Shall i traducir turco
21,247 traducción paralela
Shall I put the kettle on?
Çaydanlığın altını yakayım mı?
Shall I..... put him out with the rubbish?
Çöplerle birlikte onu da çıkarayım mı?
Where shall I sleep?
Nerede uyuyayacağım?
Shall I keep going?
Devam edeyim mi?
Shall I call the cops?
Polisi arayayım mı?
Shall I drop you?
Seni bırakayım mı?
Shall I come over in half an hour?
Yarım saat içinde gelsem olur mu?
I'll go, shall I?
Size bırakayım?
Shall I believe that unsubstantial death is amorous, and that the lean, abhorred monster keeps thee here, in dark, to be his paramour?
Yoksa inanayım mı o el değmeyen ölümün sana gönül verdiğine seni, bu karanlıkta, o iğrenç canavarın sevgilisi olasın diye sakladığına?
- Shall I begin?
Başlayabilir miyim?
Shall I order our cruisers to intercept?
Gemimizin müdahale etmesini emredeyim mi?
- Shall I come pick you up?
- Seni karşılamaya gelsem mi?
Shall I just open that window and get out?
Camı açıp atlasam mı?
Right, I'll just tell the world's media that have gathered for your press conference that you've got some "stuff", shall I?
Pekala, basın toplantın için toplanan dünya medyasına bazı işlerinin çıktığını mı söyleyeyim, öyle mi?
Shall I wake him?
Onu uyandırayım mı?
Shall I care? .
Umursamalı mıyım?
Shall I throw the ball for her?
Onun için topu atayım mı?
- I shall be the judge of that.
- Buna ben karar veririm.
I'm sure I shall see you again.
Eminim tekrar görüşürüz.
I shall come back.
Geri döneceğim.
Get her! - I shall come back. Go!
Yakala onu!
I shall come back..
Geri döneceğim...
I shall go alone.
Yalnız gitsem daha iyi.
I shall call you if I find anything out.
Birşey bulduğumda seni ararım.
♪ Brick by brick, I shall smash it with glee ♪
# Büyük bir zevk ile parça parça edeceğim.
Moving Dr. Gray to another venue would have taken up valuable time if another attack is imminent. Shall we?
Diğer saldırı bu kadar yakınken Dr. Gray'i başka yere götürmek zaman kaybına neden olacaktır.
I shall burn in hell if I utter one bad word about him.
Onun hakkında kötü bir laf etsem Cehennemde yanarım.
I shall deliver her once she has been plucked.
Tüylerini yolmayı bitirince onu teslim ederim.
Oh, no, I shall have it after dinner, as always.
Her zaman olduğu gibi yemekten sonra almalıyım.
- And so I shall.
- Öyleyse takalım.
- If you're about to sing, sir, I shall fetch a bucket of water, as I would for a cat.
- Şarkı söyleyecekseniz, efendim kedilere koyduğum gibi bir kova su da size getireyim.
You'll toe the line, Miss Barbary, or I shall put you on report.
Kurallara uyun, Bayan Barbary, aksi hâlde sizi rapor etmem gerekecek.
But rest assured, I shall yet tame her!
Ama içiniz rahat olsun, onu evcilleştireceğim.
Then I shall ensure that he gets it, the very second that I see him.
- Onu görür görmez notunuzu iletirim.
Then I shall leave Father to explain everything to you himself.
O zaman babanı her şeyi kendi anlatması için bırakıyım.
And I shall mete out punishment as
Ve seni hemen cezalandıra...
I will be a benevolent ruler who shall cook all burgers medium-well!
Bütün etleri pişirerek hayırsever hükümdar olacağım!
All I heard was, "Jaggers shall settle it."
- Bütün duyduğum "Jaggers halletmeli." lafıydı.
- This violin is the last violin that I, Ana Maria, shall ever play.
Bu keman, benim yani Ana Maria'nın bir daha çalmayacağı son keman.
I shall not.
Unutmam.
This is entertaining, but I don't have all day, so let's put a little clock on this, shall we?
Bu çok eğlenceli ama bütün gün bununla uğraşamam. O yüzden zaman tutalım, değil mi?
Um, I was informed that shovels were used in order to do that, and it wasn't, shall we say, a more forensic archaeological approach.
Bana bu iş için kürek kullanıldığı söylendi ki diyebiliriz ki bu, adli kazılarda pek de kullanılacak bir yöntem değildir.
I shall call you "Peppino."
Sana "Peppino" diyeceğim.
Well, rest assured, I shall, on principle.
- Emin olun,'prensip'gereği yapmalıyım.
Now, today I shall be finishing off an arctic stipple.
Bugün bir benekli sıva işini bitireceğim.
I think you shall find me capable of every sacrifice.
Sanırım beni her fedakarlıkta bulacaksın.
Perhaps I shall rid myself of the unnecessary accouterments, yes?
Belki kendim kurtardım Gereksiz telif hakkının, öyle değil mi?
I believe I shall go naked as Adam in this infernal heat.
İnanıyorum ki çıplak olarak Adam olarak gideceğim Bu infernal ısıda.
But I shall not make that mistake again.
Ama yine bu hatayı yapmayacağım.
I hereby resign from this institution, and I shall proceed on my own.
Işbu kurumdan istifa ediyorum, Ve tek başıma başlayacağım.
I shall teach him.
Ona öğreteceğim
shall i help you 20
shall i go 25
shall i go on 41
shall i open it 21
shall i continue 31
shall i come with you 17
shall i tell you 26
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i know 63170
shall i go 25
shall i go on 41
shall i open it 21
shall i continue 31
shall i come with you 17
shall i tell you 26
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i know 63170
i lost my mind 16
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595