My poor traducir turco
2,617 traducción paralela
My poor daughter Bong Soon
Benim zavallı kızım Bong Soon
My poor brother will be beside himself when he learns the Lockni have his precious little girl.
Zavallı kardeşim, Lockniler'in kıymetli küçük kızlarını kaçırdığını öğrenince çılgına dönecek.
- My poor boy.
- Ah canım benim.
Why did you go, my poor child, they took you away from me.
Neden gittin canım yavrum. Seni benden aldılar
No one will save us my poor Raspoutine.
Kimse bizi kurtarmayacak zavallı Raspoutine'im.
My poor books are in a terrible state of disrepair.
Zavallı kitaplarım çok kötü şekilde, bakıma ihtiyaçları var.
No, I have to get back to my poor, desecrated books.
Hayır, ben zavallı, kutsal olmayan kitaplarıma dönmeliyim.
My poor little plant.
Benim zavallı küçük çiçeğim.
Oh, my poor cousin Frederich, was jumped by a hobo.
Oh, zavallı kuzenim Frederich, bir berduş tarafından çarpılmış.
Oh, my poor dear girl.
Zavallı küçük kızım.
My poor brother!
Zavallı ağabeyim!
Please excuse my poor house, Mr. Hogg.
Lütfen evimin sefil durumunu mazur görün, Bay Hogg.
My poor Teresa used to.
Benim zavallı Teresa'm yapardı.
So, you see, Norma and I were having a marvellous conversation about modern fiction and she so sweetly said she'd like to read one of my poor efforts.
Norma'yla çağdaş roman hakkında çok güzel bir konuşmamız olmuştu. Kitaplarımdan birini okumak istediğini söyledi, ben de getireyim demiştim.
You're gonna hurt my poor, defenseless little cat just'cause I owe you a little money?
Sen benim zavallı savunmasız kedimin canını yakacaksın. Sadece sana biraz borçlu olduğum için mi?
Uh-oh. My poor belly.
Benim göbeğim.
My poor darling.
Zavallı bebeğim.
Every night it sneaks into my yard and gobbles my poor azaleas.
Her gece bahçeme sızıp..... zavallı açelyalarımı mahvediyor.
If you'd just keep your goddamn mouth shut about my poor dog shitting in the pantry all those times.
Zavallı köpeğimin kilere sıçtığı zamanlarda o kadar konuşmasaydın.
Oh, my poor Nounoune.
Oh, benim zavallı Nounoune'um.
My poor Francoise, he seems to have no desire to take a break.
- Zavallı Françoise'm. O pek tatil yapmaya istekli görünmüyor.
My poor, poor, poor child.
- Tamam, tamam. Benim zavallı oğlum.
My poor brother is waiting for me,
Zavallı kardeşim benim için bekliyor.
My poor father.
Zavallı babam.
My poor children.
Zavallı çocuklarım.
The gap between rich and poor has grown much bigger in my lifetime.
Benim yaşadığım zaman boyunca, zengin ve fakir arasında fark hep büyüdü.
The poor thing did all my homework.
O zavallı tüm ödevlerimi yapardı.
AS THE POOR HORN DOG BEFORE MY EYES...
# Azgın oğlan gözlerimin önünde eriyor. #
SO FAR BLAMELESS. PROVES MY ENTERPRISE,. THAT I HAVE'NOINTED THOSE POOR SOULS'EYES.
# Bunca zaman olanlar... # #... niyetimin hiç de kötü... # #... olmadığının gözle görülür kanıtıydı. #
Look, my poor wife's in the other room.
Bak, zavallı eşim diğer odada.
Well, because chasing Indians on dirt bikes through the desert seems like a poor use of my talent.
Çünkü çölün ortasında motosikletli Kızılderilileri kovalarsam kendime yazık etmiş olurum.
He came to see where poor Auntie was killed. - This is my husband.
Zavallı teyzemin öldürüldüğü yeri görmeye gelmiş.
My parents were very poor, but he agreed to cover all the costs of the hospital.
Ailem çok fakirdi, fakat Dr. Kane hastane masraflarını kendisinin karşılayacağını söyledi.
So my image of Jesus as a man who championed the poor and walked around in simple garb, that's wrong?
Öyleyse benim kafamdaki İsa imajı... fakirin yardımcısı ve keten bezlerle gezinen basit kıyafetli bir adam, bu yanlışmı?
