English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Not too long

Not too long traducir turco

766 traducción paralela
But I saw her not too long ago.
Fakat onu kısa bir süre önce gördüm.
I did, but it died not too long ago.
Baktım ama uzun zaman önce öldü.
She moved here not too long ago.
Kısa bir süre önce taşındı.
Not too long.
Çok uzun süre değil.
- Not too long.
- Çok değil.
Not too long ago, I was down on Delancey Street.
Çok uzun zaman önce değil, Delancey Caddesindeydim ben.
Not too long.
Fazla beklemeyebilir.
It's not too long since he died.
Öleli çok olmadı.
Not too long. Sit down
İstek saati başlıyor.
But I can remember a time not too long ago when I could take you at least three out of four sets on the tennis court.
Fakat pek uzun olmayan bir süre önce tenis kortunda en azından dört setten üçünde seni alabileceğim bir anı anımsıyorum.
Oh, darling, that's not too long to wait.
Sevgilim. Fazla bir zaman kalmadı.
Not too long ago.
Gideli çok olmamış.
Not too long. About a year and a half.
Çok uzun zamandır değil, Bir buçuk yıl kadar.
Not too long, I hope.
Çok uzun olmaz umarım.
Well I was talking to a fellow not too long ago, said there was a lot of trouble with you boys over there.
Bir süre önce bir arkadaşla konuşuyordum. Sizin orada çok belaya bulaştığınızı söyledi.
You know, not too long ago, I was at the base of that plateau.
O kadar çok olmadığını bilin, o yaylanın tabanındaydım.
And not too long ago.
Çok eskiden değil.
Not too long after that, I left Florence for good.
Ondan sonra çok değil iyi olmak için Floransa'ya gittim.
Stay not too long in Alexandria!
İskenderiye'de fazla kalma!
Germanicus stay not too long in Rome.
Germanicus Roma'da fazla kalma.
And then sometime, not too long, you can let me know, and I'll go wherever you want me to and they'll never find you.
Sonra, çok uzak olmayan bir gün, bana haber verirsin nereye istersen oraya gelirim. Seni asla bulamayacaklar.
Not too long ago either.
Çok da olmamış.
Five and a half hours is not too long for a Pinky Benson fan.
Beş buçuk saat Pinky Benson hayranları için çok uzun bir süre sayılmaz.
You're not going to stay away for too long, right?
Uzun süre kalmayacaksın değil mi?
Let's not be too long.
Fazla uzatmayalım.
You've had things your own way too long, and now you're not gonna have them any longer.
Kendi tarzınız da çok fazla şey yaptınız. Artık onlara sahip olamayacaksınız.
So long as it's not too heavy
Çok ağır bir şey değilse, olur.
It would be too long it must not escape.
Bana bir at verirseniz en yakın garnizondan destek isterim. Bu çok uzun sürer. O adamın kaçmasına izin veremeyiz.
Aida, in German omitting the second act, which is too long and not too good.
Aida, Almanca. İkinci sahne olmayacak, hem çok uzun hem de çok iyi değil.
Let's not stay too long, I'd like to do this again.
Çok fazla kalmayalım, bunu yine yapmak isterim.
Well, as long as he's not too old.
Umarım fazla yaşlı değildir.
We'll get her whether you give her to us or not, so don't take too long.
Onu bize ver ya da verme onu bulacağız, bu yüzden fazla bekleme.
But not for too long!
O kadar uzun süre değil!
And I must leave a note when I'll be back. I couldn't stay too long.
Ne zaman döneceğime dair bir not bırakmalıyım.
- It's been too long, Monsieur Dann! Not since the night you left the villa.
Köşkten ayrıldığınız geceden beri.
You know, the ship seems deserted, but I have a feeling not for too long, and... and personally, I'm in no mood to meet the owners.
Gemi terk edilmiş gibi, ama mutlaka birileri gelecektir. Şahsen, geminin sahipleriyle tanışma havamda değilim.
It would not be proper to leave you at the temple too long
Tapınakta daha fazla kalman pek uygun değil.
Not for too long.
- Ama sadece bir süre daha.
For me, it is not wise to stay too long in one place.
Ben uzun zaman aynı yerde kalmayı sevmiyorum.
But let's not walk too long.
Ama çok yürümeyelim.
And remember if you wait too long I may not want you.
Ve unutma çok beklersen geç olabilir.
We'd better not hang around here too long. Clint.
Buralarda çok kalırsak asılabiliriz, Clint.
I may not be here too long. Don't get up.
- Buralarda çok kalmayacağım.
So I'll try not to be too long. Go on, darling. Wait at the hotel.
Hadi canım sen otele git ve orada bekle beni.
It was washed not long ago in some kind of cleaning fluid, and a pretty sloppy job at cleaning it was, too.
Kısa bir süre önce bir tür temizleme sıvısıyla yıkanmış, hem de oldukça alelacele temizlenmiş.
- Not too long.
Çok uzun değil.
Let me not wait for too long.
Çok da fazla beklemeyeyim.
But I swear, I will not stay too long with you.
Fakat yemin ederim, seninle uzun süre kalmayacağım.
As long as it's not too far.
- Çok uzak değilse olabilir.
The bed's big. As long as it's not too big. I'd get cold.
Yatak odası üst katta olduğundan üşüyebilirim.
You're very sweet, and I'll try not to keep your husband for too long.
Çok tatlısınız... Elimden geldiğince kocanızı fazla tutmamaya çaışacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]