Not to mention traducir turco
4,007 traducción paralela
You'd think he'd be satisfied with his beautiful home and all those brilliant paintings and the thrilling technology, not to mention his good looks and charisma.
Güzel eviyle, muhteşem tablolarıyla nefes kesici teknolojisiyle doyduğunu sanırsın. Yakışıklı ve karizmatik olmasının sözünü bile etmiyorum.
Not to mention the balls.
Mermilerden bahsetmiyorum.
Not to mention tracking and taking down the artist formerly known as MC.
Önceden beri MC denen şahsın izlenmesinden ve hakkından gelinmesinden bahsetmiyorum.
You're gonna have him going to singles bars and nightclubs, which is a lot of work, a lot of money, a lot of talk, and not to mention the competition.
Onu barlara ve gece kulüplerine yönlendiriyorsun buna biraz iş, biraz para ve biraz da çene lazım ve rekabetten bahsetmiyorum bile.
You're, like, the only one there who speaks my language, not to mention actually takes me seriously.
Orada benim dilimden konuşan bir tek sen varsın. Beni ciddiye alan da bir tek sensin.
Not to mention unethical and possibly criminal.
Etik dışı muhtemelen suç içeren bir şey aynı zamanda.
Plus, not to mention to mention the amount of paperwork that would have been involved.
Artı, azaltılabilecek kırtasiyeciliğin sözünü bile etmiyorum.
Not to mention she's pro-life, pro-gun, and pro-family.
Kürtaj karşıtı, silahlanma ve geleneksel aile yanlısı.
Not to mention U.S.-Albanian relations.
Arnavutluk-ABD ilişkilerini unutma.
Well- - Not to mention D.C. and Miami.
- Şey... - Washington ve Miami'yi söylemiyorum.
Klaus is stark raving mad, not to mention completely irredeemable.
Klaus bir zırdeli. Kurtuluşunun olmadığını bahsetmeme gerek bile yok.
Not to mention this is no low-tech, inexpensive device.
Düşük teknolojili, ucuz bir cihaz olmadığından bahsetmiyorum bile.
New Yorkers took it as a wake-up call, making sure to stock their bedrooms with enough food and water to last months, not to mention a portable waste management system.
Bu yüzden birtakım zeki ve ileri görüşlü New Yorklular bunu bir uyarı işareti olarak alıp yatak odalarına aylarca yetecek yiyecek ve su stok ettiler. Ayrıca portatif bir atık sistemi de koymuşlardı.
Not to mention soap.
Doğum jelinden bahsetmiyorum bile.
Not to mention the bacterial populations in the lavatories.
Tuvaletlerdeki bakteri nüfusundan hiç bahsetmiyorum bile.
And not to mention it's kind of ridiculous that you continue to wear that wig.
- Aynı zamanda o peruğu takmaya - devam ettiğin için saçma.
These here are premium snake, not to mention... the pearl finish Escalade.
Bunlar premium yılan çizmeleri. Bir de bu beyaz inci rengi Escalade'i bahsetmedim bile.
Not to mention she has mammary glands that could nurse a family of 30.
30 kişilik bir aileye yetecek meme bezleri olduğunu da unutmayalım.
SHE'S A FORMER PROSTITUTE AND PORN STAR, NOT TO MENTION A WORLD-FAMOUS SEXPERT AND AUTHOR.
Dünyanın en ünlü seks uzmanı ve yazar olmasının yanı sıra eski bir fahişe ve porno star.
Not to mention my comfort zone. What do you want?
- Çok da huzursuzum bu durumdan.
And while you're busy pointing fingers, bear in mind that not only were you an active participant in all my recent interactions with Mr. Ryan and Mr. Porter, you were actually the architect of the deal, not to mention a material witness
Sen birilerini suçlamakla meşgulken Bay Ryan ve Bay Porter'la yakın geçmişte olan tüm görüşmelerimin bir parçası kıyı anlaşmasının gerçek mimarı olduğunu aklından çıkarma. Amanda'nın beni tehdit etmesine şahit olduğunu saymıyorum bile.
I wouldn't mind but I've just had to cross the factory floor, not to mention the whole place reeks of paint, all for the sake of buttering up a few royals.
Fabrika katına geçmem gerekmeseydi gene sorun etmezdim. Leş gibi boya kokusundan hiç bahsetmiyorum. - Hepsi birkaç asili pohpohlamak için.
He's got a lot of money, and that buys a lot of protection, not to mention the sh...
Çok parası var ve bu ona koruma sağlıyor. Ama Tıngırtı'nın beni bulursa neler olabileceğinden bahsetmek istemiyorum.
And not to mention, configure the ancient Bialyian incantations to work in concert with my magic.
Kadim Bialya efsunlarını doğru kendi büyümle çalışacak şekilde ayarlamaktan söz etmiyorum bile.
