On what charge traducir turco
186 traducción paralela
- On what charge?
- Hangi sebepten?
On what charge?
Suçum ne?
- On what charge?
- Hangi suçla?
Am I allowed to know on what charge you're arresting me?
Neyle itham ediliyorum, öğrenebilir miyim?
- On what charge?
- Neden?
- On what charge?
- Hangi suçtan?
- On what charge?
- Suçlama ne?
How curious, on what charge?
Çok garip... Hangi suçla?
- On what charge?
- Hangi suçdan?
- On what charge?
- Hangi suçlamayla?
Arrest Lady Litton, be sure, but on what charge?
Leydi Litton'ı tutuklamak! Tamam, ama hangi suçtan?
I would be delighted to arrest her, yes! On what charge?
Onu tutuklamaktan zevk duyarım ama hangi suçtan?
It could be embarrassing if I go to her and say, "I arrest you in the name of the law." She says "On what charge?" I do not have the answer.
Yani benim için utanç verici olabilir, gidip ona "Leydi Litton, kanun namına sizi tutukluyorum," diyip "Hangi suçtan?" dediğinde, cevabım olmazsa!
On what charge?
Neyle suçlayacaksın?
- On what charge?
- Ne suçla?
On what charge?
- Hangi suçtan ötürü?
On what charge do you expect to be arrested?
Hangi suçtan tutuklanacağınızı düşünüyorsunuz?
- On what charge?
- Hangi sebeple?
On what charge?
Hangi suçla?
- On what charge?
- Rezalet, suçum ne?
- On what charge?
- Ne sebeple?
On what charge?
Ne suçlamayla?
- On what charge?
Ne sebeple?
On what charge?
Hangi suçlamayla?
On what charge?
Hangi gerekçeyle?
- On what charge?
- Neyle suçlanıyoruz?
- On what charge?
- Suçum nedir? Bir bankta kestirmek mi?
You brought him in here on what charge?
Hangi suçlamayla onu buraya getirdiniz?
On what charge?
Ne suçundan?
- On what charge?
Mahkemeye hakaret etti.
Well, my dear, it depends on what the charge is.
Bu, suçlamanın ne olduğuna bağlı.
On what charge?
Hangi suçtan?
As inspector Morosini, in charge of the investigations, had told you, the final curtain fell on what kept the city in a state of shock.
Soruşturmalardan sorumlu Dedektif Morosini'nin de dediği gibi şehre korku salan şeye son verildi.
On what are you gonna base the charge? What is it?
- Neye dayanarak beni suçlayacaksınız?
A conviction on a charge of treason against the United States carries with it penalties on the stiff side, if you know what I mean.
Vatana ihanet suçlamasının bayağı ciddi cezaları vardır.
- Whoever might be in charge... of all the black students on campus - what kind of community life they have for the blacks there.
Buradaki siyahlar için ne tür topluluk faaliyetleri olduğu hakkında.
What say you? Jones vs. Fordham et al., on the charge of sexual harassment, and on the charge of intentional infliction of emotional distress, and on the charge of negligent infliction of emotional distress ; count numbers 32612, 32613 - ---
Jones'un Fordham ve diğerlerine açtığı, cinsel taciz ve bilinçli duygusal hasara yol açmak ve ihmalkarlık yüzünden duygusal hasara yol açmaktan, üç, iki, altı, iki, üç, iki, altı, üç numaralı...
I can tack on another five just for obstruction... and think what I can do with the possession charge.
Sırf engel olduğundan dolayı bir beş yıl daha ekleyebilirim... bir de bulundurmaktan dolayı kaç yıl alırsın tahmin et.
Police are not ready to charge you, but they are a bit upset that no one will tell them what's going on.
Aniden ortaya çıktığımı biliyorum. Bundan sonra birlikte çalışacağız. - Şimdi olayları anlatın.
Are you in charge of what passes for care on Level Red?
Seviye Kırmızı'da olanlardan sorumlu kişi siz misiniz?
Tell me what's going on or I'll charge you with kidnapping!
Nereye gidiyordunuz? Söyle yoksa adam kaçırmaktan tutuklattırırım!
I convict Morales on a conspiracy charge, so what?
Morales'i komplo kurmakla suçlarsam ne olur ki?
They found out what went on in Em City when you were in charge.
Sen idaredeyken Em City'de olan biteni öğrenmişler.
Well, since the captain has put you in my charge... like it or not, I'll be pounding a few skills... into that thick head of yours to keep you out of trouble. - What? - From now on...
İstesen de istemesen de, kaptan seni bana emanet ettiğine göre başını derde sokmaman için, o kalın kafana bazı şeyler sokacağım!
- On what charge?
Hangi suçlamayla.
Hon, there's a charge on our credit card bill for $ 88.50 for n.M.G. What is that? "N.M.G."?
Kart ekstresinde 88.50 dolarlık bir "TYM" alışverişi görünüyor. Nedir bu, "TYM"?
The team had been on the road for nine months and had spent much of the time arguing about what route to take, and who was in charge.
Grup, 9 aydır yollardaydı ve zamanlarının çoğunu kimin yetkili olduğunu ve hangi yolu takip edeceklerini tartışarak geçiriyorlardı.
The law says we have to work on you no matter what you have... but given your lifestyle, I thought, as a courtesy... I'd run it through free of charge.
Kanunlar, sizde ne olursa olsun çalışmamızı söylüyor ancak yaşam tarzınızı göz önüne alarak bunu bedava yaptırmanın kibarca olacağını düşündüm.
And correct me if I'm wrong, Dr. Troy... but from now on, no matter what the operation... there'll be no charge.
Ve yanılıyorsam düzeltin, Dr. Troy... Ama bundan böyle, ameliyat ne olursa olsun ücretlendirme olmayacak.
- What's the charge? I'll think of something on the way.
Yolda bulurum bir şey.
We say you can't charge the front door, and you have to obey what the FBI says.
Mola ufaklık! Ön kapıdan dalamazsınız diyoruz ve siz de FBI ne derse onu yapmak zorundasınız!
on what charges 18
on what 413
on what grounds 214
on what basis 16
charge 380
charger 19
charges 32
charged 65
charge to 127
charge me 17
on what 413
on what grounds 214
on what basis 16
charge 380
charger 19
charges 32
charged 65
charge to 127
charge me 17