Seems so traducir turco
3,316 traducción paralela
I know it sounds crazy, but she seems so convinced.
Saçma gelcek belki ama bana baya bi inanmış göründü.
Yes, seems so.
Sanırım öyle. Tamam.
Yeah, murder seems so much worse here, though, doesn't it?
Cinayet burada çok daha kötü görünüyor, değil mi?
My point being, this seems so minor, why don't we just pay the fine?
Benim söylemek istediğim ise, bu suç o kadar önemsiz görünüyor ki, neden cezayı ödemiyoruz?
I'm sorry, but sitting in some weird room getting my palm read? It just seems so cliché. It's not your palm.
Bakın bu çok tuhaf ve bişeyler bana tuhaf geliyor
To think I ever entertained any doubts when it seems so real to me now.
Bu konuda en ufak bir şüphe bile duymak şimdi bana çok gerçekçi geliyor.
It seems so strange to think of the English embracing change.
İngilizlerin değişimi kabul ettiğini düşünmek tuhaf.
It just seems so unfair.
Bu haksızlık.
She seems so nice, and, you know,
İyi birine benziyordu.
Seems so trivial now.
Şimdi çok basit bir şey.
That seems so young.
- Çok erken gibi geldi bana.
She seems so lost.
Kaybolmuş gibi.
♪ Cover seems so far ♪ in a cold winter rain
"Her yıl 4 milyar köpek kediler tarafından tırmıklanıyor."
But everything else in the world seems so completely random.
Fakat hayattaki diğer her şey son derece tesadüfi gelir bana.
♪ Everyone seems so certain ♪
# Herkes kendinden çok emin
Seems a bit greedy for one man to have so many wives.
Bir adamın bu kadar çok eşe sahip olması biraz açgözlülük gibi duruyor.
The whole notion of marriage seems to confuse you, so allow me to explain.
Genel olarak evlilik kavramı kafanızı karıştırıyor gibi. İzin verin açıklayayım.
Called me a fuck-twat, so he seems okay.
Bana seks kölesi dediğine göre, iyi görünüyor.
( Door opens ) So Joe seems like a good guy.
Joe iyi biri gibi duruyor.
Pulling all-nighters so that I can be a dermatologist seems beside the point now.
Böylece şimdi olayın dışında görünen nokta gececileri çekiyorum, böylece cildiyeci olabilirim.
So far, hunting seems very similar to riding, My Lord.
Şimdilik at sürmekten pek farkı yok lordum.
The bathroom seems to be overlaying the Gold Room and... so that the advocaat situation in the bathroom is occurring about in the same area that it did in the Gold Room.
Lavabo, Altın Balo Salonu'nun sınırları içindeymiş gibi görünüyor ve böylece lavabodaki advocaat likörü sahnesi yaklaşık Altın Balo Salonu'ndakiyle aynı alanda gerçekleşiyor.
Seems like it so rarely works.
Son zamanlarda pek işe yaramıyor da.
Yeah, it seems like Tagliano is maybe not so disappeared after all.
Evet, görünüşe bakılırsa Tagliano artık kayıp değil.
Yeah, it seems like Tagliano is maybe not so "disappeared" after all.
Evet, görünen o ki herşeye rağmen Tagliano o kadar da "kayıp" değilmiş.
Yeah, well, now it seems like I spent half my adult life cleaning up other people's messes, so...
Evet pekala, görünen o ki, yetişkin dönemimin yarısını başka insanların pisliklerini temizleyerek geçirdim. Bu yüzden...
Disdain and scorn ride sparkling in her eyes, misprising what they look on, and her wit values itself so highly that to her all matter else seems weak.
Gözleri kibirle parlar ve herkesi hor görür, aklının da herkesinkinden üstün olduğunu düşünür.
- It seems to be so.
- Öyle görünüyor.
As long as the-the weather holds, that is, seems there's a a storm headed this way, so... ( woman screaming ) ( man yelling ) ( muffled ) :
Hava durumu değişmediği sürece, bu tarafa doğru bir fırtına geliyor gibi gözüküyor bu yüzden... Yardım edin...
And so that seems to me the kind of thing that's made this all worthwhile.
Bu yüzden, bu tür şeyler benim gözümde zahmete değer.
It seems careless for someone who's been so controlled up to now.
Şu ana kadar kontrollü davranan biri için dikkatsizce gibi.
And apparently, he liked to hide important things with cloaking spells, so it seems unlikely he'd just leave important clues lying around.
Görünüşe göre önemli şeyleri büyüyle saklamayı severmiş o yüzden de ortalıkta önemli ipucu bırakmamıştır.
- It seems to me, in all the times That I've looked at these things, the command is the one who has so much discretion.
Bana öyle geliyor ki, bu olanlara baktığım bunca zaman boyunca komutan hep sağduyuluymuş.
So she kept her feet on the ground, or so it seems.
O yüzden bu konuda fazla göze batmamaya çalışıyordu.
Well, I could say no, but it seems a little bit too early to be lying to you, so...
Sana hayır diyebilirim ama bu sana erken yalan söylemeye başlamak demektir, yani...
When life's not treating you so good, you blame the first guy you see, but it seems to me, we're kind of in the same boat here.
Hayat sana iyi davranmayınca gördüğün ilk adamı suçluyorsun. Ama ikimiz de aynı yolun yolcusuyuz.
So what seems to be stopping you?
Peki, seni durduran şey ne sence?
It seems a lifetime ago I called it so.
"Benim" demeyeli bir ömür geçmiş gibi geliyor.
Well, there's nothing missing from Natalie's body, so robbery seems out.
Natalie'nin cesedinde kayıp olan bir şey yok o yüzden soygun olmadığı görünüyor.
Now... you handed it in six years late, so I should probably deduct... A point a year seems fair, so you're down to 94. Missed comma - - 93, incomplete sentence - - 92, no paragraph indent... well...
Şimdi... 6 yıl geç teslim ettin, yani sanırım sene başına... bir puan düşmek adil olur, yani notun 94'e düşüyor virgül yok - - 93, eksik cümle - - 92, paragraf başı yok... şey...
Well, his ex seems to think so.
Aslında eski sevgilisi olduğunu düşünüyor.
Yeah, yeah, he seems to like my bath mat, so I just put it in the box.
Banyo paspasını çok sevdiği için kutuya onu da koydum.
I just thought it would be fun to redecorate the house, you know, so it seems more like ours as a couple.
Evi yeniden dekore etmek eğlenceli olur diye düşündüm böylece bir çift olarak daha çok bizim gibi görünecek.
So far everything seems to mirror the 1957 murder.
Şimdiye kadar, her şey 1957'deki cinayeti yansıttı.
It's so frustrating, because it seems like he's gonna crack at any moment.
Çok sinir bozucu çünkü her an bir sinir krizi geçirecekmiş gibi görünüyor.
So, it seems there's this bag...
Görünüyor ki burada bir çanta var...
So, your, uh... your little sister seems to be doing better.
Küçük... küçük kız kardeşinin sağlığı iyi gibi görünüyor.
So it seems.
Evet.
It seems to me that the Apple Store is kind of like a party, so I think our question is,
Apple Store bana parti gibi görünüyor.
No, ma'am. Uh, so far all the trauma seems to be postmortem.
Hayır, hanımefendi tüm travmalar ölüm sonrası gibi görünüyor.
'Cause, you know, I always thought so, but it seems like other people aren't really catching'on.
Çünkü, ben de hep öyle olduğumu düşünürüm, ama sanki diğerleri bunu pek kavrayamıyor.