My plane traducir turco
1,354 traducción paralela
You know, if you're really interested in wine, you should let me fly you down to Napa in my plane.
Eğer şaraplar ilgini çekiyorsa yarın benim uçağımla Napa'ya gidelim.
My plane.
Uçağım.
My plane!
Uçağım!
I have a spare seat in my plane.
Eğer istersen, uçağımda boş bir koltuk var.
No, another plane. I got my plane stolen.
- Hayır, uçak aldım, çünkü uçağım çalınmıştı.
I need some fuel for my plane.
- Uçağım için yakıt almam gerek!
I've decided to go, my plane's leaving in 5 minutes.
Ben karar verdim, uçağım 5 dakikaya kalkıyor.
Everything started here when my plane took off.
Herşey burada başladı uçağım havalanırken..
My plane is leaving!
Uçağım kalkıyor!
I was shot in the gut, Kate... And I was dying... and my plane was going down.
Karnımdan vurulmuştum ve ölüyordum Kate.
I get my stuff and barely make my plane back to the United States.
Eşyalarımı topladım ve güçbela Amerika'ya dönüş uçağında yer buldum.
If you broke something in my plane, if something in my plane is broke...
Uçağımın bir şeyini bozduysan, uçağımın bir şeyi bozulduysa...
I gotta make my plane.
Uçağa yetişeceğim.
I miss my plane, and you can't tell me why?
Uçağımı kaçırdım ve sen bana ne olduğunu anlatamaz mısın?
- My plane gets in at three.
- Uçağım üçte kalkıyor.
It must be my plane tickets.
Uçak biletlerim gelmiş olmalı.
Some freak snatched him up and I tracked him with my plane.
Ruh hastasının teki onu kaçırdı, bende onları uçağımla takip ettim.
Naturally, but if I don't leave now, I might miss my plane.
Çok isterim, ama şimdi gitmezsem uçağı kaçıracağım.
My plane doesn't leave for 30 minutes, give...
Uçağım 30 dakika sonra kalkacak.
Except for this son of a bitch he's working on my plane tomorrow.
Bu adi herifinki hariç. Yarın uçağımı hazırlayacak.
Well, you let go of my plane that way and I'll toss your open mind right into that soup.
Eğer uçağı böyle sürmeye devam edersen, Açık kafanı çorbanın içinde boğucam,
I think it's my plane.
Galiba benim uçağım.
At least whoever gets my seat on the plane will be happy.
Şimdi uçakta benim yerime koltuğuma oturacak kişi mutlu olacak.
At 3 : 00, my girlfriend and I had just disembarked in Punta Gorda from our plane that was late because the pilot had to dust some crops.
Saat 3'te, kız arkadaşım ve ben Punta Gorda'ya yeni inmiştik. Pilotun bir iki tarla ilaçlaması gerekiyordu. Bu yüzden geç kaldık.
But I finished up my assignment, I flew back to Chicago... and I was walking through O'Hare, and I look up... and there's a plane leaving for Hartford in, like, 20 minutes.
Ama görevimi tamamladım ve Chicago'ya uçtum. O'Hare'de yürürken, gökyüzüne baktım. Yirmi dakika içinde Hartford'a giden bir uçak vardı.
I would have transcended the mortal plane and been reincarnated into the next stage of my life.
- Ölümlülerin uçağına binip, tekrar doğabilirdim. - Hayatımın bir sonraki bölümüne.
My daughter's on the plane with that man, and he tried to shoot at us, and you have...
Kızım o adamla uçakta, ve o adam bizi vurmaya kalktı, ve siz...
My wife is stuck in that hellhole, and I am getting on that plane.
Karım o cehennem çukurunda kaldı, ve ben o uçağa biniyorum.
Yeah, one of your fucking friends stole my plane, somebody who eats the bad food in this place all the time.
Hey hey. Ne yapıyorsun ha? Lanet arkadaşlarından biri uçağımı çaldı.
I've got a plane in my car!
Arabamda bir uçak var!
The plane ticket is in my pocket in my coat over there.
- Bilgiler orada cebimde.
Everything started here when my plane took off.
Uçağım havalandığında.
You want to get on a plane or is "Kiss my ass, scarface" your final answer?
Bir uçağa binmek mi istersin yoksa son cevabın "Kıçımı yala, Yaralıyüz." mü?
[Swann] A suicide plane hit my guntub and exploded, killing ten of the 20.
Top taretime bir intihar uçağı çarptı 20 kişiden 10'unu öldürdü.
You're my first plane, and I'm your background.
Benim ilk planımsın ve ben de senin arka planın.
Every 3 minutes a fucking plane shatters my brain.
Her üç dakikada lanet olası bir uçak beynimi patlatıyor.
- But my thing is you're getting on the plane. - Uh-huh.
Ama benim gördüğüm senin uçağa bindiğin.
Not me, but my brother has a friend whose nephew has been in a plane.
Ben değil, ama babamın bir arkadaşının yeğeni pilotmuş.
They found my brother's plane.
Abimin uçağını buldular.
Before we took off, I was crying so much, they asked my mother and me to leave the plane.
Kalkmadan önce, o kadar çok ağladım ki, annemi arayıp, beni almasını istediler.
It's important to me that you know he died doing what he loved and you should know my father stayed with his plane until the end.
Benim için babamın sevdiği işi yaparken öldüğünü ve son ana kadar uçağından ayrılmadığını bilmeniz önemli.
Butters, don't you think it's a little bit of a coincidence that both your future self and my future self got caught in a matrixanxnal time plane?
Butters, sence de müstakbel sen ve müstakbel benin aynı zaman dizeyine kapılmış olması büyük bir rastlantı değil mi?
There's my father's plane.
Babamın uçağı.
The next thing I knew my nanny was waking me up in the middle of the night telling me their plane had crashed.
Bildiğim diğer şey dadım gece yarısı beni uyandırıp uçaklarının kaza yaptığını söyledi.
It was a couple of days after all that stuff with Becky that I got the plane ticket to New York from my dad.
Ayrıldıktan birkaç gün sonra uçak biletlerini aldım.
By the time you read this letter I will be on the plane going home to my wife and children.
Sen bu mektubu okurken Uçakta karıma ve çocuklarıma gidiyor olacağım.
Unfortunately, he died in a plane crash which my wife has convinced herself I am entirely responsible for.
Ne yazık ki, bir uçak kazasında öldü karım da kendini, kazadan benim sorumlu olduğuma ikna etti.
Let's get in my car and drive to New York and jump on the first plane to London.
arabama binip new york'a gidelim. ilk uçağa atlayıp londra'ya dönelim.
Here's my card. I know this is no time to be using the "S" word but you should know the plane you were flying...
İşte kartım. - İçeri nasıl girdiniz?
I need you to take my bag back to the plane, keep the engine running.
Çantamı uçağa götür, motoru hazır beklet.
- My husband's on the plane.
- Kocam da uçakta ne düşünür.
my planet krypton was dying 36
planet 68
plane 72
planes 56
planets 40
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
my pleasure 983
my plan 51
planet 68
plane 72
planes 56
planets 40
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
my pleasure 983
my plan 51