I just traducir turco
522,191 traducción paralela
I just wanted to stop.
Sadece son vermek istedim.
I just need to know what makes you so special.
Sadece seni neyin... bu kadar özel yaptığını anlamam gerek.
Oh, hey, I just had her finger in my mouth.
Az önce parmağını ağzıma soktum.
Griffin, I just wanted to tell you that's a great outfit.
Griffin sana şunu söylemem lazım... Güzel takım. Muhafaza et.
Okay, now you heard mom say I'm in charge, so I just want to lay a few ground rules.
Tamam, annemin sorumluluğun bende olduğunu söylediğini duydunuz. O yüzden bir kaç kural belirlemek istiyorum.
I just don't understand why you went so crazy.
Niçin bukar çok kızdığını anlamadım.
What did I just say? Shut up!
Az önce ne dedim ben, kesin sesinizi.
I just don't think the group can handle a full-on manhunt right now.
Sadece grubun üstesinden gelebileceğini sanmıyorum. Şu anda tam kapsamlı bir insan avı.
I just feel so bad that this child's living here all by himself in this mess.
Sadece kendimi çok kötü hissediyorum Bu çocuğun burada yaşadığını Tek başına bu karmaşa içinde.
No, I just mean they shot off everything I put in there very, very far... yes.
Hayır, sadece onlar vuruldu demek istedim Orada koyduğum herşey Çok uzak... evet.
I just didn't want you messing with my stuff.
Ben sadece seni istemedim Eşyalarımı karıştırmak.
I just wish she'd give us some kind of a clue, you know?
Keşke bize vereceğini isterdim Bir çeşit ipucu, anlıyor musun?
Just leave it at home. I just...
Onu direkt evde bırak.
I just kind of drop it off when it needs fixing.
Tamire ihtiyacı olduğunda gidip oraya bırakırım.
So should I just give you a call if I hear from Hayward?
Hayward'dan bir haber alırsam sizi aramalı mıyım?
I am just sick and tired of hiding and waiting in here so long...
Burada uzun süre beklemekten ve saklanmaktan yoruldum ve hasta oldum...
I was a civil servant just like you.
Ben de senin gibi bir devlet memuruydum.
You sure this ain't a man getting spooked'cause he just got shot? I've been shot or cut more times than I can count.
Sayabileceğimden de fazla sayıda vuruldum, yaralandım.
It was just before I bought this ranch... the last days of the Civil War.
İç savaşın son günlerinde bu çiftliği satın almıştım.
One night, I was camped out by this stream, just sitting there, thinking.
Bir gece nehrin kenarına kamp atmıştım. Orada oturuyor, düşünüyordum.
I can see the truth just as plain as any of us.
Doğru olanı ben de sizin kadar net görebiliyorum.
I'm just trying to get all the facts before I go banging on Pedro García's door in the middle of the night.
Pedro Garcia'nın kapısına dayanmadan önce ne olup bittiğini anlamaya uğraşıyorum.
I'm just trying to figure out why your father sent you to say this.
Baban seni buraya neden gönderdi onu anlamaya çalışıyorum.
I should've just told you from the beginning, but I thought that I could handle it on my own, too.
Ve ben size bunu en başından söylemeliydim, ama ben de kendi başıma bunu halledebileceğimi düşündüm.
I'm just thankful we didn't trade Clem for Isaac.
Clem ile Isaac'i takas etmediğimiz için mutluyum.
- Yeah. I thought it'd be a wake-up call, but it just... sped up her descent.
Bunun onu uyandıracağını düşünmüştüm... ama bu sadece... onun çöküşünü hızlandırdı.
Hey, Peter. So I was just baking a coffee cake, and I figured I'd bring it over,'cause you like coffee cake.
Şey, kahveli kek pişirdim de sana da getireyim dedim çünkü sen seversin.
Well, I was just thinking, you have that extra ticket, maybe you'd want to...
Şey, fazladan biletin var, belki beni götürmek istersin diye düşünü......
All right, that's it, I'm not just gonna sit here and see what that psycho does next.
Pekala, yetti artık. Burda oturup o psikopatın ne yapacağını görmek için beklemeyeceğim.
