She left him traducir turco
462 traducción paralela
He hadn't finished it when she left him.
Susan onu bırakıp gittiğinde Xanadu'yu daha tamamlamamıştı.
She left him alone for three days to go off with her boyfriend.
Erkek arkadaşıyla sürtebilsin diye 3 gün onu yalnız bıraktı.
After she left him, he died.
Annen babanı terk edince, baban adeta öldü.
Of course, she left him, but that didn't help her towards marrying Harrington.
Kuşkusuz Alice onu terk etti, fakat bu onun Harrington'la evlenmesine yetmedi.
As soon as they got back to New York, she left him alone to face the consequences.
New York'a geri döner dönmez, Alice sonuçlarla karşı karşıya gelmesi için onu yalnız bıraktı
"must have found out it was for Stanton that she left him."
"ortaya çıkarmış olabileceği yanıtını verdi."
I couldn't hear what he said to her, but it looked like she left him. The husband.
Ona ne söylediğini duyamadım, ancak görünüşe göre bizimki onu terketmiş.
She left him, of course.
Kız onu terk etmiş tabii.
She left him one day.
Bir gün ansızın terketmiş onu.
But when the old man was in the basket, she left him hanging.
Ama yaşlı adam kadının evine gittiğinde adam onu şu şekilde bağladı :
- She left him.
- Onu terk etti.
Some sunny day, she left him for her doctor.
Güneşli bir günde, doktoru için onu terk etti.
In the end she left him for a naval officer.
Sonunda onu denizci Subayı için terk etti.
She left him tied to the tree all night.
Onun bütün gece ağaca başlanmış olarak bıraktı.
After a chat of 45 minutes, she left him with an autographed portrait. "
45 dakikalık bir görüşmeden sonra imzalı bir resmini bırakarak gitmiş. "
She left him for me.
Onu benim için terk etti.
She left him when I was about Natalie's age.
Ben Natalie'nin yaşındayken onu terketmiş.
She left him!
Karısı onu terk etti.
Not if she left him.
Kadın onu terk etmişse olmaz.
- She left him for his secretary.
- Sekreteri için adamı terk etmiş.
She talked about helping him heal a scar that some dead girl left and she attached herself to Joong Won's side.
Joong Won'un yarasını iyileştirmek için ona yapıştı.
She opens the left side of the blanket and takes him into it.
Battaniyenin sol yanını açarak onu içine alır.
He left four years ago and she still thinks about him!
Dört yıl önce ayrıldı ve hala onu düşünüyor.
Had she not been so devoted to him, she certainly would've left him, and indeed it would've been better for her had she done so.
Ona bu kadar sadık olmasaydı, onu kesinlikle terk ederdi doğrusu terketse kendisi için en iyisini yapmış olurdu.
She's left home, sold her business and married him, all in two weeks.
İki hafta içinde evi terk etti, işi tasfiye etti ve onunla evlendi.
And she just left him with me.
Ve onu benimle bıraktı.
Now, if he called his wife long distance on the day she left, after she arrived in Merritsville, why did she write a card to him saying that she'd arrived in Merritsville?
Karısını evden ayrıldığı gün, Merritsville'e vardıktan sonra başka bir şehirden aradıysa, kadın neden oraya vardığını söyleyen bir kart yazdı?
But I did go tell that boy's Mama where he was, so she could rest easy till the varmints left out and give him a chance to climb down.
Fakat gidip çocuğun annesine haber verdim, böylece annesi o serseriler gidene ve ağaçtan inmesi için bir şans verene kadar rahat edebilirdi.
She had left him for good and no wonder.
Onu tamamen bırakmıştı.
During those two weeks, Ralph had left their daughter Bonnie... with the grandparents and found for himself a better job... in Jacksonville, Florida... but Mrs. White was not to go with him... for, on the advice of Dr. Luther... she decided to stay in town in a furnished room... for further and more regular treatment.
