English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My chest

My chest traducir turco

1,901 traducción paralela
Every time I lie down, my heart just rises to the top of my chest, and I can't stop it.
Ne zaman yatsam kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi oluyor. Elimde değil.
- My chest.
- Göğsüm!
- I feel like my chest will explode.
Göğsüm patlayacakmış gibi geliyor.
What's wrong with my chest?
Göğsümün nesi var?
Oh. Rub my chest.
Göğsüme sürün.
Rub my chest.
Göğsüme sürün onları.
I have a pain in my chest, like somebody... put my heart in a vice and just tightened it.
Göğsümde sanki birisi kalbimi mengeneye koymuş ve sıkıştırmış gibi bir ağrı var.
I can feel it in my hands and my chest, and that seed has to be nurtured, cultivated until it grows into a full-blown rage.
Onu ellerimde, göğsümde hissedebiliyorum ve bu tohum büyüyüp açana kadar beslenmek ve bakılmak zorunda.
There's some things I want to get off my chest.
İçimden geçenleri söylemek istiyorum.
Gigitkan snake on my chest.
Göğsüme bir engerek koy.
Gigitkan Antony snake on my chest, the bite would relieve my pain forever.
Engereği göğsüme koy Antony. Isırığı, çektiğim acıyı sonsuza dek dindirecek.
Gigitkan in my chest.
Göğsüme yerleştir.
Though sometimes the wanting to was – was like a live animal clawing at my chest from the inside.
Yine de o arzu içimi kemirir, durur.
Natalie, I feel this tingling in my chest and in my face.
Göğsümde ve yüzümde bir karıncalanma hissediyorum.
Do you see a bruise on my chest from all that CPR?
Kalp masajında göğsümde oluşan morartıyı görüyor musun?
Do you see the bruise on my chest from all that CPR?
Kalp masajında göğsümde oluşan morartıyı görüyor musun?
Ain't just gonna tattoo any motherfucker on my chest!
Başka bir lanet olasıyı göğsüme çizdirmeyeceğim.
- Ow, my chest. - Vivian :
- Ow, göğsüm.
Perhaps if I had a bomb strapped to my chest, I'd get more attention.
Belki göğsüme bir bomba bağlı olsaydı, daha çok dikkat çekerdim.
As long as I'm in this bed, they've got one hand in my chest and one hand in my wallet.
Ben bu yatakta yattığım sürece, bir elleri göğsümde bir elleri cüzdanımda.
I started sweating, my chest was tight and I felt like I was drunk.
Bende hoşlanmıştım, göğsüm daralıyordu sarhoş gibiydim.
Okay, I feel like there is an elephant sitting on my chest and I am on drugs.
Sanki göğsümde bir fil oturuyor. Ayrıca ilaçların etkisi hâlâ üzerimde.
and above it she wants this picture of her face i can't have this on my chest scaring off beatiful women in the clubs.
Dövmeleri seversin. Ve bir de üstüne yüzünün bu resmini istiyor. Kulüplerdeki güzel bayanları korkutacak bu şeyi göğsüme yaptıramam.
There are a few things I need to get off my chest before we die.
Ölmeden önce söylemem gereken bir şeyler var.
My heart... My heart was pounding in my chest
Kalbim... kalbim göğsümden fırlayacak gibi oldu.
It's like a huge hole has been punched through my chest.
Sanki göğsümden koca bir delik açılıyor.
The hole in my chest, well, when I'm with Jake, it's like it's almost healed for a while.
Göğsümdeki delik Jake ile beraberken neredeyse iyileşiyor gibi sadece bir anlığına.
Feels like someone's sitting on my chest.
Sanki göğsümün üstünde bir şey var!
It's my chest.
Göğsüm.
My chest hurts. ... sort of a fetal position...
Göğsüm acıyor.
No, my chest.
Hayır! Göğsüm.
A longing's bloomed inside my chest.
Arzular göğsümün içinde çiçek açıyor.
A longing's bloomed inside my chest.
Özlem göğsümde çiçek açtı.
A longing's bloomed inside my chest.
arzular göğsümde çiçek açtı.
In my chest is a fire.
göğsümde bir ateş.
My heart is beating out of my chest.
Keşke biraz daha dağılmış olsaydın.
I will literally rent a camper, and we will drive across America with my flashlight on your chest.
Abartmıyorum, bir kamp arabası kiralarım ve fenerim göğsünde bütün Amerika'yı dolaşırız.
They took a chest X-ray yesterday, checked my heart.
Dün göğüs röntgeni çekildi. Kalbime falan baktılar.
- See, I got him on my motherfucking chest.
- Bak, lanet göğsümde onun yüzü var.
Someone stabbed him in the chest! My God!
Biri onu göğsünden bıçakladı.
The whole weak-In-The-Knees, tattoo-You-On-My-Chest thing?
Dizlerinin tutmaması ve vücuduna dövme yaptırman gibi şeyler.
I put tourniquets on where I could, started tying off the arteries with my bare hands, but the bleeding was everywhere- - Stomach, chest.
Koyabildiğim her yere turnike bağladım, damarlarını çıplak ellerimle tuttum ama her tarafı kanıyordu, midesi, göğsü.
When I think about my future- - Who I am now, who I want to be, how I want to spend the rest of my life, when you get that flutter in your chest- - Alex.
Geleceğimi düşündüğümde, şu an kim olduğumu, kim olmak istediğimi hayatımı nasıl geçirmek istediğimi kalbimdeki çarpıntıyı dinlediğimde, Alex diyor.
Give my love to Tom and his chest hair!
Tom'a ve göğüs kıllarına selam söyle.
If the PAHR Cups dual counter-balance chest gear for men can improve my swing imagine what it can do for yours.
PAHR Kupaları ikili karşı denge halinde erkekler için göğüs dişli benim salıncak artırabilirsiniz Ne senin için neler yapabileceğini hayal edin.
Pain in my back and chest.
Sırtımda ve göğsümde ağrı var.
I think he had the machete through his chest or something and walks into the emergency room and they're like, "Oh my God!"
Sanırım göğsünde pala ya da onun gibi bir şey vardı ve acil servise yürürken insanlar "Aman Tanrı'm!" diyorlarmış.
She sucker-punched me, took my gun, shot the girl in the chest.
Beni şaşırtıp yumruk attı silahımı alıp kızı göğsünden vurdu.
And the ever popular "will you sign my'chest'?"
Ve hep popüler olanı : "Göğsümü imzalayabilir misiniz?"
Where did you get all that glistening chest hair? It came with my Star of David.
Ben... ben seni uyarıyorum uhh...
That chest has been in my family for generations... bestowed upon my father at his own coronation.
O sandık nesiller boyunca ailemizdeydi. Babamın taç giyme töreninde ona emanet edilmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]