Move yourself traducir turco
232 traducción paralela
Edvige, move yourself. What are you doing?
Edvige, hadi kıpırda, Neyi bekliyorsun?
Well, move yourself, Campbell.
Haydi kıpırdayın Campbell.
Come on, move yourself, lad.
Haydi, kıpırdayın gençler.
Move yourself, lad.
Kımılda adamım.
Move yourself!
Kıpırda!
Move yourself.
Çekil şuradan.
Move yourself.
Kıpırda.
Come on! Out of my door! Move yourself!
Hadi çekil kapımın önünden!
Move yourself, man.
Acele et be adam.
Move yourself, lad.
Davran bakalım dostum.
Lazy bones, move yourself!
Tembel, kımılda!
You can move yourself in "L".
Şurada bir "L" yapabilirsin.
- Move yourself, boy!
- Kendi başına oyna dostum!
Move yourself away!
Çekilin kenara!
Move yourself, bastard!
Kaçmasanıza, piçler!
Why don't I move the three kids over there... and you see what kind of parenting you do by yourself.
Neden çocukları senin yanına yollamıyorum böylece nasıl bir baba olduğunu kendi gözlerinle görürsün.
You must imagine that I'm looking at you in the... same way as the water with which you wash yourself... or the air you move in or the light that shines on you.
Bakışlarımı, yıkandığın su gibi içinde hareket ettiğin hava gibi seni aydınlatan ışık gibi düşün.
" You must imagine I look at you in the same way as the water... you wash yourself with or the air you move in... or the light that shines on you.
"Bakışlarımı, yıkandığın su gibi..." "... içinde hareket ettiğin hava gibi... " "... ya da seni aydınlatan ışık gibi düşün. "
Have your fare ready and the instant that your cab stops move speedily through the muse and time yourself to reach the other end at exactly a quarter past 9 : 00 where you will find a small broom waiting close to the curb driven by a fellow with a heavy black coat,
Ücretini hazırla ve araba durur durmaz zamanını ayarlayıp hızlıca hareket ederek kalabalığın içinden geç ve saat tam 9 : 00'u çeyrek geçe caddenin öteki ucuna ulaş. Orada seni kaldırımın kenarında yaka uçları kırmızı olan, koyu siyah palto giymiş bir arabacının sürdüğü küçük bir araba bekliyor olacak.
If you don't move off the land, then you better start digging holes in it... to bury yourself in.
Bu araziden çıkmazsanız... kendinizi gömmek için çukur kazmaya başlasanız iyi olur... her biriniz.
You'd better get yourself set for another one because when I holler, I want you to move out in a hurry!
Kendini ikinci vaftize hazırlasan iyi edersin. Çünkü bağırdığım zaman, hemen harekete geçmenizi istiyorum!
The way you move, the way you carry yourself, as if you're sure.
Hareket şeklin, kendinden eminmiş gibi duruşun.
Smarten yourself up, keep your wits and move, fast.
Üstünü başını topla, aklına mukayyet ol ve yola koyul. Çabuk ol, kıpırda!
Keep this to yourself until we move out.
Yola çikana kadar kimseye söyleme.
Move and you'll find yourself split in two.
Hareket etme. Hareket edeni ikiye bölerim.
Lock yourself in, and don't move.
Kendini kilitle, ve hareket etme.
That just happens to be my birthday present to you, and you can just move it yourself!
Bu sana doğumgünü hediyemdi, ve onu kendin indir!
You just have to push yourself off the ground and move legs in the air.
Yapman gereken kendini yerden sıçratmak... Ve bacaklarını havada hareket ettirmek.
Maybe after a while you could even move in yourself.
Belki bir süre sonra sende oraya taşınabilirsin.
You can make yourself a darkroom. It was time to move.
Kendine bir karanlık oda yapabilirsin Vakti de gelmişti zaten.
Don't let him move so much as an inch, and you've got yourself 10,000 in cash, boy.
Onun bir santim bile kıpırdamasına izin verme ve 10 bin dolar nakit paran olsun evlat.
If you move too sudden, or worse, try jumping on her back, and you might just as well strap yourself to a... well, to a rocket.
