English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ R ] / Right in here

Right in here traducir turco

7,195 traducción paralela
Is everything all right in here?
Burada her şey yolunda mı?
I'm just gonna get you right in here.
Seni tam buraya düşüreceğim.
We're right in here.
Buradayız.
Did I not just say "right back here," as in over there?
Ben sana oradayken burada bekle demedim mi?
But right now I'm just thinking of our wedding, and I'm waiting for you here in Denver.
Ama şu anda sadece düğünümüzü düşünüyorum ve seni Denver'da bekliyorum.
Our brain isn't in the water in that new case, our brain is right here!
- Beynimiz suda değil, bu yeni durumda beynimiz tam burada!
- All right, but you see, the trouble is, it's my girlfriend here, she's always in a rush, makes me crazy.
- Pekalâ, ama görüyorsun ki sorun benim kız arkadaşımda, sürekli telaş içinde, bu da beni delirtiyor.
All right, right here, guys. Right in the camera.
Buraya, millet.
Oh, yeah, he does right here in paragraph two.
Bahsediyor. İkinci paragrafta.
- Can I slide in between all this loveliness right here?
Selam. Bu güzelliğe katılabilir miyim?
You know, I actually wanted to let you know, when we were coming in, I saw that your retaining wall right at the front here was sloping a little bit.
Aslında, eve girerken bir şey gördüm ve size söylemek istedim. Destek duvarınızın ön kısmı... - Evet?
Why don't you just get in the car and drive the fuck out of here? All right?
Neden arabana binip buradan def olmuyorsun?
- Yes. All right, we've got a lot of people in a hurry here.
Buradaki insanların acelesi var.
All right, well... Miss Prescott and Miss Drake will be here in any case. Now do you hear that, Katherine?
Peki o halde, Bayan Prescott ve Bayan Drake... her halükarda burada olacaklar.
You realize what would happen if anyone saw us in here right now?
Biri bizi bu halde görürse ne olur, biliyor musun?
I don't know what's happened to the presumption of innocence in this country, but it is a constitutional right here that we are innocent until proven guilty.
Ben ne olduğunu bilmiyorum Masumiyet karinesi Bu ülkede, bu ama Burada anayasal bir hak Biz masum olduğunu kadar suçlu kanıtlanmış.
I just killed two dudes in a parking lot, okay, and, Phoebe, if you don't come here right now,
Otoparkta iki kişiyi öldürdüm diyorum sana!
Then you hear, like, this sound. It's like... it feels like somebody's screaming right in your ear, like they're right here, and they're screaming.
Sonra şöyle bir ses duyuyorsunuz ; sanki, birisi kulağınızın dibinde bağırıyor, tam burada durup, bağırıyorlar gibi.
In here, all right?
Burada anladın mı?
- I'm dying in here, all right? - Dr. Bailes.
- Bunun içinde ölüyorum, anladın mı?
You'll be here in the morning, right?
Sabah burada olacaksın, değil mi?
And this right here is going to be very helpful in the lawsuit... I'm recommending the university bring against you... for encouraging her recklessness.
Ve onun pervasızlığını cesaretlendirmenden dolayı üniversiteye sana dava açmasını istediğimde çok yardımcı olacak.
- Right here in the corner.
- Tam burada köşede.
I found it right here in the bible.
Burada İncil'de buldum.
Ramon. Yeah, you're here for the kid in 219, right?
Ramon. 219 numaralı odadaki çocuk için geldiniz, değil mi?
Is it all right if I hoover in here?
Burayı süpürsem sorun olur mu?
Well, other Ronans in other universes, we keep meeting up world after world, and we always end up right here in your bed.
Öteki evrendeki diğer Ronanlarla dünyadan dünyaya buluşmaya devam ediyoruz ve sonumuz hep burada, yatağında oluyor.
Right here in the heart of Rishikesh
Rishikesh'in kalbinde tam burada!
Chances are, your mate... your co-parent is sitting right here in this room.
Partneriniz olabilecek, eşiniz olabilecek kişiler bu sınıfta oturuyor.
I'm going to pull in right up here.
Şurada sağa çekiyorum.
- You came here in a car, right?
Arabayla geldiniz, değil mi?
Okay, get in here right now, Three.
Tamam. Üçünüz buraya gelin hemen.
It's pulling the unique code from the last time Reese used the keypad, re-routing it back to the lock as if he were here, punching it in right now.
İşte başlıyoruz. Reese'in en son tuş takımında kullandığı eşsiz kodu alıp yeniden yönlendirip sanki kodu girmiş gibi açacağız ve tuşla giriş yapacağız.
Now, here's what I propose. We put a pin in it. All right?
Şimdilik biraz bekleyelim.
As many of you may have heard... last night a bomb went off right here in the middle of Main Street... not far from where you people are standing.
Çoğunuz duymuşsunuzdur, dün gece burada, ana caddede şu an durduğunuz yere çok da uzak olmayan bir yerde bir bomba patladı.
You come in here with your fucking nose, right, and your tea. Your fucking exotic tea.
Buraya o sikik burnunla ve çayınla geliyorsun...
Get in here right now!
Hadi başla evlat.
Right here in town.
Hem de burada.
Couldn't make the wedding, but here you are right in time for the divorce.
Düğüne gelemedin ama tam da doğru zamanda boşanma öncesinde buradasın.
Maybe not now, but 30 years ago, a chain of events was set in motion right here.
- Belki şu an yoktur ama 30 sene önce bir dizi olayın temeli burada atıldı.
Mm-hmm. I'm working on a dig, right here in this neighborhood, actually.
Bir kazıda çalışıyorum tam da bu mahallede aslında.
Let's get you all squared away in the office there, Johnny, okay, the gals can grab the bags, you follow me, all right, right this way, watch it, honey, here we come.
Şurada ki ofice yerleştirelim hadi eşyalarınızı alın, Johnny, tamam, kızlar çantaları kapabilir, sen beni izle, tamam, tam bu tarafa, takip et, tatlım, işte varıyoruz.
All right, leave him in here.
Pekâlâ, bırak burada dursun.
I am here in front of you, right?
Buradayım, değil mi?
I could stand them up inside a week right here in the house.
Evde bir haftaya hazır ederim.
It's like he's right here in this house melting us down.
Sanki bu evin içinde de bizi eritiyor gibi.
Right here you need to fill in- - you forgot one of those boxes there.
Birini doldurman lazım, bir kutuyu işaretlemeyi unutmuşsun.
You can't come in here right now.
- Şu an buraya giremezsin.
We're safe in here, right?
Burada güvendeyiz değil mi? Evet.
Nothing's getting in here, right?
Buraya hiçbir şey giremez değil mi?
She's right here in Goa.
Goa'da yaşıyormuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]