Something's wrong with you traducir turco
549 traducción paralela
I know at once when there's something wrong with you.
Sıkıntılı olduğun zaman hemen anlıyorum.
If there's something wrong with you let me help you.
Ben senin kardeşinim. Eğer bir şeyin varsa... bırak da sana yardım edeyim.
There's something wrong with you, Owen.
Senin bir sorunun var Owen.
There's something wrong with your car, you said. There sure is.
- Arabanızda bir sorun mu var?
I don't know what's wrong with you, but if you're ill, and if it's what Mrs. Alsop thinks, you should do something about it.
Neyiniz var bilmiyorum ama eğer hastalığınız Bayan Alsop'un tahmin ettiğindense yapılacak şey var. Durum ümitsiz değil.
Something's wrong with you.
Sende yolunda olmayan birşey var.
Oh, no. Not at all. If there's something wrong with our kids, you don't have to horse around.
Peder Dineen, eğer bir sorun varsa, lafı uzatmanın anlamı yok...
Well, you see, when I caught you peeking... I mean, when I saw you outside my kitchen a little while ago, well, I thought there might be something wrong with Mrs. Blanchard...
Şey, anlarsın, seni dikizlerken yakaladığımda... yani, seni bir süre önce mutfağımın dışında görünce, şey, Mrs. Blancharda'a bir şeyler olabileceğini düşündüm...
There's something wrong with you, Ed.
Sende bir sorun vardı, Ed.
I tell you, Tex... there's something really wrong with Bruhn.
Diyorum sana Tex. Bruhn'un durumunda bir terslik var.
So... o you think there is something wrong with him
Yani... burada yanlış bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
And there's something very wrong with you for thinking you can talk to me this way.
Benimle bu şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin?
Oh, I wanted to tell you, something's wrong with the telephone.
Telefonla ilgili bir sorun olduğunu söylemek istemiştim.
You know chickens as well as I do, and when they won't eat, there's something wrong with what they're being fed.
Sende tavukları benim kadar bilirsin, ve onlar yemiyorsa, yemlerinde birşeyler yolunda değil demektir.
There's something wrong with you.
Sende bir terslik var.
You know how we've talked about something going wrong with the bomb.
Bombayla ilgili birşeyler yanlış giderse diye biliyorsun konuşmuştuk.
You've always thought there was something wrong with me, haven't you?
Sen hep bende yanlış bir şeyler olduğunu düşündün. Değil mi?
You know, there's got to be something wrong with us to do what we did.
Biliyor musun, bu yaptığımız şeyi yapmamız için... bizde bir sakatlık olması lazım.
If what you remember is different from the facts I'll assume the doctors are right, that there's something wrong with you.
Eğer hatırladıkların gerçeklerden farklı çıkarsa doktorların haklı olabileceğini bir sorunun olduğunu düşüneceğim.
I came... - Something's wrong with you, man.
- Sende bir sorun var.
When you fool around with that then they know something is wrong.
Böyle yapıyorsan bir şeyler yanlış demektir.
Are you saying there's something wrong with her?
Onun bir rahatsızlığı mı var?
If not, there's something wrong with you.
Sevmiyorsan, yanlış birşeyler var.
I still can't hear you. I said I'm trying to reach Talby. Something's wrong with the damn intercom.
Diyorum ki, Talby ile görüşemiyorum dahili muhaberede sorun var ve acilen tahmini çapı öğrenmem lazım.
- You see, there's something wrong with her, Eddie.
Ara onu. - Onda yanlış birşey var, Eddie.
Lady, is there something wrong with you?
Bayan, sanırım bir yanlışınız var?
Is there something wrong with that which you don't want me to know?
Benim istediklerim dışında bir dolaplarmı çeviriyorsunuz siz orda?
Madame says there's something wrong with you.
Madam sende ters bir şeyler olduğunu söyledi.
Hey, let me tell you something. What's wrong with talking?
Baksana, konuşmanın ne kötü yanı var?
There's something wrong with you trying to keep men off me.
Sorununun ne olduğunu bilmiyorum ama beni erkeklerden uzak tutmak istiyorsun.
What's wrong with you, man? There's something up there.
Neyin var, oğlum?
There's something wrong with you.
Sende bir şey var.
There's something wrong with you.
Sende bir arıza var.
Do you think there's something wrong with me?
Sence bende bir sorun var mı?
It means you're impotent and something's wrong with your heart
bu demek ki... ölümün kalp ile ilgili olacak!
Why haven't you got a son? Something's wrong with fung-shui!
oğlun olmadığına göre feng shui'de bir sorun olmalı.
There's something wrong with you.
Sende ters bir şeyler var.
There ´ s something wrong with you.
Sende bir farklılık var.
Now would you be willing to admit there's something wrong with your program?
Şimdi bilgisayarında hatalı bir şey olduğunu kabul etmek ister miydin?
Something's always wrong with you guys!
Bütün erkeklerde bir kusur var! Lanet olsun!
But you don't get on that line,'cause you think something must be wrong with it... otherwise everybody else would be on it, so you waste three hours.
Ama bir sorun olduğunu düşünerek o sıraya girmezsin. Yoksa zaten herkes o sıraya girerdi. Böylece saatlerce vakit harcarsın.
No, if there's something wrong with it it's your fault... and you will hang for it.
Eğer bir sorunu varsa, sizin suçunuzdur... ve asılarak cezasını çekersiniz.
Are you trying to tell me there's something wrong with drinking beer?
Bira içmenin kötü bir şey olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
I think there's something wrong with you.
Bence bir sorunun var.
There is something wrong with you?
sende yanlış olan bir şeyler var?
I mean, if there's something wrong with that, I want you to tell me. You can... No.
Yani, eğer varsa, bana söylemeni isterim.
You can tell me right now. is there something wrong with that?
Bunda yanlış bir şey mi var?
There's always something wrong with people, you know.
Biliyorsun, insanlarla orada daima yanlış olan bir şey var.
- Can't you see there's something wrong with him?
Onda birşeylerin yanlış olduğunu göremiyor musun?
He's trying to tell you there's something wrong... with this school.
Size bu okul hakkında yanlış birşeyler olduğunu... Söylemeye çalışıyor.
Mr. Simpson, if you have to talk it over with those humans out there, there's something wrong with all of us.
Bay Simpson, eğer oradaki insanlarla konuşmak zorundaysanız, hepimizde bir yanlışlık var demektir.
something's wrong 881
something's wrong here 34
something's wrong with me 26
something's wrong with him 16
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
something's wrong here 34
something's wrong with me 26
something's wrong with him 16
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something is wrong 141
something wrong 855
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something is wrong 141
something wrong 855