I wasn't gonna have'em sign'em. I was just gonna tell'em their stats.
İmzalatmayacaktım, sadece durumlarını gösterecektim
Nothing. I was just trying to play hard, like Pete rose.
Yok bir şey, sadece Pete Rose gibi sert oynamaya çalışıyordum.
And I was excited that for one weekend, if I could just step on that field and get a hit at Fenway park, I could erase all that and feel like a champ for the first time in my life.
Ve sadece bir hafta sonu heyecanlandım eğer Fenway Park ta sahada olup kendimi gösterseydim kendimi şampiyon gibi hissedecek ve geçmişimi bir kereleliğine de olsa silebilecektim.
I think we're gonna get along just fine.
Sanırım burda çok eğleneceğiz.
I'm just sweating'cause I was too embarrassed to get nude in the locker room, so I'm wearing all this over long pajamas.
Gergin değilim Lois.Sadece biraz terliyorum çünkü soyunma odasında çıplak olmam yüzünden. Onun için biraz uzun pijama giydim.
Yeah, I was just, putting up some pictures
Evet, ben sadece... Uh, bazı resim koymak
I was just hoping that you could go grab my accordion?
Umuyordum sadece Akordiyonumu almaya gidebilir misin?
- and I need to just put it to my fingers.
- ve sadece parmağıma koymam gerekiyor.
- It's just, you know, I got to focus on Melissa right now.
- Bu sadece, Biliyorsun, odaklanmam lazım Melissa şu anda.
I'm just a man.
Ben sadece bir erkeğim.
And I have just the thing.
Ve sadece bir şey var.
I know this is frustrating, Tandy, but it might just take this kid a little while to warm up to us.
Bunun sinir bozucu olduğunu biliyorum, Tandy. Ama bu sadece bu çocuğu alabilir Bize ýsýtmak için biraz zaman.
And just know I'm not leaving till you come back!
Ve biliyorum sadece değilim Geri gelene kadar gidiyorum!
I poured my heart out to that little piece of crap, and he just stonewalled me.
Pekala? Kalbimi döktüm Bu saçmalıktan kurtulmak için Ve sadece bana saldırdı.
I mean, he knew I was out here, freezing my upper body off, and he just let me suffer.
Demek istediğim, burada olduğumu biliyordu. Üst bedenimi dondurmak, Ve acı çekmeme izin verdi.
Through years of research and practice, I've developed a system of nuanced, psychotherapeutic techniques guaranteed to give clients just the helping hand they need.
Araştırma ve uygulamayla geçen yılların sonunda psikoterapi tekniklerinin müşterilerine tam da ihtiyaç duydukları yardım elini uzatacağını garanti altına alan detaylı bir sistem geliştirdim.
Yeah. I mean, sure, some people do it just for kicks. But we have any number of people combating addictions, drugs, alcohol, fatty foods.
Tabii ki bazı insanlar bunu sadece eğlence olsun diye yapıyor ama bağımlılıkla, uyuşturucuyla, alkolle, yağlı yemeklerle mücadele eden çok sayıda müşterimiz var.
I am afraid that's just not possible at this time.
Maalesef bu şu an mümkün değil.
Listen, I know you're scared. But I'm just the middle man here.
Dinle, korktuğunu biliyorum ama ben burada sadece bir aracıyım.
But I know that if you can just work with me here, give me the materials that I need so that I can be able to say that I did my job,
Ama şunu biliyorum ki burada benimle çalışabilirsen ihtiyacım olan materyalleri bana verirsen ben de işimi yaptığımı söyleyebilirim,
Just "Hayward" is all I know.
Sadece tek bildiğim Hayward.
I'm just gonna need the truth from you here.
Senin ağzından gerçeğe ihtiyacım var.
i just want to sleep 24
i just did it 38
i just want you to be happy 100
i just wanted to hear your voice 33
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just want to be with you 40
i just did 342
i just got here 258
i just want to say thank you 23
i just did it 38
i just want you to be happy 100
i just wanted to hear your voice 33
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just want to be with you 40
i just did 342
i just got here 258
i just want to say thank you 23