
Toplumda bir iz bırak, sadece toplumda değil. "
I'll make your mark.
Ben senin yerine işaret koyarım.
Make your mark right here.
İşaretini tam şuraya koy.
Go on, Christy, Go on, make your mark,
Haydi, Christy. Haydi birşeyler yaz.
" Make your mark.
" Kendi markanı yarat.
You're a young man trying to make your mark in the world, and... how you go about doing that's a lot more important to your father than showing up for turkey.
Dünyaya adını yazdırmaya çalışan genç bir adamsın, ve babana, hindi için gelmek yerine daha önemli şeyler yapmaya ne dersin.
Make your mark, if you can't sign.
İmza atamıyorsan parmak bas.
Make your mark right here.
Şuraya imza at.
Make your mark.
İmzanı at.
You wanna make your mark here's your chance.
Kendinizi göstermek istiyorsanız işte şansınız.
Swimmers, make your mark!
Yüzücüler, yerlerinizi alin!
You change it, you shape it, you make your mark upon it.
Onu değiştiriyorsun, ona biçim veriyorsun, damganı vuruyorsun.
You know, as a woman on your own, trying to make your mark... what do you do with that victory energy at the end of the day, you know?
Bilirsin, bir kadın olarak kendini sürekli ispatlamaya çalışırsın... Ve günün sonunda elde ettiğin zaferin tadını çıkarmaya bakıyorsun.
- Well, then, make your mark.
- İşaret koy.
If you're willing, make your mark.
İstekliysen, imzanı at.
All craft, make your mark 20 degrees down angle.
- 20 derece alçalın.
Make your mark
İşaretini yap
You know, make your mark in the underworld.
Bilirsin, yeraltı dünyasında mimlenmek.
Bush. Make your mark, styles.
İmzala, Styles.
I know you'll make your mark hair-wise.
Sen de saç konusunda eminim iz bırakacaksın.
Make your mark and go down!
İşaretinizi koyun ve inin!
How do you make your mark?
Nasıl imzalayacaksın?
Make your mark.
İmzala.
Look, I know that you wanna make your mark down here and, and that's really sweet, but, you can't just go messing around with the snibbits door room, willy-nilly.
Bak, burada kendine ait bir işaret bırakmak istiyorsun ve bu çok hoş birşey ama... Plansız programsız o odaya girip orayı karıştırmak istemezsin.
You want to make your mark, Steven.
Kendi şöhretini kazanmak istiyorsun, Steven.
I'll make sure you will... by engraving a mark on your body.
Sen-ecek emin olacağım... vücudunuzun üzerinde bir işareti oyma.
Let them get mad, pat the ring in your pocket, make the mark of the "Z."
Onların kızmasını sağla, cebinden yüzüğü çıkar ve elinle "Z" harfi yap.
Your imagination could make its mark.
Bu, hayal gücünü gerçekten gösterebileceğin bir şey.
Now, without thinking allow your hand to make a mark inside the circle.
Şimdi hiç düşünme, elin daire içinde bir çizgi çizsin.
Mark and I talked and I realized how much I love your stupid brother, and yeah, we got our problems, but I really wanna make it work.
Mark ile ikimiz konuştuk ve senin o aptal abini ne kadar sevdiğimi anladım ve kabul aramızda sorunlar var ama gerçekten bunları aşmak istiyorum.
and if you make a change you might have to change the name of the program or mark out your change very clearly so that your change doesn't reflect on the author
Programın ismini de değiştirmelisiniz veya değişikliğinizi açık açık belirtin yani sizin katkınız yazarın değildir
Or make your mark.
Ya da işaretinizi yapın.
You gonna suffer in silence for the rest of your life, or are you gonna make a mark?
Hayatın boyunca acı mı çekeceksin, yoksa bir iz mi bırakacaksın?
What if I make my mark on the world, earn your parents'respect?
Ya bütün dünyaya nam salıp ailenin gözüne girersem?
[Taylor] They make you give them control. Take your mark. They demand your trust.
Kontrolünüzü onlara vermenizi, onlara güvenmenizi istiyorlar.istiyorlar.
If your son has a desire to be something in life, to make a mark in society then why can't women have the same desire?
Oğlunuz arzu ettiği bir işi, toplum içinde yapabiliyorsa o zaman kadınlar neden bunu talep edemiyor?
Make your own mark.
"Kendi damganı vurmak."
I make my mark on your paper.
Ben de imzamı atıyorum.
Because you have your whole life with mark, all that time to make it perfect, and I don'T.
Mark'la beraber koca bir hayatın var. Mükemmelleştirecek bir sürü zaman, ve benim yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]