Never forget traducir turco
4,924 traducción paralela
Never forget.
- Emin misin?
Or I'll hit you so hard you'll never forget it.
Yoksa seni öyle bir döverim ki ömrün boyunca unutamazsın. Tamam.
Well, you never forget your first time.
Evet, ilk seferini asla unutmazsın.
I will never forget her.
- Onu asla unutmayacağım.
You know, I will never forget what you've done for me.
Benim için yaptıklarını asla unutamam.
I'll never forget this.
Ben bu asla unutmayacağım.
I never forget anybody.
Ben kimseyi unutmam.
And I will never forget Sal lying on the floor of the workroom.
Sal'in çalışma odasının zemininde yatışı hiç aklımdan çıkmaz.
But we never forget the people on the outside that we love.
Ancak dışarıdaki sevdiğimiz insanları da unutmamız mümkün değil.
I'll never forget the look on Brandon's face, though, boy.
Ama Brandon'ın yüzündeki o ifadeyi asla unutmayacağım.
As trainers, we never forget Shamu's true potential.
Eğitimciler olarak Shamu'nun gerçek potansiyelini hiç unutmuyoruz.
I'll never forget this favor.
Bu iyiliğini asla unutmayacağım.
I swear, I will never forget this favor.
Yemin ederim bu iyiliğini asla unutmayacağım.
'Brother, I will never forget yöu..'
Abi, seni asla unutmayacağım...
Yeah, I'll never forget it.
Evet, asla unutamam.
Now, the geezer's face, I won't never forget.
O bunağın suratını asla unutmayacağım.
Well, I'll never forget how grateful you were when I clipped her aneurysm.
Anevrizmasını kliplediğimde ne kadar minnettar olduğunu hiç unutmayacağım.
I'll never forget that night.
O geceyi asla unutmayacağım.
I never forget a number.
Sayıları asla unutmam.
Never forget.
Asla unutmam.
I'll never forget the way she looked at me.
Bana nasıl baktığını asla unutamam.
I just want to give him a memory that is so great that he will never forget it.
Asla unutamayacağı harika bir anısı olsun istiyorum.
I'll never forget it.
Asla unutmayacağım.
This is gonna be four hours you'll never forget.
Yaşayacağın bu dört saati asla unutamayacaksın.
No matter how hard I try, I'll never forget the shame I felt when I found you in bed with another man.
Ne kadar denersem deneyim, seni başka bir adamla yatakta bulduğum zaman hissettiğim utancımı asla unutamayacağım.
I'll never forget the shame I felt when I found you in bed with another man.
... seni başka bir adamla yatakta bulduğum zaman hissettiğim utancımı asla unutamayacağım.
I'll never forget that.
Hiç unutmadım.
It's easier to remember when you never forget.
Hiç unutmadığınız zaman hatırlaması kolay oluyor.
Never forget who you are, and the great name that you bear.
Kim olduğunu ve taşıdığın o asil ismi sakın unutma.
Move on, but never forget.
Devam et ama unutma.
Why do you need to take a picture of everything? So that you always remember it and you never forget.
Böylece bunu her zaman hatırlarsın ve hiç unutmazsın.
A great friend in the trenches. But if you cross her, well, let's just say she'll never forget it, and neither will you.
Çok iyi bir silah arkadaşıydı ama damarına basarsanız bu yaptığınızı unutmadığı gibi size de unutturmazdı.
So, how do we make this party one this town will never forget? AnnaBeth, you didn't.
Bu partiyi nasıl kasabanın hiç unutmayacağı bir parti olarak yapacağız?
I am going to make sure that you spend a night you will never forget.
Çünkü size hiç unutamayacağınız bir gece geçirteceğim.
I sat down to watch The View and got one I'll never forget.
izlemek için oturduğumda gördüklerimi asla unutamıyacağım.
I'll never forget that moment.
O anı asla unutmayacağım.
Always never forget that.
Bunu asla unutma.
So you never forget this moment.
Bak ki bu anı hayatın boyunca unutma.
Listen, Benny, everything you done for me, I will never forget.
- Dinle Benny benim için yaptığın şeyleri asla unutmayacağım.
I'll never forget you, Dave!
Seni hiç unutmayacağım Dave!
Whatever you say, I can never forget those days.
Sen ne dersen, O günleri asla unutamam.
I asked her what she did, and her answer was another thing I'll never forget.
Bunu ona sorduğumda aldığım cevap, hiç unutamadığım bir diğer şeydir.
[Laughs] Well, I knew I'd never forget a date with you.
Seninle olan bir randevuyu unutmayacağımı biliyordum.
Oh, which you guys never let me forget, especially dad.
Bunu unutmama asla izin vermiyorsunuz. Özellikle de babam.
So you're never gonna forget her.
Bu nedenle onu asla unutmayacaksın. Biz de unutmana müsaade etmeyeceğiz.
Van Vliet never let you forget it.
Van Vliet bunu size unutturmadı.
I will never ever forget yourface.
Suratını unutmayacağım.
I'm never gonna forget this.
Bu iyiliğini unutmayacağım.
I could never forget that.
Bunu asla unutamam.
Forget it, it never happened!
Unut gitsin. Bunlar hiç yaşanmadı.
You don't forget that. Those are details you would never mix up.
O detayları karıştırmanın imkânı yok.
never forget that 68
forget it 5039
forget 166
forget about me 81
forget the past 17
forget about it 616
forget you 48
forget me 49
forget it then 17
forget the money 18
forget it 5039
forget 166
forget about me 81
forget the past 17
forget about it 616
forget you 48
forget me 49
forget it then 17
forget the money 18