English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Until you die

Until you die traducir turco

419 traducción paralela
And you'll get worse until you die, raving in an asylum!
Giderek daha da kötü olacaksın, ta ki bir tımarhanede ölene kadar.
Until you die of course.
Ta ki ölene kadar.
That is until you die.
Tabii ölene kadar.
This is the only thing you can be sure of... until you die.
Ölene kadar emin olabileceğiniz tek şey bu.
Let your lungs slowly fill with water until you die!
Bırak da ciğerlerin geberene kadar yavaşça suyla dolsun!
Until you die, you'll be very happy.
Ölene kadar çok mutlu olacaksınız.
All right then, you can just keep on digging that hole until you die!
Pekala, geberene kadar o çukuru kazmaya devam edebilirsin!
Dig until you die!
Geberene kadar kazacaksın!
You want to live until you die.
Ölene dek yaşamayı istiyorsun yani.
Your skin will fester until you die
Dokunursan, derin ölene kadar çürür
Do you, Froggy, take this pig To be your lawful wedded wife until you die?
Sen, Kurbağacık, bu Domuzu Ömrünün sonuna dek karın olarak kabul ediyor musun?
Do you want me to wait, until you die?
Sayılı günü kalmış Öldükten sonra mı öğretecen?
Will you be with me until you die?
- Ölene kadar yanımda olacak mısın?
You're gonna grow old and gray busting your butt for me right here, until you die.
Yaşlanacaksın ve ölene kadar benim için burada dirsek çürüteceksin.
You have to work for me until you die.
Ölene kadar benim için çalışacaksın.
Just Leave it in until you die.
Ölünceye kadar içine al.
I will P.T. you all until you die!
Hepinizi eğitimde süründüreceğim!
Always, until you die.
Her zaman, ölene kadar.
From now until you die.
Şimdiden ölünceye kadar.
Once it gets you, it won't let go Not until you die
Seni bir kere ele geçirdi mi bir daha asla bırakmaz.
LIKE Pac-Man UNTIL YOU DIE.
Pac-Man gibi ses çıkarır.
Then hang there until you die.
Ölene kadar asılı kalacaksın.
A night that would light fire in your dreams until you die, and you would reject me?
Öleceğin güne dek rüyalarını kavuracak bir gece, ve beni hâlâ ret mi ediyorsun?
Until the day you die, you'll have to carry the memories of those murders, and live as a murderer.
Ölene kadar işlediğin o cinayetleri hatırlayıp bir katil olarak yaşayacaksın.
Whatever comes, I'll love you... just as I do now, until I die.
Ne olursa olsun..... seni her zaman sevdiğim gibi seveceğim ölene dek.
She'll never die quiet until you come, mistress.
Siz gelemez iseniz huzur içinde ölemezmiş.
Are you going to stalk me until I die?
Ölene kadar beni takip mi edeceksin?
So, Bart, you've just got to realize that everybody's going to be on your tail from 5 : 00 until the day you die.
Şunu kafana sokmalısın ki, Bart, herkes senin peşinde olacak ; saat 17 : 00'den öleceğin gün değin
He could have a little fun by tying you all down riding back and forth over you until you all die.
Tabii sizi bağlayıp öldürene kadar üzerinizden atla geçip eğlenebilir.
Do not die until you return.
Lütfen ben dönene kadar sakın ölme anne.
Because if that's what you want, I'm going to be here until I die!
Eğer istediğin buysa, ölene kadar burda kalacağım demek.
Before the community, the metropolitan, ask me to help you before the brotherhood, before Andrei Rublev. Then I shall serve you like a slave like a dog, until the day I die.
Cemaatin önüne çıkıp da, başkentte, benden yardım istersen kardeşliğin önünde, Andrei Rublev'in önünde, o zaman sana köle gibi hizmet ederim köpek gibi, ölene dek.
Don't die until later, you son of a...
Getirene kadar dayan, orospu çocu- -
This is the person you're going to be until the day you die?
Ölene kadar böyle mi kalacaksın?
- For you and the women here, until I die.
- Sen de bir boğa olmak isterdin herhalde. - Senin ve buradaki tüm kadınlar için..... ölene kadar öyle olmak isterdim.
"Until I see you again, I can't die", I thought.
"Seni bir kez daha görene kadar ölemem" diye düşündüm.
You don't really die, your soul just floats around until it finds a home in another body.
Gerçekten ölmezsin. Ruhun, kendine yeni bir beden bulana kadar dolanır, durur. 284getir 00 : 22 : 15,183 - - 00 : 22 : 17,783 hayat sadece bir karma yolculuğudur.
I charge you on your living soul, Lucy Seward, that you do not die or think of death until this great evil which has fouled your life is true dead himself!
Yaşayan ruhuna emrediyorum Lucy Seward sakın ölme ya da ölmeyi aklından bile geçirme. Taa ki hayatını mahveden o büyük kötülüğün kendisi ölene dek.
The condition is : die... consciously to the life you have led until now, and go where I shall indicate.
Şimdiye kadar, yaşamış olduğun hayattan bilinçli olarak ayrılman ve ölmen ve göstereceğim yere gitmendir.
You don't die until I tell you you can die.
Ben ölebilirsin diyene kadar ölemezsin.
I won't sleep well until after you die
Sen ölene kadar asla huzurlu olmayacağım
Not only are you forbidden to attend the Halloween dance, but you are the first student in the history of Vernon Academy ever to be banned from Foxfield until, and I quote, "the day you die".
Sadece Cadılar Bayramı dansına katılamamakla kalmadınız, ayrıca Vernon Akademisi tarihinde, ölene kadar Foxfield'a girmesi yasaklanan tek öğrenci oldunuz.
I ain't gonna let you die, but I ain't moving'no ladder until you come across with the rock!
Ölmenize izin vermeyeceğim ama o taşla ortaya çıkana kadar merdiveni de getirmeyeceğim!
We'll wait until you begin to die. "
Bu yüzden ölümüne yakın sana soracağım. " dedi
From now on, until the day you die wherever you are every Marine is your brother.
Bugünden itibaren öleceğiniz güne kadar... nerede olursanız olun... her denizci kardeşinizdir.
I'm a laughingstock, you are going to die, and I'm suspended until I do a report on all the work of some guy named Poe.
Ben de Poe isminde bir adamın tüm eserleri için olan ödevi bitirene dek okuldan uzaklaştırıldım.
I'll serve you until I die.
Ölene kadar sana hizmet ederim!
You will make him die until he gives you that respect.
Size o saygıyı gösterene dek onları öldüreceksiniz.
Suppose you never meet anybody, you never become anything, then you die and nobody notices for two weeks until the smell drifts into the hall.
Ya sana hiçbir şey olmazsa, kimseyle karşılaşmazsan, önemli bir kişi olmazsan, ölürsen ve kokun koridora yayılana kadar kimse farketmezse.
Well, I come after you so I guess I'll have to wait until the curly tail disappears. Oh, then of course, after the cries of "soole" die down I'll do my best to follow in your hoofprints.
Senden sonra çıkacağıma göre herhalde önce kıvrık... kuyruk kaybolana kadar bekleyeceğim ve tabi senin homurtuların dindikten sonra toynaklarının arasında elimden geleni yapacağım.
How do you know he won't be your friend until the day that you die?
Bu adamın öleceğin güne kadar arkadaşın olarak kalmayacağını nereden biliyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]