English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She loved it

She loved it traducir turco

448 traducción paralela
She loved it.
O bayılmıştı.
She loved it.
Ona bayılırdı.
My, how she loved it.
Onu ne kadar severdi.
She loved it.
O da bayılıyordu.
And she loved it.
Ve ondan hoşlandı.
She said she loved it.
- Çok sevdiğini söyledi. - Söylediğimi biliyordum.
She loved it
Çok beğendi.
I walked in one day with long, stringy hair, dirty sandals and freaky clothes and she loved it.
Bir gün bantlı uzun saçlar, sandaletler ve tuhaf kıyafetlerle çıkageldim ama buna bayıldı.
She loved it.
Hoşuna gitti.
She loved it here.
Burayı çok severdi.
- Apparently, she loved it.
- Görünüşte, sevmiş.
Everybody, she loved it!
Beğenmiş millet!
At the screening, she told me she loved it.
Gösterimde filmi beğendiğini söyledi.
Oh, she loved it here.
Buraya bayılırdı.
Michael, she loved it, OK?
Michael, çok sevdi, oldu mu?
She loved it.
Sevdi demek.
I can only think of my cousin Ruthie... and how much she loved it.
Tek hatırlayabildiğim, kuzenim Ruthie ve onun bu şarkıyı ne kadar sevdiğidir.
She loved it.
Sevdi tabii.
- That was perfectly safe and she loved it.
- Çok emniyetliydi ve Shannon buna bayıldı.
She loved it.
Bayılıyor.
She loved it all.
O ise çok seviyordu.
And then to abandone Richard who she loved. How hard it must be not to die...
Ve o, hayatının aşkını da ardında bırakmak zorunda kaldı...
In order for the wolf to live, it must eat the goat, But because she loved the sheep, she couldn't eat and almost starved to death.
Kurt yaşamak için o koyunu yemeliydi ama koyunu sevdiği için yemedi ve açlıktan ölmek üzereydi.
That's what he'd have done, sir, and she'd have loved it.
Aynen bunu yapardı. Bu hanım efendinin hoşuna giderdi.
No, it's not possible. If you only knew who she really loved... You wouldn't believe it.
Eğer gerçekte kimi sevdiğini bilseydiniz buna inanamazdınız.
If someone loved you very much so that your happiness was the only thing she wanted in the world and she did a bad thing to make certain of it could you forgive her?
Birisi sizi çok sevse, tek istediği sizin mutluluğunuz olsa ve sırf bu yüzden kötü birşey yapsa, onu affeder misiniz?
A woman who sought to possess everything she loved who loved only for what it could bring her.
Sevdiği her şeye sahip olma sevdasında olan bir kadındı o. Sevdiği şeyin yalnızca kendisine ne kazandıracağını düşünerek seven bir kadın.
It was basil hallward's niece gladys, who had loved him since she was a child.
O da Basil Hallward'un yeğeni Gladys idi. Dorian'ı çocukluğundan beri seviyordu.
It was Ruth he really loved without even knowing she even existed.
Varlığından haberdar olmasa da asıl âşık olduğu kişi Ruth'tu.
Cathy loved to "dress up" as she called it.
Cathy giyinip süslenmeyi çok severdi.
As much as she loved him, I doubt it.
Onu sevdiği sürece, kuşkuluyum.
But she confessed it was Terry she loved.
Fakat sevdiği kişinin Terry olduğunu itiraf etti.
She killed the only thing I ever loved and she's going to be punished for it.
O alık olduğum tek şeyi öldürdü ve bunun cezasını çekecek.
She loved you so, how could you do it?
Seni o kadar sevmişti, bunu nasıl yapabildin?
- She would have loved it, I know.
- O burada olsaydı eminim çok severdi.
So I did, and she just loved it.
Ben de kullandım, çok hoşuna gitti.
Loved us for it, like she wanted to get strung up.
Yaptıklarımıza bayıldı, sanki asılmak istiyor gibiydi.
It is nearer to the mAnneer she loved in the French Court.
Sevdiği Fransız tarzına daha yakın.
Did she know I was breaking up because I loved her too much, because I wanted to save our love by sparing it the slow erosion every relationship goes through?
Onu çok sevdiğim için ondan ayrıldığımı biliyor muydu? Aşkımızı kurtarmak istiyordum. Her ilişkinin yaşadığı kaybolup gitme tehlikesinden korumak istiyordum.
It was in a dish of mushrooms, which he loved, and out of which she'd bean eating.
# Yemekte mantar vardı, Claudius çok severdi... #... karısı zehirli mantar olan tabaktan yiyordu.
I loved her, in spite of it all. And now she's gone. I can't take it in.
Herşeye rağmen onu severdim, ama artık yok.
I'd like to tell her just once that she is loved wholeheartedly... but I can't say it in a way that she'd believe.
Bir kereliğine bile olsa onu bütün kalbimle sevdiğimi söylemek isterdim. Ama bunu inandırıcı bir şekilde söyleyemiyorum.
She's the most beautiful woman I've ever loved, and I think she knows it.
Şu ana kadar sevdiğim en güzel kadın ve sanırım bunu O da biliyor.
She - you'll laugh when you look at this poor thing huddled in front of the fire and hear me say that it was for my good looks that Nancy loved me.
O - ateşin önünde çömelen bu zavallı şeye baktığınızda ve iyi göründüğüm zamanlarda Nancy beni sevmişti dediğimi işittiğinizde bana güleceksiniz.
She loved talking about it, especially when others were present.
hakkında konuşmaktan zevk alırdı, özellikle de diğer insanlar varken.
i loved it... especially - that move where she faked them all out!
Bayıldım... özellikle o hareket hepsini mahvetti.
Goddamn it. She loved me, and I blew it.
Lanet olsun beni sevmişti ve ben çuvalladım.
he / she loved Us to All, but it was evident that I was their favorite one
Hepimizi severdi ama en çok beni sevdiği anlaşılıyordu.
She loved it.
İşe bayılmıştı.
But despite it all, she loved me.
Ama tüm bunlara rağmen... Bana aşıktı.
How would you like it if Nedda said she loved you and wanted your baby?
Nedda seni sevdiğini ve senden bebek istediğini söylese ne düşünürdün?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]