She got it traducir turco
3,561 traducción paralela
I think she got it.
Bence anlamıştır.
Where do you get the recipe for something like that? She got it from her bubba.
Abisinden aldı.
She got it in her head that Max had killed her son.
Ona göre oğlunu Max öldürmüştü.
But it was what she found stuck inside the catalog that got her attention.
Ama dikkatini çeken, kataloğun içinde bulduğu şeydi.
She got the gig'cause she's banging some creep. - It's not gonna go well.
İşi aldı çünkü ucubenin tekiyle düzüşüyor.
It's too bad... that Laurel never got a chance to get out of this place... since she clearly meant shit to all of you people.
Laurel'ın buradan ayrılmaya fırsat bulamamış olması çok kötü olmuş çünkü açıkça belli ki, sizin için hiçbir şey ifade etmiyormuş.
She wants everyone to believe she's got it all together... but with you, she's let her guard down.
Her şeyin kontrolü altında olduğuna inanılmasını ister ama senin yanında gardını indirdi.
It wasn't her fault that she got ill, but...
Hasta olması onun hatası değildi... Biliyorum.
She never got to finish it.
Bunu bitirmeye fırsatı olmadı.
She got away with it cos she was a looker.
Bununla baş etti, çünkü o sırada çekiciydi.
She's got a trench-gun under the counter and dead men will assure you she knows how to use it.
Tezgahın altında bir silahı var ve ölü adamlar bunu kanıtlayabilir, o nasıl kullanacağını biliyor.
But if she screws this up for everybody, it's your ass, not mine.
Bu işe herkesi karıştırıp batırırsa sen göt altına gidersin, ben değil.
Yeah, she got really bummed out, but, you know, I shouldn't have done it at her mom's house.
Evet, çok kızdı. Bunu annesinin evinde yapmamalıydım.
She never got back to me on it.
Gerçi o daha net bir şey söylemedi.
She got hold of it and...
Onu avuçlarına almış ve...
We just got a hold of Judith, she was at the beach with her boyfriend, so it was switched off.
Az evvel Judith'ten haber aldık. Erkek arkadaşıyla plajdaymış. Telefonunu kapatmış sadece.
Looks like she got through it.
- Bunları atlatmışa benziyor.
And, somehow, she's got it in her head that you're in love with her.
Ve bir şekilde seninde ona aşık olduğunu sanıyor.
I know it's who you love, and she's the only person that I've ever... janneke, you got to help me.
Kimi sevdiğin asıl olan. Ve o benim tek Janneke yardım etmelisin?
It got real very fast and she came back a little messed up.
Olaylar bir anda kızıştı ve o da biraz dağıldı işte.
She got very emotional when she was talking about it.
Onun hakkında konuşurken çok duygulanmıştı.
Then she taught it to Kevin, and they got obsessed, and there were little pieces of paper all over the apartment.
Kevin'a da öğretti ve takıntı haline getirdiler, evin her yerinde küçük kağıt parçaları vardı.
She's got her finger in my ass and it hurts!
Kıçıma parmağını soktu! Çok acıtıyor.
- It's obvious she's got crush on you.
- Seni ezdiği düpedüz ortada.
She's got enough poison to fight without you adding to it.
Yeterince zehirlendi senin daha fazla zehirlemene gerek yok.
Well, you're the closest thing she's got at the moment, and it looks to me like you're doing a really good job at it.
Öyleyse bile, şu anda onun için aileye en yakın kişi sensin ve bu işte de gayet iyisin.
Got it? She has do it on her own.
Bu işi kendi halletmeli.
Because she's got a taste for it now.
Çünkü artık bundan keyif alıyor.
You thought the woman you loved was having Fletcher Marshall's baby when she should've been having yours, but you got it the wrong way around.
- Ne? Sevdiğiniz kadının, sizin bebeğiniz yerine Fletcher Marshall'ın bebeğine sahip olduğunu düşündünüz fakat bu tamamen yanlıştı.
She'd written to me once or twice, and it turned out she'd been on this extraordinary killing spree in Arkansas and completely got away with it.