# Bu iki hafta boyunca Ralph, Bonnie'yi büyükannesine bırakmıştı... #... kendisine Florida Jacksonville'de daha iyi bir iş bulmuştu. # Ama, Bayan White onunla birlikte gitmedi. # Dr. Luther'in tavsiyesi üzerine kasabada kalmaya karar verdi... #... böylece, ileri aşamalı ve daha düzenli tedavi görebilecekti.
She'd left him and he wanted her back.
- Yaklaşık... Üç hafta önce, bir Perşembe günü.
Tell him she's left. She's gone
Gittiğini, burada olmadığını söyle.
She was Juan's girl ; left him just before...
Juan'ın sevgilisiydi, onu terk etmişti.
She left and gave him her address.
Kız garda trenden inerken adresini vermiş.
Carried me off to my bed and left me alone so she could go back to him.
Yatağıma götürüp beni yalnız bıraktı ki böylece babamın yanına dönebilsin.
In that case, that Zatoichi guy she was following must have left the highway, or else she lost track of him somewhere.
Eğer öyleyse..... beraber gezdiği şu Zatoichi denen herif yoldan ayrılmıştır..... yada kadın bir yerde adamın yanından ayrılmıştır.
She was always near him and when I left the club she twisted him around her little finger and made him... shot himself.
Szymaniak'a her zaman yakın oldu ve kulüpten ayrıldığımda.. ... onu parmağında oynattı ve kendini vurmasına sebep oldu.
She would never have left him even break an egg!
Annem ona yumurta bile kırdırmadı!
But Lord have mercy the worse looking he got, the better looking she got till there wasn't nothing much left of him and she went off back east somewheres and took up with a stone mason.
Ancak o ne kadar kötü, kadın ise ne kadar iyi görünse de adamdan geriye hiç bir şey kalmayıncaya kadar tanrı onlara merhamet gösterdi ve sonunda kadın doğuda bir yerlere gitti ve bir duvarcı ustası ile sözlendi.
Unless she'd stopped loving him and left him straightaway.
Artık özgür olmayacağını söyledi.
Who could've gone in there and killed him when she left the room?
Oraya gidip, kızı odayı terk ettiğinde onu öldürmüş olabilirdi?
She refused him, and that's why he left.
Olga onu reddetti. Bu nedenle gitti.
She married my brother Ben! Yeah, left him flat to go to London nine, 10 years ago. With some tinsley show.
Benim abim ben ile evli soğana çevirdi onu 9-10sene önce Londra'ya gitti bir trupla birlikte ve bu çocuk scepnimic ben, hangi hastanede doğduğunu bile biliyorum
Everybody says that she left for the town to be with him.
Herkes onunla birlikte olmak için gittiğini söyler.
My friend went to work abroad. And she left with him.
Arkadaşım yurt dışına çalışmaya gidince, o da peşinden gitti.
- She left without him.
- Önceden çıktı.
She had every chance in the world to get away from him, but they left together with her driving.
Ondan kurtulma şansı vardı, ama birlikte gittiler, arabayı kız kullanıyordu.
You hear the one about the cop whose wife left him a note saying she'd fallen in love with anyone else?
Karısının kendisine bir not bırakıp,... başka birini sevdiğini söyleyen bir polis duymuş muydun?
I would have left him long before she did.
Eşi bırakmadan çok önce o adamla ilişkiyi kesmeliydim.
The tall, infamous Thelma, and she has left him.
uzun, çirkin Thelma'ya ve onu terk etti.
I suppose it was she who plunged him head over heels into debt and so left him to his miserable plot?
Sanırım onu borç batağına sokan ve sonra da sefil bir duruma sürükleyen de oydu.
she left 317
she left me 106
she left you 32
she left a note 23
she left us 24
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
she left me 106
she left you 32
she left a note 23
she left us 24
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
she loves you 255
she looks like you 26
she looks like me 20
she looks just like you 26
she likes you 180
she looks nice 18
she looks beautiful 24
she lives 40
him who 26
she loves you 255
she looks like you 26
she looks like me 20
she looks just like you 26
she likes you 180
she looks nice 18
she looks beautiful 24
she lives 40