Somebody else traducir turco
7,018 traducción paralela
Tori was just like Éponine, who died for the man she loves, knowing he was gonna go off and be with somebody else.
Tori daha sonra gidip başka biriyle olacağını bildiği hâlde aynı éponine gibi sevdiği adam için ölüyor.
He knew that I'd find the bones and that ultimately we'd be able to link it to him. That's why he needed to throw suspicion on somebody else.
Eninde sonunda kemikleri bulup onunla bağlantısını kuracağımızı biliyordu.
There's somebody else.
Başka biri daha var.
She reminds me of somebody else I know.
Bana tanıdığım birini hatırlatıyor.
She's going to hurt you even worse or somebody else or herself.
Sana hatta daha kötüsü bir başkasına veya kendisine zarar verecek.
But I'd rather do hard with you than easy with somebody else.
Ama başkasıyla kolay olanı yaşamaktansa seninle zora göğüs germeyi tercih ederim.
I'm sorry, you must have me confused with somebody else.
Üzgünüm ama beni bir başkasıyla karıştırdın sanırım.
I wouldn't ask you if there was somebody else here I could count on.
Güvenebileceğim başka biri olsaydı bunu senden istemezdim.
They make you sit out in hallways. They give your bed away to somebody else.
Seni koridorda oturturlar ve yatağını başkasına verirler.
She's marrying somebody else, so I'm taking what I can get.
Başkasıyla evleniyor. Ben de alabileceğimi alıyorum.
You want me to give you his letter so you can sell to somebody else?
Onun mektubunu sana vermemi böylece başka birine satabilmeyi mi istiyorsun?
- You figure it out. "Hey, Darryl, you ever shoot somebody, " get somebody else to take the fall for it?
- Bir yolunu bulursun. - "Darryl, birini vurup, başkasının üstlenmesini sağladın mı?" "Eğer öyle ise, anlatır mısın?" Hadi be.
Shouldn't you be asking somebody else For that kind of money?
O kadar para için bir başkasına soruyor olman gerekmez mi?
So if he knows about it, don't you think somebody else knows about it?
O biliyorsa başkaları da biliyor olamaz mı?
I think that one probably belongs to somebody else.
Üzgünüm ama sanırım bu başkasına ait.
There's somebody else out there planning an attack.
Dışarıda birisi saldırı yapmayı planlıyor.
I suggest you pretend to be somebody else.
O zaman başka birini taklit etmeni öneriyorum.
Somebody else said they were gonna stay for a few days. Remember?
Birisi daha sadece birkaç gün kalacağını söylemişti, hatırladın mı?
Looks like somebody else already did.
Görünüşe göre biri yapmış zaten.
And what she taught me, and some day if I'm lucky, I'll pass it on to somebody else.
Ve onun bana öğrettiğini bir gün şanslıysam başkasına aktaracağım.
We can get somebody else to give us a baseline...
Başka birini temel olarak kullanabiliriz.
I gotta get it before somebody else does.
Başkasından önce gidip almam lazım
Did you kill him yourself, Mr. Gibson or did you have somebody else do it?
Onu kendin mi öldürdün bay Gibson? Yoksa başka birine mi yaptırdın?
I should get somebody else in here to run this company.
Bu şirketi yönetecek başka birisi bulmalıyım.
- While somebody else is out there Busting the kraang's brains in.
- Başkaları dışarda bir yerde Kraang'ın kafasını patlatırken.
- Yeah, but there's somebody else here.
Evet, ama buralarda başkaları da var.
And what it is is basically anytime that we are engaged being the U.S. forces are engaged by anybody or we engage somebody else.
Bu da saldırıya uğradığımızda, ABD ordusu olarak herhangi biri tarafından saldırıya uğradığımızda ya da biz birine saldırdığımızda geçerli oluyor.
If you were telling somebody else, they could probably point out flaws in your scenarios, tell you why that would never or could never happen.
Eğer başkasına anlatsaydınız muhtemelen senaryonuzdaki kusurları gösterir, neden olmayacağını ya da olamayacağını söylerlerdi.
It's somebody putting themself... you know, putting their life on the line, putting themselves at risk for somebody else, and it's an everyday thing down there.
Birinin kendisini, hayatını bir başkası için riske atmasıdır ve orada bu her gün olur.
Oh, yeah, I've got somebody else interested in that.
Oh evet, başka biri de ilgileniyordu onunla.
Somebody else. Okay, look, babe, just get out on the dance floor, okay?
Tamam, bak şimdi, sadece dans pistine git, tamam mı?
Somebody... somebody else was out there that day. We didn't know we'd been followed.
O gün orada başka biri daha vardı Takip edildiğimizi bilmiyorduk.
Which means the next time that you're with a great girl, whether it's Sabrina or somebody else, you'll be ready.
Yani gelecek sefer harika bir kızla olduğunda Sabrina'yla veya başkasıyla, hazır olacaksın.
No, somebody else.
- Yok, başka birinin.
I'm not going to push things just because somebody else is pushing us.
Birileri bizi zorluyor diye ben de başkalarını zorlayamam.
Maybe you're ready to start helping somebody else stay sober.
Belki de sen başkasının ayık kalmasına yardım etmelisin.
When you're not here, this apartment feels like it belongs to somebody else.
Sen burada değilken, bu daire... başkasının dairesiymiş gibime geliyor.
I feel like if you're with somebody for a long time, you know, you can't help but wonder what it would be like to be with somebody else.
Eğer biriyle uzun süredir birlikteysen başka biriyle olmak nasıl olur diye merak etmeden duramazsın.
I think not having magic makes it a hell of a lot easier for you to run back to New York and pretend to be somebody else.
Bence sihirsizken New York'a kaçıp gitmek ve sıradan biri gibi davranmak senin için çok daha kolay olacaktı.
I saw them, and then poof... somebody else. Just like that.
Onları gördüm, sonra bir anda başkası oluverdi.
Somebody else was behind it?
Arkasında başka biri mi vardı?
Hey, uh... somebody else here.
Biri daha var.
But I can't imagine trying to win you back by bringing you a painting that would only remind you of somebody else.
Ama sana, başkasını hatırlatacak bir tabloyu getirerek seni geri kazanmaya çalışmayı anlayamıyorum.
Looks like Renee has been giving her "little heart-shaped box" to somebody else.
Görünüşe göre Renee "kalp şeklindeki bu kutuyu" başkasına vermiş.
That I'm somebody else.
Başka biri olduğumu.
It makes you strong enough to save somebody else.
Başka birilerini kurtarmaya yetecek kadar seni güçlendirir.
This guy really missed me, and he killed somebody else.
Bu adam beni ıskaladı ve bir başkasını öldürdü.
Because when London happens, you'll have to hold up your end or we'll find somebody else who can.
Londra işi olacağında, sonuçlarına katlanman gerek ya da bunu yapacak başkasını buluruz.
But I got my act together, because you can't let a bad thing somebody else does define your whole life.
Ama davranışlarımı yoluna soktum çünkü bir başkasının senin hayatını yönetmesine izin veremezsin.
But maybe he hired somebody else to do it.
Ama belki de bunu yapmak için birini tuttu.
If it hadn't have been Ana, it would have been somebody else.
Ana olmasa başka biri.
somebody else will 31
else 102
elsewhere 63
somebody 1065
somebody help me 393
somebody talk to me 21
somebody save me 48
somebody do something 36
somebody say something 17
somebody call the police 29
else 102
elsewhere 63
somebody 1065
somebody help me 393
somebody talk to me 21
somebody save me 48
somebody do something 36
somebody say something 17
somebody call the police 29