My aunt has exercised the privilege of riches upon her poor dependent cousin,
Teyzem zenginliğini fakir yeğeni üzerinde kullanıp...
My aunt has exercised the privilege of riches on her poor cousin by sending me to London.
Teyzem zenginliğini fakir yeğeni üzerinde kullanıp beni Londra'ya işin başına gönderiyor.
You're not saying my baby would be carried by some poor, underpaid woman in the third world.
Bir dakika. Bebeğimin fakir, dar gelirli bir üçüncü dünyalı kadın taşıyacak demiyorsunuz herhalde.
I mean, I thought about Luther and them poor souls, of course, but my mind was mainly on you.
Tabii, Luther'ı ve diğer zavallıları da düşündüm ama, aklım sendeydi.
What's going on is that my dumbass mother went on the radio to tell the world that her poor little kid was having a birthday soon and the poor angel was dying of a very serious and rare disease.
Olan şu, benim geri zekâlı annem radyoya gidip dünyaya zavallı küçük çocuğunun yakında doğum günü olduğunu,.. ... ve zavallı meleğinin ciddi ve ender bir hastalıktan öleceğini anlatmış.
My dad says if you have integrity don't bullshit, don't fight, and study really hard then people will respect you even if you're poor.
Babam der ki, eğer dürüst biriysen yalan söylemez, kavga etmez ve derslerine çok çalışırsan o zaman fakir olsan bile sana saygı duyarlar.
I mean, I'll keep a thought in my heart For, uh, those poor people- - Family.
Bu akşam kalbimde ölen insanların ailelerinin acısını paylaşıyorum.
You see, my family is very poor, we barely had a little bit of beans to eat once in a while.
Görüyorsunuz işte, ailem çok fakir. Bazen küçücük bir fasülye parçasını zor bulduğumuz olurdu.
I-I'm gonna need to get this surgery done, ok, and the doctors think that they can stop the cancer from spreading if they cut out my kidney. Oh, seany, my poor baby.
Aynı yöne mi gidiyoruz güzelim?
There you are, this poor little innocent thing who wouldn't hurt a fly, and then one day you're murdered by my own son.
Bir sineği bile incitmeyen zavallı minik. Günün birinde seni öz oğlum öldürdü.
The only problem is all my funds are tied up in equities so I'm cash poor right now.
Tek sorun benim tüm kaynaklarım biraz tükendi.
- My family was very poor.
- Ailem çok yoksul.
It is your fault that poverty became the fate of my people Has every poor man become a terrorist, like you?
Yoksul olan herkes senin gibi terörist mi olacak?
I begged on my knees To those poor bastards
O zavallı adilerin önünde dizlerimin üzerine çöktüm
As my queen, you could bring comforts to the sick, rebuild razed villages, create homes for the poor children orphaned in this terrible war your Seeker and his misguided followers have waged against me.
Kraliçem olunca, hastalara ilaç götürüp Arayıcı ve kandırılmış takipçilerinin bana açtığı bu korkunç savaşta yok edilmiş köyleri tekrar kurup yetim kalmış zavallı çocuklar için evler yapabilirsin.
He'll understand with my condition. He'll feel embaressed if someone finds he knows a poor man like me.
Bizi görünce, bizim gibi fakir insanlarla bağı... olduğu için utanacaktır.
My father was very poor.
Babam çok yoksuldu.
my poor baby 49
my poor boy 32
my poor child 21
my poor darling 27
my poor friend 18
poor 318
poor things 42
poor me 46
poor baby 151
poor girl 198
my poor boy 32
my poor child 21
my poor darling 27
my poor friend 18
poor 318
poor things 42
poor me 46
poor baby 151
poor girl 198
poor you 95
poor little thing 54
poor bastard 71
poor guy 284
poor little girl 16
poor little guy 27
poor thing 558
poor darling 44
poor love 17
poor fool 28
poor little thing 54
poor bastard 71
poor guy 284
poor little girl 16
poor little guy 27
poor thing 558
poor darling 44
poor love 17
poor fool 28
poor man 126
poor soul 53
poor chap 37
poor people 29
poor child 59
poor souls 24
poor boy 107
poor creature 19
poor kid 169
poor dear 42
poor soul 53
poor chap 37
poor people 29
poor child 59
poor souls 24
poor boy 107
poor creature 19
poor kid 169
poor dear 42