Not until traducir turco
11,359 traducción paralela
Not until you explain!
Siz açıklayana kadar değil!
No, not until I get my watch.
- Hayır, saatimi almadan olmaz.
- Not until they're here.
- Onlar buraya varana kadar gerekmez.
My flight's not until 4 : 00.
Uçağım dörtten sonra.
No, no, not until Coma gets in here.
Coma gelene kadar değil.
Not until the NTSB is finished with their investigation.
UGK soruşturmasını tamamlamadan olmaz.
Not until we're through, you're not.
- Bizim işimiz bitmeden gidemezsiniz.
Not until I see Adams'body.
Adams'ın cesedini görene kadar olmaz.
I mean, he won't be able to pay you right away, not until the company gets back on its feet, but...
Yani sana hemen ödeme yapamayacak şirket tekrar ayaklarının üzerine kalkana kadar ama...
Remember, Paris, not until your wedding night.
Unutma Paris düğün gecene kadar olmaz.
Not until you hear me out.
Çalışıyorum. - Önce beni bir dinle.
Do not rest until that phone... - is safely in your hands.
- O telefon sağ salim elinizde olmadan dinlenmek yok.
Do not let her out of your sight... until we return.
Biz dönene kadar kızı gözünün önünden ayırma.
I'm not gonna move until you say it.
Söyleyene kadar gitmeyeceğim.
So, look, I'm happy to have this conversation again when Walt lands, but until then, it's not our call to make.
Walt geldiğinde bu konuşmayı tekrar yapmaktan mutluluk duyarım ama o zamana kadar bu, bizim verebileceğimiz bir karar değil.
She's in a clean, safe facility, and I'm not gonna tell you where she is until you...
Temiz, güvenli bir tesiste, ve ben onun nerede olduğunu sana söylemeyeceğim ta ki..
She had thirty-three years to tell me this and she, she waits until my mother's funeral to tell me that the woman I'm grieving is not my mother, who is my grandmother.
Katie'ye kitabını her gece ben okumak zorunda kalıyorum. Diğer tüm çocuklar Susam Sokağı'nı izlerken bizimki zorla Downtown Abbey'nin karşısında. Fark etmişsinizdir "Kız arkadaşım" diyorum 5 yıl oldu ama hâlâ evlenmedik ama teklif ettim tabii ki de!
Do not stop until you have passed through the airlock doors.
Hava kilidi kapılarını geçinceye kadar durmayın.
Leave your respirators on and do not hesitate until you reach the equipment room.
Solunum cihazlarınızı açık tutun ve ekipman odasına varıncaya kadar hiçbir şekilde durmayın.
Until then, my work is not done.
O zamana kadar işim bitmedi.
We can not move until the SAUCER is separated.
Ana gövde ayrılana kadar hareket edemeyiz.
Right, well, you better not move until I've cleaned that up because
Ben ortalığı temizlemeden hareket etmeyin.
And I'm not discussing the ransom with you until I see my son.
Oğlumu görene kadar sizinle fidyeyi tartışmıyorum.
I'm not here to talk about what's in there until you blew it in the face.
İçerideki neyse biz konuşurken burayı mahvetsin diye konuşmaya gelmedim.
That a garden is not a garden until it has garden esters.
Bir bahçe büyüyüp güzelleşmedikçe bahçe değildir.
We're not going anywhere... Until our little sister, jeanie beanie weanie... Is getting married.
Ufacık tefecik Jeanie'miz... evlenene kadar şuradan şuraya... gitmiyoruz.
Now, I don't know if you belong here, or not, and I won't know until you lose some weight, and I mean a whole lot of weight.
Şimdi, buraya ait misin değil misin tam olarak bilmiyorum, ve biraz kilo verinceye kadar da bilemeyeceğim, yani demek istiyorum ki apey bir kilo.
I'm not moving until you tell me what's going on.
Bana neler olduğunu anlatana kadar yerimden kıpırdamıyorum.
Do not approach until we see the Dutchman.
Hollandalı'yı görene kadar yaklaşmayın.
We are not leaving until you tell me the story, exactly the way you told it to him.
