English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My life

My life traducir turco

73,478 traducción paralela
Because you have always been one of the kindest people in my life, Alex romero.
Çünkü hayatımdaki en iyi insanlardan biri oldun sen Alex Romero.
You didn't bring Norman into my life.
Hayatıma Norman'ı sokan sen değilsin.
So I spend the rest of my life in an institution?
Hayatımın kalanını tımarhanede mi geçireceğim?
I just... my life, it's, like, really complicated right now and...
Benim hayatım... çok karışık...
You invaded my life like a disease, and you make mistake after mistake, and you want to know why?
Hayatımı bir hastalık gibi gaspettin. Artı hata üstüne hata yapıyorsun. Bir de nedenini bilmek istiyorsun?
I've never saw this maniac in my life!
Hayatımda bu manyağı hiç görmedim!
I asked him not to'cause I wanted that part of my life to be behind me.
Söylememesini istedim, çünkü o kısmı geride bırakmak istedim.
Nolan has changed my life.
Nolan hayatımı değiştirdi.
You and Hudson are the only good things in my life.
Sen ve Hudson hayatımdaki tek iyi şeysiniz.
I guess you could say, uh... you... you saved my life, man.
Sanırım diyebiliriz ki sen hayatımı kurtardın dostum.
Willa, it's not a coincidence you both showed up in my life after I woke up from my coma.
Willa, ikinizin de ben komadan uyandıktan sonra... hayatıma girmeniz tesadüf değil.
This is my life, my career, and I will not have some sad little wanker mess that up!
Bu benim hayatım, benim kariyerim... ve "gariban" birinin onu mahvetmesine izin vermeyeceğim!
I'd be grateful to you for the rest of my life.
Hayatımın kalanı boyunca sana minnattar olurum.
To get him out of my life for good.
İyiliğim için hayatımdan çıkartıyordum.
- Sister-in-law, there's someone in my life.
- Yenge, benim hayatımda biri var.
Like I said... there's a change in my life.
Dediğim gibi, hayatımda bir değişiklik var.
Why are you interfering in my life, mom.
Neden hayatıma karışıyorsun anne?
The best days of my life.
Hayatımın en güzel günleriydi.
Before today I'd never seen that face in my life.
Onu bugünden önce hiç görmemiştim.
Not five minutes before, he saved my life from a guy with a gun to my head.
Daha beş dakika önce beni kafama silah dayayan birinden kurtarmıştı.
I'm gonna be in the best shape of my life.
Hiç olmadığım kadar formda olacağım.
I spent my life in foreign lands.
Ben tüm hayatımı yabancı topraklarda geçirdim.
I owe her my life.
Hayatımı ona borçluyum.
What kind of a queen am I if I'm not willing to risk my life to fight them?
Savaşarak hayatımı riske atmayacaksam nasıl bir kraliçe olurum ben?
All my life, we've been pledged to House Tyrell.
Hayatım boyunca Tyrell Hanesi'ne bağlıydık.
I owe you my life.
Sana hayatımı borçluyum.
I never thought my life would turn out this way.
Hayatımın bu noktaya geleceğini hiç düşünmezdim.
Is this what my life's supposed to be?
Hayatımı böyle mi yaşamalıyım?
When I was a kid I never thought my life would turn out this way.
Çocukken... Hayatımın bu noktaya geleceğini hiç düşünmezdim.
I did anything I could to keep a man in my life so I'd feel loved just for a while.
Patricia... hayatımda bir adam tutmak için elimden geleni yaptım Bu yüzden bir süre yalnız kalacağımı hissediyorum.
♪ Devil took my life, who gives a fuck?
♪ Şeytanson hayatımı aldı, kim kimi sikiyor?
These things tore my life apart,
Bu şeyler hayatımı parçaladı,
Look, man, I've done some dumb things in my life, but I ain't a bad person.
Bak, dostum, ben hayatımda aptalca şeyler yaptım ama kötü biri değilim.
That was the best day of my life.
Hayatımdaki en iyi gündü.
My life's work is transformation.
Hayatımın çalışması dönüşümdür.
'Cause, I mean, if I thought the rest of my life would be spent as a mindless cog in a machine, I swear, I'd just get a tattoo across my face that says :
Eğer hayatımın geri kalanını, bir makinenin çarkı olarak geçireceğimi bilseydim, yemin ederim suratıma bir dövme yaptırırdım ve şöyle derdi :
But that place is my life.
Ama orası benim hayatım.
I didn't ask to live half my life unconscious in a hospital bed.
Ben hastanede yarı bilinçsizken, yaşamak istemedim.
My life's purpose is dedicated to preventing humankind from reaching too far, crossing a bridge that should never be crossed.
Hayatımın amacı, İnsanoğlunun hiç geçmemesi gereken bir köprüyü, geçip fazla ileriye gitmesini önlemek.
I've reached a point in my life where I only want to do things that I'm passionate about, and I do not want to waste any time.
Hayatımda bir noktaya ulaştım Burada yalnızca tutkulu olduğum işleri yapmak istiyorum, Ve ben herhangi bir zaman boşa harcamak istemiyorum.
And I want to continue living my life without you in it.
Ve hayatıma içinde sen olmadan devam etmek istiyorum.
She saved my life, maybe yours.
Benim hayatımı kurtardı, belki seninkini de.
Will, lying to you was the biggest mistake of my life.
Will, sana yalan söylemek hayatımın en büyük hatasıydı.
How long have you been in my life?
Ne zamandır hayatımda bulunuyorsun?
Which is crazy, because I have never smoked weed in my entire life.
Bu delilik, çünkü ben hiç hayatım boyunca ot içmedim.
That was the coolest thing - I have ever seen in my entire life!
Hayatım boyunca gördüğüm şey en havalı şey buydu!
My top three favorite things in life...
Hayatta en sevdiğim ilk üç şey :
Yes. Cersei believes my sole purpose in life is to destroy House Lannister.
Evet, Cersei hayattaki tek amacımın Lannister Hanesi'ni yok etmek olduğuna inanıyor.
With the last of my remaining friends we will begin our new life together.
Arkadaşlarımın kalıntıları eşliğinde birlikte yeni hayatımıza başlayacağız.
My whole life I had no idea.
Hayatım boyunca hiçbir fikrim yoktu.
Vik, my father walked out on my mother with a student and completely ruined her life, and now she's just taking him back and pretending that none of it ever happened.
Vik, babam bir öğrencisiyle annemi aldattı hayatını tamamen mahvetti şimdi onu geri getiriyor ve bunlar hiç olmamış gibi davranıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]