News to me traducir turco
818 traducción paralela
Ah, you're always bad news to me.
- Sen bana daima kötü haber getiriyorsun.
Well, that's news to me.
Şey, hiç farketmedim.
That ain't news to me. I knew that.
Bunu biliyordum.
That's no news to me.
Benim için yeni bir haber değil.
That certainly is good news to me.
Bu benim için muhteşem bir haber.
Why are you always offering To deliver bad news to me?
Niçin sürekli bana kötü haber getirmeyi teklif ediyorsun?
That's good news to me.
- Bu benim için güzel bir haber.
That's always good news to me.
Böyle bir habere her zaman sevinirim.
This is all news to me.
Anlamadım.
It's news to me
Hayır. Ben de yeni duydum.
That's news to me!
- Ben babasıyım!
This is very sad news to me.
- Bu benim için çok üzücü bir şeydir,
- News to me.
- Bunu yeni duydum.
That's news to me.
Öğrendiğim iyi oldu.
That's news to me.
Çok şaşırdım.
- That's news to me!
- Deme ya!
- Well, if it's bad news can you just lie to me?
- Kötü haberse bana yalan söyleyebilir misin?
You take me to the nearest news-stand and I'll eat a pack of your postcards raw.
Ben en yakın gazete bayiine götürün, kartpostallarınızı çiğ çiğ yiyeyim.
Darling, tell me, when are you to announce the exciting news about Julia?
Julia'yla ilgili heyecan verici haberi ne zaman duyuracaksın?
It wouldn't do me much good for the news to get out that I'd been jilted and thrown aside like an old shoe.
Terk edilip eski bir ayakkabı gibi bir kenara atılmamın duyulması pek yararıma olmaz.
I guess it's up to me to break the bad news.
Sanırım kötü haberi vermek bana düşüyor.
This news threw me into such distress of mind that had I had poison in my possession I would probably have administered it to Ethelred there and then and chanced the consequent inquiries.
Bu haber zihnimi öyle allak bullak etmişti ki o an yanımda zehir olmuş olsa büyük bir ihtimalle Ethelred'e oracıkta tatbik eder ve kaderimi açılacak soruşturmaya emanet ederdim.
Somehow, that news fails to disquiet me.
Her nedense bu haber beni hiç rahatsız etmedi.
Somehow that news fails to disquiet me.
Her nedense bu haber de beni hiç rahatsız etmedi.
Well, gentlemen, now that we are finally all assembled I've some fairly startling news that has been sent to me by cutter.
pekala, baylar, şimdi tamamen toplandığımıza göre. size bir filikayla gelen kötü bazı haberlerim var.
It's late, but I'm sure MGM, Fox, Paramount and the rest will be happy to have me wake them up with the news
Saat geç, ama eminim MGM, Fox, Paramount şirketleri bu haberle uyanmaktan hiç şikayetçi olmazlar.
Not holding a steady job gives me time to pick up bits of news here and there.
Sürekli bir işim olmayınca oradan buradan malumat toplayabiliyorum.
I had a little talk with your mother tonight, John... and your mother decided it might be best for me to let you know the news.
Bu akşam annenle biraz konuştuk, John. Annen bu haberi benden duymanın en uygun şey olduğuna karar verdi.
- Such news, my lord, as grieves me to unfold.
- Getirdiğim haberi söylemeye dilim varmıyor.
I forthwith sent spies to Tartar territory, and learned the news... which brought me here in haste.
Ayrıca Tatar toparaklarına casus gönderdim zaten. Buraya alelacele gelmemin sebebi de aldığım haberler. Şaman, ne diyorsun?
You rode two days to bring me such news?
Bu haberi vermek için mi bunca yolu katettin?
General Frye wanted me to break the news about John before you heard about it accidentally.
Sen kazara duymadan önce General Fyre John hakkındaki haberleri vermemi istedi.
Paul said he would telephone me at 10. : 00 to give me the good news.
Paul bomba haberi vermek için sana 10 : 00'da telefon ederim demişti.
When the nurse told me the news I said, "There's only one place to be, with my friends."
Hemşire haberi verdiğinde dedim ki : "Olmam gereken tek yer var, dostlarımın yanı."
Tell Mr Pierre that it's mean to not send me news.
Bay Pierre'e bana haber vermemesinin çok ayıp olduğunu iletin.
You're asking me to suppress a news story.
Benden bir haberi örtbas etmemi istiyorsunuz.
The Lord's spirit is upon me because He has anointed me to announce good news to the poor.
Rab'bin ruhu benim üzerimde. Çünkü O, beni yoksullara müjdeyi iletmem için meshetti.
Tell him to call me when he gets in. I've got great news.
Beni aramasın, daha fazla heyecana dayanabilirse harika haberim var.
Your husband told me to send news to this island. That is all.
- Kocanız haberleri bu adaya yollamamı söyledi, hepsi bu.
Oh, yes. I asked him to reach me here if there was any news of my jewels.
Eğer mücevherlerim ile ilgili bir haber çıkarsa beni burada bulabileceğini söylemiştim.
Ladies and gentlemen, and especially the ladies and gentlemen of the press who are with me here in this television studio, this conference has been arranged with the express purpose of enabling me to pass on to you some extremely heartening news.
Bayanlar ve Baylar, özellikle de benimle birlikte bu televizyon stüdyosunda bulunan değerli basın mensupları. Bu konferans, sizlere epey cesaret verici bir haberi verebilmem için ayarlandı.
The news vendor showed it to me and read it to me!
Gazeteci bana gösterdi ve okudu bana!
Did you have to send me news like that today of all days? Did you have to send me news like that today of all days?
Bula bula bu günü mü buldun bana bu haberi yollamak için?
- That's news to me.
- Ben de yeni duydum.
And our leader Sung Jiang has... ordered me to find out news about Mr. Lu
Onların lideri Sung Jiang beni çağırdı... Bay Lu hakkında haberler iyi duymak istediğini söyledi.
Imagine I had a radio and you had to ask me for news.
Benim bir radyom olduğunu... ve senin bana sorman gerektiğini.
And especially all those wonderful people... who were kind enough... to read about me in the newspapers... and watch me on the television news shows.
Ve gazetelerde haberlerimi okuyup... tv'lerde görüntülerimi izleme... nezaketini gösteren... bütün o muhteşem insanlar.
And since then, we've had no news of him at all... and my family wants me to find out what's happened to him.
O zamandan beri, ondan hiç haber alamadık ailem, ona ne olduğunu öğrenmemi istedi.
Don't forget to send me news about my music album.
Müzik albümüm hakkında bana bilgi vermeyi unutmayın.
At any other time... your news about Tina would have left me unable to think of anything else.
Diğer zamanlarda da Tina hakkında söyledikleriniz haricinde bir şey düşünemiyorum.
Marsus Vibius, my Governor of Syria had written to me giving me the startling news that my old friend Herod Agrippa was fortifying Jerusalem.
Marsus Vibius, benim Suriye Vali'm... #... eski dostum Herod Agrippa'nın Kudüs'te tahkimat yaptığı konusunda... #... çok şaşırtıcı ve tedirgin edici bir mektup yazmıştı.