Ride with me traducir turco
690 traducción paralela
You will not dine with me, ride with me, or even take a walk with me.
Benimle yemek yemiyor, arabamla gezmiyor, yürüyüşe çıkmıyorsun.
You will ride with me beyond the river.
Benimle nehir boyunca ata bineceksin.
Mother, please ride with me.
Anne, lütfen benimle gel.
You want to ride with me up to Lake Tahoe?
Benimle Tahoe Gölüne gelmek ister misin?
You will ride with me.
Benimle geleceksin.
He can ride with me.
Yanımda gelebilirsin.
Ethan, I gotta ask you and Martin to take a ride with me down to the state capital.
Senden ve Martin'den eyalet başkentine kadar benimle gelmenizi istemek zorundayım.
Do me a favor. Ride with me to the church.
Bana bir iyilik yap ve Kiliseye kadar eşlik et
He'll ride with me.
O benimle gelecek.
Of course you may ride with me.
Tabii ki benimle gelebilirsin.
You came back to ride with me.
Benimle birlikte takılmak için geri döndün.
Julie, you wouldn't be trying to wangle a ride with me, would you?
- Julie. Julie, benim seni götürmemi istediğini söylemeğe çalışmıyorsundur, öyle değil mi?
Would you ride with me tomorrow?
Yarın benimle ata biner misin?
Would you like to be sweet and take a ride with me so you can hear that knock?
Şu sesi duyabilmen için, nazik biri olup benimle dolaşmaya çıkar mısın?
Ride with me, Dynamite.
Sen benimle gel Dynamite.
You'll ride with me.
- Benle at binersin.
I want every man jack of you to ride with me.
Erkekler silahlanıp benimle gelsin.
POP : Help yourself, son. Would you gentlemen be interested in taking a little ride with me?
Pek kötüdür, sanki ölüyormuşsun gibi hissettirir, değil mi?
Miss Timberlake, how would you like to go for a ride with me?
Bayan Timberlake benimle gelmeye ne dersiniz? Haydi. Baltimore'da ne yapıyorsun?
- Want to go for a ride with me?
- Benimle dolaşmak ister misin?
Come, ride with me in the jeep.
Gel, benimle cipe bin.
He said if I couldn't see my way clear getting here he'd call around some evening with a couple of friends and take me for a ride.
Eğer buraya teşrif etmezsem bir gece birkaç arkadaşıyla beni bir gezintiye çıkaracağını söyledi.
A basket of fruit with Her Majesty's compliments... and these flowers from the grand duke... who instructed me to ride day and night for a week to be here in time.
Majestelerinin sevgileriyle, bir sepet dolusu meyve ve bu çiçekler de burada zamanında olabilmem için bir hafta boyunca gece gündüz at sürmemi buyuran majesteleri grand dükten.
I thought you could let me ride with you, if you're going my way.
Belki gittiğim yere kadar beni bırakırsınız, yolunuzun üstündeyse.
Come on. Ride up here with me. Let's get on out to the ranch.
- Hadi yanıma geç otur da bir an önce çiftliğe dönelim.
Mr Danning, you ride with me.
Bay Danning, benimle geliyorsunuz.
These 2 gentlemen wish me to send you forth on this wild mission of yours, they are willing to ride with you as escort.
Bu iki adam seni göndereceğim bu amansız görevde sana eşlik etmek istiyorlar.
Thought maybe you'd like to ride over with me.
Benimle birlikte oraya gelmek isteyebileceğini düşünmüştüm.
You can ride on the boat with me.
Benimle birlikte tekneye binebilirsin.
Ηe'll let me ride with the baggage.
Benim bagaj bölümünde gitmeme izin verecek.
You wanna ride in with me?
Benimle at sürmek ister misin?
My father let me ride with him once, when I was a little girl, only then, it was a steam engine.
Ben küçükken babam, bir kereliğine onunla sürmeme izin vermişti ancak o zaman, lokomotif vardı. Ve ben de makinist gibi davranıyordum.
Well, you want to ride with me?
Hadi seni götüreyim.
Anybody wanna ride along with me?
Şimdi, kim benimle gelir?
Hey Dempsey, ride back to the ranch with Miles and me.
Miles ve ben ile çiftliğe geri dönün.
Hop in and ride out to my ranch with me.
Atla, benimle çiftliğe kadar gel.
- Better let me ride with you.
- En iyisi seninle geleyim.
- You want me to ride down with ya?
- Gelmemi ister misin?
Either you ride to the marshal's office with me in Tucson or pick it up and use it.
Ya benimle Tucson'a jandarmanın ofisine gelirsin ya da silahı kullanırsın.
Want to ride along with me?
- Benimle gelmek ister misin?
- You ride a piece with me, Travis.
Babamla gitmek istiyorum. - Sen biraz benimle gel Travis.
How much further are you boys going to ride along with me?
Siz çocuklar daha ne kadar benimle geleceksiniz?
You gonna ride the freights with me?
- Yük trenine mi bineceksin?
Do you want me to ride out to your ranch with you?
Seninle birlikte çiftliğine gelmemi istiyor musun?
You can ride out here with me and die clean, or turn your men loose on this town and die like a pig in the mud.
Ya burada benimle at sürüp temizce ölürsün ya da adamlarını serbest bırakıp pislik içindeki bir domuz gibi ölürsün.
If I was to ride south with you, there's them that'd see me hang.
Seninle güneye gelirsem, beni asarlar.
Dobie, when we get to Lordsburg, you can ride along with me a ways.
Dobie, Losworth'a vardığımızda, benimle gelebilirsin.
Gu will ride with Pascal and me.
Gu, Pascal ve benimle gidecek.
Climb up, climb up, and ride along with me...
Atla, atla, gel sen de benimle...
You didn't force me to ride with you, Captain.
Beni seninle gelmeye zorlamadın, Yüzbaşı.
If you'd like to ride along with me, you're welcome.
Eğer benimle gelirsen çok memnun olurum.