Eight states in 13 weeks, not to mention our side trips to Kuwait, Somalia, and the Bahamas.
13 haftada 18 eyalet. Kuveyt, Somali ve Bahamalar'a yaptığımız küçük gezileri saymıyorum.
... Far reaching, not to mention vigorous and bold, which is why I simply can't imagine a better soul to join me as co-chair than Eli James.
... dinç ve cesur olduğundan bahsetmiyorum bile. İşte bu yüzden eş başkan olarak ondan daha iyi birini düşünemiyorum Eli James.
Likely cost Philia billions in lost revenues, not to mention six years of Rossmore's research.
Büyük ihtimalle Philia'ya milyarlarca gelir kaybettirdi Rossmore'un altı yıllık araştırmasından bahsetmiyorum bile.
And you have the right to know that this university paid for your food, clothing, and the roof over your head for the past 22 years, not to mention your tuition.
Ve senin de, 22 yıldır yemeğinin, kıyafetlerinin, başını sokacak evinin parasını verdiğini bilme hakkın var. Okul harcından bahsetmiyorum bile.
Coming to work together, getting free coffee- - the good kind, the blended kind- - not to mention Xeroxing our asses and feeling more alive than ever.
İşe beraber geliriz, birlikte kahve içeriz- - iyi olanlarından harmanlanmış olanlarından- - kıçlarımızın fotokopisini çekip hiç hissetmediğimiz kadar canlı hissetmekten bahsetmiyorum bile.
Not to mention running that pipeline up the Ewings'ass for you.
Ewing'lerin kıçına tekmeyi basmak için boru hattını işe koymasından bahsetmiyorum bile.
Not to mention a nice little profit on the transaction, of course.
Alışverişten küçük bir kar da, tabii.
At least one ex-wife, not to mention his mom and dad.
En azından bir eski eş vardır, anne babadan bahsetmiyorum bile.
You've 22 days worth of time, not to mention the six months before that when you were barely speaking to me.
Ondan önceki altı ay benimle doğru düzgün konuşmadın bile. 22 gün geçti bile. - Seninle konuşuyordum.
Not to mention stupid.
Aptalca olduğunu söylemiyorum bile.
Not to mention turning kids into little geniuses!
Çocukların küçük dâhiler haline gelmesinden bahsetmiyorum bile!
Not to mention bacon.
Noel hediyelerinden vazgeçmen gerekecek.
Probably got an entire army waiting for us, not to mention Monroe himself.
Muhtemelen bizi orada bir ordu bekliyordur Monroe'yu söylemiyorum bile.
Dealing drugs is morally wrong, not to mention incredibly dangerous.
İnanılmaz tehlikeli oluşunu geçtim uyuşturucu üretmek ahlaki olarak doğru değil.
Judging by the precision with which you killed Rourke, not to mention Moriarty's resources,
Rourke'u öldürdüğün gerçeğinden yola çıkarsak Moriarty'nin kaynaklarından bahsetmiyorum bile.
Catherine has her whole life here, not to mention her family.
Catherine'in tüm hayatı burada. Ailesinden bahsetmiyorum bile.
Okay, not to mention, she's a cop.
Bir polis olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Not to mention a cut.
Saç tıraşından bahsetmiyorum bile.
Not to mention sexy.
Seksi görüneceğinden bahsetmeme gerek bile yok.
Not to mention what you're doing to my lungs with those stupid havanas Buck stole.
Buck'ın çaldığı o aptal havana purosuyla ciğerlerime yaptığın şeyden bahsetmiyorum bile.
You do not have to say anything, but it may harm your defence if you do not mention...
Konuşmama hakkına sahipsin, söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak...
One learned not to mention the P word.
- P'yle başlayan kelimeyi anmamalıydım.
Well, you be sure to mention that in your exit interview. That's not possible. Yeah.
- Kovulurken yaptığınız görüşmede bundan bahsetmeyi unutmayın sakın.
I'm not going to mention the photograph.
Fotoğraftan bahsetmeyeceğim.
We should not mention that to Sam, like, ever.
Bundan Sam'e bahsetmemeliyiz. Asla.
Would you not like to mention their shape?
Onların şeklinden bahsetmek istemez misiniz?
Not to mention, Mary had a vote.
Üstelik Mary'nin de oy hakkı vardı. Amy ve Heather nasıl?
not tonight 725
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not to my knowledge 80
not too bad 203
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not to my knowledge 80
not too bad 203
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not totally 25
not too good 62
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not too hard 45
not to be rude 21
not too many 25
not too fast 55
not totally 25
not too good 62
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not too hard 45
not to be rude 21
not too long 47
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456
not to brag 31
not to 38
not to you 139
not to anyone 33
not to him 34
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456
not to brag 31
not to 38
not to you 139
not to anyone 33
not to him 34