Not home traducir turco
8,487 traducción paralela
He's not home. I was just there.
Evde değil, oradan geliyorum.
No, he's not home.
Hayır, babam evde değil.
Yeah, I'm not home right now.
Evet, şu anda evde degilim.
Ali's not home.
Ali evde yok.
Mum. - Linda's not home yet.
Linda henüz eve gelmedi.
What are we building here if not a home?
Burada bir ev yapmıyorsak ne yapıyoruz?
It's not healing to see your childhood home... but it helps you measure whether you are broken... how and why, assuming you want to know.
İnsanın çocukluk evini görmesinin iyileştirici bir etkisi yok fakat parçalanıp parçalanmadığını, bunun nasıl ve neden olduğunu öğrenmene yardımcı oluyor, bilmek istiyorsan tabii.
WELL, MARTHA'S NOT HERE AND HOME ALONE
Martha burada değil, evde yalnızım.
It's not like you're gonna just drive home with a Gerhardt in your windshield and, you know, start supper.
Ön camında bir Gerhardt'la eve gidip yemek hazırlamazsın ya.
And I promise you, brother, I will not leave this body until I find a way to bring you home.
Sana söz veriyorum kardeşim, seni eve getirmenin yolunu bulana kadar bu bedenimi değiştirmeyeceğim.
It's best not to tie more powerful than you, which is the only reason I allowed you into my home.
Sizden daha güçlü birisini aşağılamamak sizin adınıza iyi olacaktır. Size kapılarımı açmamın tek sebebi de buydu.
It does not look like home.
Yuvama hiç benzemiyor.
I did not come here to convince you of the threat to your home.
Buraya seni yuvanın karşı karşıya olduğu tehdide ikna etmek için gelmedim.
Yeah, I... I know, buddy, But home's not really safe right now.
Biliyorum dostum ama ev şu anda pek güvenli değil.
Well... not everybody feels so strongly about home.
Aslında, herkes evine bu kadar bağlı değildir.
Not everybody feels like they have a home.
Hatta çoğu kişi evi varmış gibi bile hissetmez.
What's up? Zach, I appreciate you're not texting and driving at the same time, but if you do not mind, I am in kind of a hurry to get home.
Zach, mesaj atarken kenara çektiğin için sağ ol ama kusura bakmazsan bir an önce eve gitmem gerekiyor.
I have some errands to run, so I might not be home when you get back.
Birkaç işim var. Sen döndüğünde evde olmayabilirim.
I'm not bringing home the bacon anymore.
Artık ben de eve pastırma getirmiyorum.
But going into a home for seniors is not something you should fight.
Ama yaşlı bakım evine gitmen bu savaşla ilgili bir şey değil.
I'm afraid something bad will happen, like they might not come home.
Onların başına kötü bir şey gelecek diye korkuyorum, Sanki bir daha eve gelemeyecekler gibi.
- Not much of a home to return to, I'm afraid.
Geri dönecek fazla bir şey kalmadı maalesef.
Home's what I meant, not the bleeding Hawkesbury, and you know it!
Gayet iyi biliyorsun ki evi kastetmiştim, kör olasıca Hawkesbury'yi değil.
I'll try not to get underfoot, but I work at home, so I'm here.
Ayak altında dolaşmamaya çalırım, ama evden çalışıyrum, yani buralardayım.
If you're not gonna tell me, then Michael can drive us home later.
Eğer bana söylemeyeceksen, Michael bizi sonra eve bırakabilir.
They had a rule about not bringing their work home.
Eve iş getirmeme gibi bir kuralları varmış.
As much money as you have to so that when Julian comes home, he knows that he's at his son's birthday party, not the reception for an Appalachian incest wedding.
Julian'ın eve geldiğinde Apalaşların ensest düğününe değil oğlunun doğum günü partisine geldiğine bileceği kadar.
If the Fascist does not leave with his rifle, forever... your home, wife, mother, all that you call homeland will perish.
Tüfeğini faşitlere doğrultmazsan evini, eşini, anneni anavatanını tehlikeye atmış olursun.
- She's not going home.
- Evine gitmiyor.
I might not be home for a little while.
Bir süre eve uğrayamayabilirim.
These girls need to be back home with their families, not held prisoner at a US Army base.
Kızların, ailelerinin yanına dönmesi gerek, Amerikan Üssünde tutsak edilmeleri değil.
You're home but have not arrived.
Döndün ama eve gelemedin.
That is not your home anymore.
Burası artık senin evin değil.
If Ayesha is not welcome at home, then I can't live there either.
Ayesha eğer evimizde kalmazsa, ben de o evde kalamam!
Remember, a house is not a home without a pet!
Unutma evcil hayvan olmayan ev, ev değildir!
You do realize the whole point of moving out is not being at home anymore, right?
Taşınmak demenin artık eve gelmemek olduğunu biliyorsun değil mi?
I told you, I have a home, I'm just not welcome there.
Söyledim ya, evim var. Sadece hoş karşılanmıyorum.
But I do not remember my home there.
Ama oradaki evimi hatırlamıyorum.
No, this is not your home planet.
Hayır, burası gezegenin değil.
- Not nowhere... we're taking him home.
- Ne ıssız bucaksız bir yeri? Onu evine götürüyoruz.
Are you not going home?
Evet gitmiyor musun?
So pick up your phones, make kissy noises to your wives,'cause we're not going home until we start cracking heads.
Telefonlarınızı kaldırın, karınıza öpücükler yollayın çünkü bir şeyle bulana kadar eve dönmek yok.
Figured if I went home, wife might not let me out again.
Eğer eve gidersem, karım dışarı bırakmaz diye düşündüm.
Uh, I do not know where is home anymore.
Artık evimin neresi olduğunu bilmiyorum.
I appreciate the home visit, but I'm not gonna change my mind.
Ev ziyareti için teşekkürler, ancak fikrimi değiştirmeyeceğim.
This way, I'm not anxious about the time you spend at work, because the time you spend at home, we'll be together.
Bu şekilde, senin işine vakit ayırman konusunda üzülmem, çünkü evde olduğun zamanlarda birlikte olacağız.
I'm not going home.
- Eve gitmiyorum.
But it's not finished, and it won't be until we bring them both home.
İkisi de yuvaya dönene kadar işim bitmeyecek.
He's not at home.
Evine gitmemiş.
He told me to go home and not to talk to anyone because he would fix it, but he hasn't.
Evime gitmemi, kimseye söylemememi bu durumu düzelteceğini söylemişti. Düzeltmedi ama.
Look, "Ace", we're not about to give you $ 10,000 so you can take advantage of a sad, underage girl worker near the loading docks'cause her boobs are crazy big and she needs a ride home.
Bana bak Ace. Yükleme rampasının yanındaki üzgün, reşit olmayan bir işçi kızdan sırf göğüsleri kocaman olduğu ve birinin onu eve bırakması gerektiği için ondan yararlanasın diye sana on bin dolar verecek değiliz.
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeless guy 17
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeless guy 17
home dad 33
homeland security 122
home away from home for diplomats 21
not here 1304
not him 617
not happy 41
not human 40
not hungry 106
not hot 16
not hate 17
homeland security 122
home away from home for diplomats 21
not here 1304
not him 617
not happy 41
not human 40
not hungry 106
not hot 16
not hate 17
not her 370
not helping 116
not happening 151
not hard 17
not hard enough 26
not half 21
not hers 75
not his 124
not helpful 28
not helping 116
not happening 151
not hard 17
not hard enough 26
not half 21
not hers 75
not his 124
not helpful 28