Ani hareket ederseniz, ya da daha da kötüsü sırtına zıplayıp da binmeye kalkarsanız kendinizi rokete bağlanmış gibi hissedebilirsiniz.
Have your fare ready and the instant that your cab stops move speedily through the muse and time yourself to reach the other end at exactly a quarter past 9 : 00 where you will find a small broom waiting close to the curb
Ücretini hazırla ve araba durur durmaz zamanını ayarlayıp hızlıca hareket ederek kalabalığın içinden geç ve saat tam 9 : 00'u çeyrek geçe caddenin öteki ucuna ulaş.
Let yourself move through the space and express your inner life.
Hareketlerinizi boşluğa bırakın ve iç dünyanızı açığa çıkarın.
I, d say going there by yourself... was not the smartest move you ever made.
Bak, bence oraya yalnız giderek... hiçte iyi birşey yapmadın.
But assuming that your move was carefully calculated... in order to get the best deal for yourself... you've actually been the greatest player of all.
Ancak kendiniz için en iyi anlaşmayı yapabilmek için hareketlerinizin çok dikkatlice hesaplandığını farz edersek aslında gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncu olduğunuz ortaya çıkıyor.
Everyone said it was a stupid move, but I didn't care because I loved you and wanted to see you pull yourself out of this funk that you've been in since that whore dumped you so many years ago.
Herkes aptal bir hareket olduğunu söyledi ama ben aldırmadım çünkü seni sevdim ve senin... yıllar önce o kaşar, terk ettiğinde girdiğin hissizlikten kurtarmanı görmek istedim.
Cover yourself. And stay here. Don't move.
Kendini koru ve burada bekle.
You're expected to move on, but you don't remember what moved you because no one's asked you in so long, not even yourself.
Devam etmen istenir ama seni yaşamda ilerleten şeyi unutursun, kimse anımsamaz, sen bile.
Now, can't you put yourself in his position? Try to anticipate his next move?
Kendini onun yerine koyup ne yapacağını tahmin edemez misin?
That means that you must not trust that move, must have left yourself vulnerable somewhere.
Bu o hamleye güvenmemen gerektiğini gösterir. Kendini bir yerlerde savunmasız bıraktın.
I think he would want you to move on, find yourself a new man and be happy again.
Sanırım hayatına devam etmeni yeni bir adam bulmanı ve mutlu olmanı isterdi.
- Move it by yourself.
- Kendin gelsene hadi.
- Did you try to move it yourself?
- Kendin mi nakletmeye kalktın?
As soon as one of us move up... ... a crab motherfucker like yourself pulls us right back down.
İçimizden biri yükselmeye başladığında senin gibi itin teki bizi aşağı çeker.
It's how you move and how you express yourself that's important.
Bu yüzden onlar ballet okulu. Nasıl hareket ettiğin ve kendini nasıl ifade ettiğin daha önemli.
You decided to move to Sokcho, and live with Eun-suh all by yourself.
Sokcho da yanlız yaşamak istedin ama şimdi Eun-suh ile yaşıyorsun.
There comes a point where you either have to move on or just buy yourself a Klingon costume and go with it. Right.
Evet.
How did you move it by yourself?
Bunu kendi başına nasıl kımıldattın?
You can move away yourself
Tek başına da taşınabilirdin.
You make the same move down and over, and where do you find yourself?
Aynı hareketi yapıp... aşağıya iniyorsun ve kendini nerede buluyorsun?
yourself 387
yourself included 25
move it or lose it 23
move it 2576
move your feet 54
move your ass 143
move your car 23
move out of my way 19
move your hand 39
move over 401
yourself included 25
move it or lose it 23
move it 2576
move your feet 54
move your ass 143
move your car 23
move out of my way 19
move your hand 39
move over 401
move closer 21
move out of the way 104
move out 424
move in with me 38
move in 316
move it along 71
move on 540
move up 92
move fast 40
move faster 33
move out of the way 104
move out 424
move in with me 38
move in 316
move it along 71
move on 540
move up 92
move fast 40
move faster 33
move forward 97
move your hands 21
move now 53
move it up 29
move along 326
move down 21
move it in 19
move away 181
move to strike 31
move aside 200
move your hands 21
move now 53
move it up 29
move along 326
move down 21
move it in 19
move away 181
move to strike 31
move aside 200