Not happening traducir turco
2,156 traducción paralela
Your Honor, if you are moving forward with a new jury, I would like to stay on as counsel. That's also not happening.
Sayın Yargıç yeni bir jüri ile devam edecekseniz onu temsil etmeye devam etmek isterim.
No, no, no, no. This is not happening.
Hayır hayır hayır bu olmuyor
- It is not happening.
- Bu olmayacak.
Not happening!
Bu olmayacak!
This is not happening.
Bu gerçek değil.
- That's not happening, Norman.
- Böyle bir şey olmayacak, Norman.
Peter, trust me, it's not happening.
Olmadı öyle bir şey.
Not happening.
Böyle bir şey olmayacak.
it's not happening.
Bu gerçek olmaz.
Sometimes just because you can't see things happening doesn't mean they're not happening.
Bir şeyler yapıldığını görmüyorsun diye, bir şeyler yapılmıyor demek değildir. Ya da öyle bir şey.
Few, as it is not happening in New Orleans or New York.
Çok az kişinin... Çünkü New Orleans'ta ya da New York'ta olmuyor...
We both know that's not happening until way down the line.
İkimiz de biliyoruz ki çizginin sonu görünmeden bu olmayacak.
That's not happening today.
Bugün böyle bir şey gerçekleşmiyor.
Oh, that's not happening.
- Olamaz.
Latin music was not happening then.
Latin müziği o zamanlar yoktu.
Better dust off your cock, knave. You're on deck. No, not happening.
Sıra sende dostum
It's not happening.
Olmayacak öyle şey.
Let's face it. Movie night's not happening.
Hadi kabul edelim.
- Oh, forum's not happening.
- Forum olayı gerçekleşmiyor.
It's not happening.
Böyle bir şey olmayacak.
it's not happening.
Bu... Bu olmayacak.
It's not happening.
Senle olmaz.
Oh, God, this is not happening!
Olamaz bu!
Believe me, I'd prefer this was not happening just as much as you.
İnan bana, bunun olmasını ben de senin kadar istemezdim.
Something not good is definitely happening to my body right now.
Vücuduma kesinlikle iyi olmayan bir şeyler oluyor.
It's a long story, and ultimately not as interesting as what's happening here.
Uzun bir hikâye, ama burada yaşanan şey kadar ilginç değil.
Okay. And that's not really happening, either.
Tamam, bunları da görmüyorum o zaman.
Man, this can not be happening.
Dostum, böyle bir şey olamaz...
God, this can not be happening.
Aman Tanrım! Olamaz.
So please tell me what's happening, because I'm not beyond arresting you.
Bu yüzden lütfen bana ne olduğunu anlat, çünkü seni tutuklayabilirim.
You do not even see what is happening here.
Burada ne olduğunu bile göremiyorsunuz.
I'm not sure what's happening.
Ne olduğundan pek emin değilim.
'Cause I have some theories involving wormholes, but how is it you seem to just accept everything that's happening, like it's not the biggest thing ever?
Çünkü solucan deliklerini de içeren bazı teorilerim var ama sen nasıl tüm bu olanları büyük bir şey değilmişçesine kabulleniyorsun ki?
The urge to push will overtake her, whether she knows what's happening or not.
Ikınma isteği kendini bastıracak, neler olduğundan haberi olsun ya da olmasın.
It's not only that- - I mean, yes, and I would like to know, why is this happening?
sadece bu değil- - yani evet, niye bunlar oluyor bilmek istiyorum.
I always think it`s happening when it`s not, and then when it actually is happening, I have no idea.
hep oluyor sanıyorum olmuyor falan..
You know rather than overturning wrongful convictions why not prevent them from happening?
Öyleyse, yanlış yükümleri ortaya çıkarmak yerine....... neden onları engellemeyi denemiyorsun?
Apartment's not happening.
Eve çıkma olayı olmayacak.
B-because my life is happening now, not ten years from now or five or a respectable 14 months, but right now.
Çünkü ben anı yaşıyorum.
We both do not understand what is happening with the Chinese refugees.
İkimiz de Çinli mültecilere neler olduğunu bilmiyoruz.
He says the government must not know what's happening.
Hükümetin neler olup bittiğini bilmediğini söylüyor.
Gosh, I just do not know how this keeps happening.
Tanrı'm, sadece bunların nasıl yürüdüğünü bilmiyorum.
- If this happening to me, you know, I can only- - surely I'm not the only one.
Bu benim başıma geliyorsa, yani ben kesinlikle tek değilim.
They were just trying to make sense of what was happening to them, and I'm there telling them not to bother?
Karşımdaki insan sadece olan bitene anlam vermek için uğraşırken bense onlara bunun için uğraşmalarının anlamsız olduğunu söylüyordum.
Walter, whatever's happening to Olivia, I'm not doing it.
- Walter, Olivia'ya olan her neyse benimle bir alakası yok.
Whatever's happening to Olivia, I'm not doing it.
- Olivia'ya her ne oluyorsa ben yapmıyorum.
That's not happening either.
Onu da yapamayacağız.
I'm not sure what's happening inside but bunch of bodies are coming out.
İçeride ne oluyor bilmiyorum ama ambulanslar gelip gidiyor.
They were very awkward, they still lived at home at 23, half of them virgins and I tell you, the amount of those people who got laid from these protests happening, is in the thousands, that would not have, for years probably.
Çok gariplerdi, 23 yaşında hala evlerinde yaşıyorlar, ve yarısı bakirdi. Ve şunu söyleyeyim, bu protestolar sayesinde ilişkiye giren sayısı, binlerde falan, belki yıllarca yapamayacaklardı.
The trolling isn't happening, we're not getting our jollies, now this is all really serious and moral and somber,
Artık trollemeler yapılmıyor, şukularımızı alamıyoruz. Şimdi her şey çok ciddi, ahlaki ve kasvetli.
This can't be happening. I'm not gonna let this happen, not yet.
- Buna izin vermeyeceğim, olmaz.