She came here traducir turco
1,016 traducción paralela
Well, she came here and let off a smoke bomb.
Buraya geldi ve sis bombası patlattı.
She came here, she was very efficient, she worked herself up to a big position.
Buraya geldi, çok faydalıydı ve yüksek mevkilere kadar yükseldi.
I don't know how she came here with this...
Buraya nasıl geldi hiç bilmiyorum.
She came here once to see me, I forget about what.
Bir kez beni görmeye geldi. Ne içindi? Unuttum.
She knew her brother was about to commit her, so she came here to discredit him.
Kardeşinin hastaneye yatıracağını biliyordu, güvenilirliğini sarsmak için buraya geldi.
She's no good. And she's been sick since she came here.
İşe yaramaz O. Üstelik geldiğinden beri hasta.
But I had no idea who it was... until that day she came here crying and half out of her mind.
yarı deli halde ağlayarak geldiği güne kadar... ama kimi getirdiğini bilmiyorum.
But, sir, she came here looking for me!
Ama efendim o beni bulmak için gelmişti.
You wouldn't be too happy if she came here with the children.
Çocuklarla birlikte bizimle kalsaydı çok mutlu olmayacaktın.
She came here to take care of my sister, Joanna, almost 30 years ago.
O buraya kızkardeşime bakmağa geldi, Joanna, yaklaşık 30 yıl önce.
- And she came here to help you?
- Ve buraya sana yardım etmek için gelmiş?
- She came here?
- Buraya mı geldi?
She was standing here by the desk and the... the murderer came in by that door.
Burada masanın yanında duruyordu ve... katil şu kapıdan geldi.
She went to Erraig, then she came back here, she used the telephone and she was away in the car again.
Erraig'e gitti, sonra buraya geri döndü.. ... telefonu kullandı ve sonra da bir kez daha arabayla buradan ayrıldı.
Anyway, I came here to see somebody, and I ought to stick around till she gets here.
Her neyse, buraya birisini görmeye gelmiştim. Kadın gelene kadar buralarda takılmalıyım.
Estella has been part of my existence ever since I first came here, the rough, common boy whose heart she wounded even then.
Estella, kalbini kırdığı sıradan bir çocuk olarak... buraya ilk geldiğimden beri varlığımın bir parçası oldu.
I came here day before yesterday to ask Lavery if he knew where she was.
Önceki gün buraya, Lavery ile kadının yerini biliyor mu diye konuşmaya geldim.
She came along here and upset the flowerpot.
Buraya çıktı ve saksıyı devirdi.
She came down here swingin'herself pretty fancy.
Buraya kalçalarını sallayarak kendisi geldi.
She was in a jam, came running in here last night, looking for help.
Kapana kısıImıştı, yardım arıyordu geçen gece buraya kaçtı
No, she came in here last night, just the way she is.
Buraya dün gece geldi, işte durum bu.
I told you that she is a maiden, and yet you came here.
Sana onun bir bakire olduğunu söyledim. Ama yine de buraya geldin.
Who she is or whence she came, he knows not, nor does he care, for his heart tells him that here, here is the maid predestined to be his bride.
Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmez, zaten bununla ilgilenmez de, kalbi ona, kaderde onun eşi olacağı yazılmış olan genç bayanın orada olduğunu söyler.
Why, she came in here insisting that you needed treatment.
Sizin tedaviye ihtiyacınız olduğunu ısrarla söyledi.
Since she came to see you at intermission... she may have lost them here.
Perde arasında sizi görmeye geldiğinde onları burada kaybetmiş olmalı.
So when I came tearing over here to help, he was getting pretty bad so she shot him, as any decent woman would do.
Yardım çağırısı duyup geldiğimde, karının üzerine çok geliyordu o yüzden de her namuslu kadının yapacağı gibi, onu vurdu.
Ellen, his first wife, she died right after they came out here.
İlk karısı Ellen buraya gelmelerinden hemen sonra ölmüş.
When she came in here, you attacked her before she could scream.
Karım içeri girince daha sesini çıkaramadan ona saldırdın.
See, it was when Mrs. Wendice came in here to answer his call that she was attacked. Thank you.
Teşekkür ederim.
She made a call from the Twilight Room and came right back here.
Twilight Room Bar'dan telefon etti ve hemen buraya döndü.
She came to collect me, brought me here and gave me breakfast.
Gelip beni aldı buraya getirdi ve bana kahvaltı verdi.
Besides, when she came to sit, Nene was always here.
Ayrıca, her poz vermeye gelişinde Nene de buradaydı.
BUT AS I WAS WITH HER WHEN SHE CAME TO REPORT IT, I THOUGHT IT NO MORE THAN MY DUTY TO COME HERE AND EXPLAIN.
O bunu size bildirirken yanında bulunduğum için bu durumu size açıklamamın en doğrusu olduğunu düşünüyordum.
You said she was surprised to see the body when she came up here.
Hem cesedi gördüğünde çok şaşırdı demiştin.
She insisted that I came here.
Buraya gelmem konusunda çok ısrar etti.
You think the only reason she came back here was to bring the mail?
Sence buraya gelmesinin tek sebebi mektup getirmek miydi?
When Mattoni came here, he insisted that Helen go back to him, threatened the child if she didn't, threatened to sue for his custody.
Mattoni buraya geldiğinde, ısrarla Helen'in kendisine dönmesini istedi, dömediği taktirde çocukla tehdit etti, velayet davası açmakla korkuttu.
When he died, she came back here.
O ölünce geri döndü.
He came in here and picked madam up like she was a baby!
Buraya geldi ve madamı bir bebek gibi kaldırdı!
She came down here to help me.
Bana yardım etmek için gelmiş.
She came in here, Eddie.
Kendisi geldi Eddie.
Eddie, she came in here!
Eddie, kendisi geldi!
In the beginning, when she first came here, she was always happy and smiling.
Buraya yeni geldiğinde sürekli neşeli ve gülümserdi.
She came out here - very unexpectedly - to discuss some mix-up about the children, and I merely suggested she put on something decent because you...
O aniden çıkıp geldi... .. beklenmedik bir şekilde. Bizim çocuklarımız hakkında karışık bir durumumuz varda ve bunu tartışıyorken ona öneriyordum..
Before she was killed, Mrs Hoffman came up here week after week... telling us that her husband was going to do it, and I believed it.
Bayan Hoffman, öldürülmeden önce her hafta buraya gelip... kocasının kendisini öldüreceğini söylüyordu ve ben ona inanıyordum.
When my Grandma came to Paris... she had to see the offices of her favorite magazine It's near here
Büyük annem Paris'e geldiğinde abonesi olduğu magazin dergisinin, bu civardaki ofisini görmek istemişti.
And I told her if she came down here and talked with you people...
Ve ben de arkadaşıma dedim ki, buraya gelip sizlerle konuşursa...
She's been here ever since you came in.
Geldiğinizden beri buradaydı.
Well, she was here when your letter came.
Mektubun geldiğinde buradaydı.
She came over here last night, and she didn't come back.
Dün gece buraya geldi, değil mi? ve geri dönmedi.
Dusty came here, didn't she?
Dusty geldi, değil mi?
she came back 47
she came 41
she came to me 61
she came in 21
she came home 17
she came to see me 23
came here 26
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
she came 41
she came to me 61
she came in 21
she came home 17
she came to see me 23
came here 26
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here's your mail 22
here i go again 25
here we go now 20
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here's your mail 22
here i go again 25
here we go now 20