My childhood traducir turco
1,436 traducción paralela
It has been with me since my childhood.
Çocukluğumdan beri benimle birlikteydi.
This horse is with me since my childhood.
Bu at çocukluğumdan beri benimle.
Since my childhood I have known only fighting.
Çocukluğumdan beri sadece savaşmayı bildim.
You know what my mother taught me in my childhood?
Küçükken annem bana hep şunu söylerdi :
My childhood died on July 1 8, 2003... the day Kobe Bean Bryant was charged with sexual assault.
Benim çocukluğum Kobe Bryant'ın cinsel saldırıdan dava edildiği gün, 18 Haziran 2003'de bitti.
He just let me blindly enjoy my childhood.
Benim çocukluğumu hiç birşeyden haberim olmadan yaşamamı sağladı.
It's one of the few things I have left from my childhood
Çocukluğumdan kalan ender şeylerden biri.
Like I said there's very little I remember from my childhood
Dediğim gibi çocukluğumu çok az hatırlıyorum.
I spent a good chunk of my childhood looking for a 1944 penny worth thousands.
Çocukluğumun büyük kısmını binlerce dolarlık 1944 tarihli bir peni bulmaya harcadım.
Well... That could explain a lot about my childhood.
Yani... bu benim çocukluğumu aydınlattı.
Apparently all the complexes incurred in my childhood were not enough.
Çocukluğumda edindiğim kompleksler yetmemiş.
I got cheated out of my childhood.
Bende çocukluğumu yok olmaya bıraktım,
My childhood?
Çocukluğumdan mı?
Don't start comparing my childhood to what's going on with Matt.
Benim çocukluğumla Matt'e olanlarınkini karşılaştırmayı kes.
OK, now tell me my childhood dog, Buster, was never put down, and we're gonna be reunited this weekend.
Tamam, şimdi de bana çocukken sahip olduğum köpek olan Buster'ın uyutulmadığını, bu hafta sonu ona tekrar kavuşacağımı söyle.
Chapter one, of my childhood and my father, please.
Bölüm bir, çocukluğum ve babam, lütfen.
My childhood was a nightmare! I've spent the rest of my life trying to board up that haunted house.
Çocukluğum bir kabustu.Hayatımın geri kalanında bu lanetli evi unutmaya çalıştım.
When I had to move back into my childhood bedroom because I didn't have a penny to my name.
Çocukluğumdaki odama dönmek zorunda kaldığımda beş parasızdım.
He is my childhood friend's son and Milli's childhood her best friend, Rajat Varma.
O benim çocukluk arkadaşımın oğlu ve Milli'nin çocukluk arkadaşı Onun en iyi arkadaşı Rajat Varma
Right from my childhood, I've grown up.. .. playing among the trees and mountains.. .. with the birds and the animals.
Çocukluğumdan beridir, Bu ağaçların ve sağların arasında oynayarak büyüdüm kuşlarla ve hayvanlarla birlikte.
When I think of the lazy afternoons of my childhood, of the bruised skies and the blank faces of the women with dirty bare feet by the side of the road,
Çocukluğumdan beri tembel olduğumu mu düşünürdüm.. Mavi bir gökyüzü ya da yok edilemeyen bir kadın hayali gibi
When I think of the lazy afternoons of my childhood, of the briny smell of sea air in the cool evenings,
Çocukluğumdan sonra tembelliğimi attığımı sanıyordum Sanki bir dahilik ve çalışkanlık gelmiş ve sürekli bişeyler yapmak istiyordum
When I think of the lazy afternoons of my childhood, of the briny smell of sea air in the cool evenings.
Çocukluğumdan beri tembel olduğumu düşünürdüm Güzel kokuları alamayacak kadar tembel
Just checking my childhood memories.
Çocukluk anılarımı gözden geçirmem lazım.
I wanted to see it since my childhood.
Çocukluğumdan beri görüyorum.
From my childhood I was alone, my parents... I am Raj Goyal.
Çocukluğumdan beri yalnızım, ailem... Ben Raj Goyal. Piya'nın babası.
In memory, my childhood divides pretty evenly between dining at the Ritz and flitting from rented houses in the night to escape the bailiffs.
Hatırlıyorum, çocukluğum yarı yarıya yemeklerimizi Ritz'de yemekle hacizden kurtulmak için gece yarısı kiralık evlerden kaçmakla geçmişti.