Bana bir iki kez yazdı. Arkansas'ta müthiş bir cinayet cümbüşü planladığı ortaya çıktı ve bunu gerçekleştirdi.
Uh, my mom got sick when I was a kid, leukemia, and she fought it for years, but it got her.
Annem ben küçükken lösemi oldu. Yıllarca savaştı ama yenik düştü.
She got her new boobs and nose, and it seems like a whole new brain.
Kendisine yeni göğüsler, yeni bir burun yaptırdı. Ve görünüşe göre yeni bir beyin.
Now he's dead, and my wife she's got his lacrosse stick in our bed holding onto it every night as she cries.
Şimdi öldü ve karım ise yatağımıza onun lakros sopasını koyuyor. Her gece ona sarılıp ağlıyor.
It was going to be Anna's daughter, but she got the chicken pox à la Barbara Walters.
Anne'in kızıydı ama Barbara Walters'tan kuş gribi kaptığı için iptal etti.
Well, at least she got something out of it.
En azından bir şeyler elde etmiş oldu.
Uh, my bus victim just got out of surgery, and it looks like she's gonna make it.
Otobüs kurbanı ameliyattan yeni çıkmış ve başaracak gibi görünüyor.
He got into it with my mom and hit her, and so she bailed, and I came down, because I was freaked out, and, uh, when he saw me, he started crying, and he, like, sunk down on the stairs, and he grabbed me and just hugged me - - hard.
Annemle kavga etti, anneme vurdu ve annem de kaçtı ben de aşağıya indim haliyle çok korkmuştum beni gördüğünde ağlamaya başladı merdivenlerden ağlaya ağlaya indi ve beni yakalayıp sıkıca sarıldı.
It went rotten, she got multiple organ failure, then she went into a coma and she died.
Tox...? ! Seni...!
My wife gave it to my daughter when she and Ken first got married.
Karım da kızıma bıraktı bunları O zamanlar Ken ile yeni evlenmişlerdi.
She probably just got sick of it here.
Büyük ihtimalle bizden sıkılmıştır.
After she got the card, she started writing this letter in Spanish, but then she got frustrated and ripped it up.
Kartı aldıktan sonra bu mektubu İspanyolca yazmaya başladı ama sonra bıktı ve yırtıp attı.
Then she got that card from her parents and she started to feel bad about it.
Sonra ailesinden o kartı aldı ve kendini kötü hissetmeye başladı.
In fact, it would be better if both she and Ruben believed he got in on merit alone.
Aslında ikisinin de Ruben'in kendi hakkıyla girdiğini düşünmelerini isterim.
She's holding onto that bag like it's got the cure for cancer in it.
Çantasını, içinde sanki kanserin çaresi varmış gibi sıkı sıkı tutuyor.
So she got someone to do it for her.
Tamam.Bunu onun için başkası yapmış olabilir.
Elena took her eye off the ball, and she got called on it.
Elena, gözünü toptan ayırmadı ve turnayı gözünden vurdu.
She gave it to me before she got sick.
Hastalanmadan önce bana vermişti.
Looks like she's still got it.
Anlaşılan hala da devam ediyor.
Well, I'm sorry that I forged such a deep connection with Ryan that she never got over it.
Ryan ile hiç unutamadığı, çok derin bir bağ kurduğum için, çok özür dilerim.
It's good to know she's got your back. With a bayonet.
Danny'yi sahile taşıyorlardı.
She knew that if it ever got out, it would destroy her life, so I took this job to make sure the tape never got out.
Bunun ortaya çıkmasıyla hayatının mahvolacağını biliyordu. Bu yüzden ben de kasetin asla gün yüzüne çıkmayacağından emin olmak için bu işe girdim.
she got 31
she got married 26
she got sick 23
she got pregnant 32
she got what she deserved 16
she got out 26
she got away 43
got it 8698
got it in one 16
got it right here 33
she got married 26
she got sick 23
she got pregnant 32
she got what she deserved 16
she got out 26
she got away 43
got it 8698
got it in one 16
got it right here 33
got it covered 27
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72