Bana o hikayeyi tıpkı ona anlattığın gibi anlatana kadar bir yere gitmiyoruz.
Listen, we all know that Walter is not going to stop until he gets that chip.
Dinleyin. O çipi alana kadar Walter'ın durmayacağını hepimiz biliyoruz.
But honestly I swear to God, it did not feel like cheating until, like, just a moment ago.
Ama dürüst olmak gerekirse Tanrı'ya yemin ederim Kadar hile gibi hissetmedim, Biraz önce.
Do not touch that button until I tell you.
Sana söyleyene kadar sakın bu düğmeye basma.
He tried to stop you... because he saw what I could not see until now.
o ben değil yaptıklarını gördüm çünkü şimdiye kadar, seni durdurmaya çalıştı.
Police have the suspect in custody but they're not releasing any information until they complete their investigation.
Polis, zanlıyı gözaltına aldı ama soruşturma tamamlanmadan bilgi vermekten kaçınıyorlar.
I want to have fun, not have to worry about anything until real life arrives together with its serious disappointments.
Hayat ciddi hayal kırıklıklarına sebep olmadan önce, biraz olsun eğlenmek, kafam rahat olsun istiyorum.
And I will not hesitate or quit until the four of you are in the dirt.
Dördünüzü de gömene dek tereddüt etmeyeceğim ve vazgeçmeyeceğim.
He's not going anywhere until he gets even with all of you.
Sizinle hesaplaşmadan bir yere gitmez.
I mean, let's be honest, she wasn't the one who swore to be honest and to be faithful and not cheat in the back room of the barbershop until I'm dead.
Demek istediğim, dürüst olalım, o değildi. Dürüst olmak ve sadık olmak için yemin ederek Ve berber dükkânının arka odasında hile yapmayın
Do not run until I start firing!
Ateş etmeye başlamadan koşma!
I'm not leaving until I talk to them.
Onlarla konuşana kadar gitmiyorum Sole.
No, not yet, but I'm not gonna sleep until I do.
Ama bulana kadar uyumayacağım.
You have to. Listen, no, I'm not going anywhere until I figure out who did this.
Bunu yapanı bulana dek hiçbir yere gitmiyorum.
I'ma keep her out until six, which means there's not a lot of time, so hurry the fuck up.
Onu altı yaşına kadar saklayacağım. Yani çok zaman yok, bu yüzden acele et çuvallamayı.
And I'm not leaving here until we have hospital bed, that we can put our daughter into, tonight.
Bu akşam kızımızı yerleştirebileceğimiz bir oda bulana dek buradan ayrılmıyorum.
We must not rest... until we have destroyed their final sanctuary.
Son sığınaklarını yok edene kadar durmamalıyız.
I expect you to not rest until you can assure the Emperor that Galen Erso has not compromised this weapon in any way.
Senden, Galen Erso'nun bu silahı herhangi şekilde ifşa etmeyeceğine dair İmparator'u ikna edene kadar dinlenmemeni bekliyorum.
I'm not gonna answer another question until you man up and get a pedicure.
Adam olup pedikür yaptırmadıkça başka soruna cevap vermeyeceğim.
I'm not eating anything until we get to town.
Kasabaya gidene kadar hiçbir şey yemeyeceğim.
A bird's offspring should not leave its nest until it's ready to fly, Sarman.
Bir kuş yavrusu, yuvasını terk etmemeli uçmaya hazır olmayana kadar, Sarman.
Everyone here can not wait until I leave.
Herkes gitmem için epey hevesli gibi.
not until now 19
not until tomorrow 17
until 461
until we meet again 44
until you die 46
until then 921
until next time 48
until about 19
until the end 48
until death 17
not until tomorrow 17
until 461
until we meet again 44
until you die 46
until then 921
until next time 48
until about 19
until the end 48
until death 17
until you 28
until today 117
until further notice 59
until the end of time 16
until i was 18
until one day 105
until tomorrow 107
until later 22
until when 50
until recently 106
until today 117
until further notice 59
until the end of time 16
until i was 18
until one day 105
until tomorrow 107
until later 22
until when 50
until recently 106