English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / So are we

So are we traducir turco

13,526 traducción paralela
And now, so are we.
Ve şimdi biz de öyle.
So are we doing this thing?
Yani bunu yapmıyor muyuz?
So you are in the same line of work as we are.
Demek sen de bizden biriydin.
So, are we finished?
Başkan'ın ölebileceğini söyleyin. Bitiriyor muyuz?
But you didn't and you can't now, so here we are.
Ama yapmadın ve artık yapamazın, o yüzden buradayız.
As you know, we are in what is considered American soil, so their responses are subject to our laws.
Burası ABD topraklarında ise - ve cevaplar yasaları çerçevesinde ABD ile ilgilenmiştir. Gerçek konuşun.
Yeah, well, we are far from home, so let's get to the point.
- Biz evden uzakta bulunmaktadır. Hadi yapalım.
- So where are we supposed to start?
- Nereden başlamalıyız?
We are so sorry.
Üzgünüz.
Right. So we're back on that, are we?
Yine bu konuya döndük değil mi?
So can we just go back to this absurd notion that you and I are in any way similar?
Seninle benzeştiğimizle ilgili saçma fikre geri dönelim mi?
Oh, right. So we're back on that, are we?
Oldu o zaman, döndük dolaştık yine başa döndük, değil mi?
We are so lucky to have you, and you are such a good dad.
Sana sahip olduğumuz için çok şanslıyız ve çok iyi bir babasın.
Nina won't listen to us, so we are chasing her on the hålke lead.
Nina, beni dinle, onu takip ediyoruz.
But we are in Finland now, so I go by here.
Ama şimdi Finlandiya'dayız, ben dönüyorum.
So when are we going to play the quiet game now?
Şimdi sessizlik oyunu mu oynayacağız?
We are so fucked.
Sıçtık resmen.
- So why are we going here again?
Peki, neden tekrar oraya gidiyoruz?
- So what are we waiting for?
Peki neden bekliyoruz?
Yeah, you are because we're going, so let's all go.
Evet gidiyorsunuz çünkü biz gidiyoruz. Yani hepimiz gidiyoruz.
We are so flattered.
Çok gurur duyuyoruz.
Okay, we are so far past this point now trying to remember when the turning point was, but there actually was a turning point.
Bu noktayı aştık, dönüm noktasının ne zaman olduğunu hatırlamaya çalıştık, Ama aslında bir dönüm noktası vardı.
So what are we looking at?
Peki, neye bakıyoruz?
Okay, so where are we on trace analysis from Jessica's body?
Pekı, Jessıca'nın cesedının analızınde neredeyız?
So what are we gonna do now?
Ne yapacağız peki?
So, are we just gonna drive all the way back to Brakebills?
- Şimdi Brakebills'e kadar hep sürecek miyiz?
So what are you saying, we're not allowed to report the news?
Ne demek istiyorsun yani? Haber verme iznimiz yok mu?
So we'll just let the ladies know we are coming?
O yüzden biz gidip kızlara haber verelim olur mu?
We are so late now.
Şimdiden geciktik.
The rental agencies didn't have it, and most of the P.D.'s files are not online, so we are searching for it manually.
Acentalarda yoktu ve polisin çoğu dosyası da online değil, o yüzden elle arıyoruz.
We are not giving back one square inch of the territory that so many New Yorkers have fought and died for.
Bir sürü New Yorklunun uğruna savaşıp öldüğü bölgelerin tek bir karışını bile geri vermeyeceğiz.
All right. So, she starts straddling me, and my hands are just all over her. And then suddenly, we just stop and look at you.
Pekâlâ üstüme çıkmaya başlıyor ve ellerim onun vücudunda geziyor.
So we are all set here.
Her şeyimiz hazır.
Just, we are so close.
Çok yaklaştık.
So, Queen Kwenthrith, it seems we are also arrived to celebrate your release from captivity.
O halde Kraliçe Kwenthrith, Esaretten kurtuluşunuzu da kutlayacağız gibi görünüyor.
So we are agreed, we'll raise an army and attack Mercia.
Yani bir ordu toplayıp Mercia'ya saldıracağımıza hemfikiriz.
We are, but, uh... my buddy's on tour so... we're not in any kind of rush.
Şey, öyle tabi de ev arkadaşım tura çıktı. Yani acele etmemize gerek yok.
We are gonna be so happy together.
Birlikte çok mutlu olacağız.
We are so close.
Çok yaklaştık.
So what are we in for here?
Peki burada ne içiniz?
- Yeah. Ladies and gentlemen, we are so excited about this product.
Bayanlar ve baylar, bu ürün hakkında çok heyecanlıyız.
Just so you know, as of five seconds ago, we are now in Chinese airspace.
Aklınızda olsun, 5 saniye önce Çin hava sahasına girmiş bulunuyoruz.
As I have told your president several times, we are doing everything we can, but even China cannot deliver the cure so quickly over so large an area.
Başkanınıza da defalarca söylediğim gibi... elimizden geleni yapıyoruz. Ancak Çin bile bu kadar geniş bir bölgeye çabucak sevkiyat yapamıyor.
Even if the kidnappers aren't here, we know this is their group, so somebody here knows who they are.
Burada olmasalar bile bu onların grubu, içlerinden onları tanıyan biri çıkar.
So tonight, we are going to have an amazing experience, and nothing is gonna stop that.
Bu akşam muhteşem bir akşam olacak ve hiçbir şey durduramayacak bunu. Tamam mı? - Tamam mı?
So, what are we roasting...
Yaban domuzu, geyik, kafir?
But circumstances are making it so we're all getting kind of close in here.
Ama şartlar bizi yakınlaştırıyor, burada hepimiz birbirimize daha çok yaklaşıyoruz.
- So where are we meeting today?
- Bugün nerede buluşacağız peki?
I don't get what they are all so excited about. We all have look-alikes, don't we?
Niye bu kadar olay yaptınız, dünyada birbirine benzeyen insan mı yok?
So how, exactly, are we getting her to confess?
Tam olarak nasıl itiraf ettireceğiz?
Everyone here at cloud 9 is so, so sorry To have inconvenienced you, and we are willing to Do anything to make it right.
Cloud 9'daki herkes verdiğimiz sıkıntıdan dolayı çok üzgün ve bunu telafi etmek için ne gerekiyorsa yapacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]