From my childhood, I hated algebra.
Küçüklüğümden beri algebradan nefret ederim.
Arjun, my childhood classmate.
Arjun, küçükken sınıf arkadaşımdı.
Infact not now... from my childhood.
Şimdi olmayabilir ama küçükken ona aşıktım.
And step by step my childhood was left behind.
Ve yavaş yavaş cocukluktan çıktım.
Just like that. I remembered a song of my childhood.
Sadece... cocukluğumda dinlediğim bir şarkı geldi aklıma.
I have grown under your loving care here, since my childhood.
Burada sizin sevginizle büyüdüm.
I was a white slave, from Andalusia, where I spent my childhood, and probably before that, even further back still.
Ben, Andalusia'dan getirilmiş bir beyaz köleydim çocukluğumu orada geçirmiştim büyük olasılıkla doğma büyüme oralı idim.
My childhood upbringing was a little unusual in the sense that
Çocukluk dönemlerim biraz sıradışıydı.
You are merely the nightmare of my childhood, the monster from under my bed.
Siz yalnızca, çocukluk kabusumsunuz. Yatağımın altındaki yaratıklarsınız.
My novel is about some bullshit, about my childhood.
Çocukluğumdaki saçmalıklarla ilgili.
I was referring to my childhood bedroom.
Çocukluğumdaki yatak odamı kastetmiştim.
You know... my childhood was no picnic, but I never used it as an excuse to beat my son.
Sen bilirsin- - Benim de çocukluğum piknik gibi geçmedi. Ama bunu hiçbir zaman oğlumu dövmek için bir bahane olarak kullanmadım.
Cos I'd be forced to testify about my childhood.
Çünkü o zaman çocukluğumla ilgili tanıklık etmek zorunda kalacağım.
You don't need to worry. I've been doing it since my childhood I'm really worried for you.
Defol git buradan. - Üc kadinla nasil basa cikacaksin?
I wish there was a time machine. We would push its button and go back to my dad's childhood and see him, that would be nice, right?
Böyle bir zaman makinesi olsa babaanne, düğmesine bassak babamın küçüklüğüne dönüp onu görebilsek ; ne güzel olurdu değil mi?
The least of my childhood dysfunctions.
Çocukluğumdaki en basit anormalliklerinden biri.
And it's my fucking choice when I take off my pants and I show my pussy, and then I stop when I wanna stop and it makes me feel good because I'm in charge, and it helps me remember all this childhood shit that happens to me.
pantolonumun ne zaman indirip kukumu göstereceğim, benim kahrolası seçimim, ve sonrasında istediğim zaman dururum, ve bu kendimi iyi hissettiriyor çünkü bu benim sorumluluğum ve bu çocukken başıma gelen boktan olayları hatırlamama yardım ediyor.
It's my heart, weakened as it was by a childhood ailment!
Çocukluktan kalma bir hastalıkla zayıf düsen kalbim..
Isn't it nice having a living history of embarrassing moments from my childhood.
Çocukluğumun utandırıcı anlarıyla ilgili yaşayan bir tarihe sahip olmak güzel değilmi.
I had to go through his road manager in order to invite him to the show... which pretty much defines my entire childhood with him.
Onu davet edebilmek için menajeriyle görüşmem gerekti... ki bu da çocukluğumun nasıl geçtiğini gösteriyor olmalı.
- Yeah? That aftershave, it just made my whole childhood come back with a sudden Proustian rush.
Çocukluğumu hatırlatıyor bu koku bana.
Ladies and gentlemen of the court, when I think of the lazy afternoons under the bruised skies of my childhood, of the smoldering trees burned down to the ground.
Bayanlar ve baylar mahkeme öğlen başlayacaktır
Such a grave punishment for my folly in childhood... did I deserve it?
Çocukluk çağımdaki bir çılgınlıktan dolayı böyle bir mezar cezasını... haketmişmiydim?
What about my dad's childhood?
Babamın çocukluk dönemi nasıldı?
childhood 30
my children 298
my child 708
my choice 43
my chest 45
my character 16
my chair 17
my chest hurts 24
my children 298
my child 708
my choice 43
my chest 45
my character 16
my chair 17
my chest hurts 24