English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sparkling water

Sparkling water traducir turco

112 traducción paralela
Since I don't have any soda, you can have some sparkling water.
Yokmuş, o zaman soda iç.
Then, 6 bottles of sparkling water.
Peki, 6 şişe su. Evet.
They didn't have sparkling water, No Coffee, no detergent and no tissues.
Şişe suları yokmuş, kahveleri, deterjanları, peçeteleri de.
Six bottles of sparkling water, Omo ( brand ) detergent and some tissues.
Altı şişe su, Omo deterjan ve birkaç peçete.
But if you prefer sparkling water, we can make an exception for you.
Ama soda tercih ederseniz sizin için bir istisna yapabilirim.
You have any sparkling water?
Sodanız var mı?
Sparkling water, yeah, uh, all right.
Soda mı? Evet. Peki.
Let me look. Sparkling water.
Bakayım Köpüklü soda.
Do you want a sparkling water?
- Soda falan ister misiniz?
I'll need lemon wedges for my sparkling water, which you've yet to get.
Sodam için kesilmiş limon istiyorum ki nedense hâlâ getirmedin.
This live, sparkling water, flowing right underneath my house.
Akan, parıldayan su, evimin hemen altındaydı.
Such beautiful, sparkling water
Ne güzel, pırıl pırıl bir su.
Lori, some sparkling water and champagne. - And a beer.
Laurie, maden suyu ve şampanya.
- Sparkling water with lemon, please.
- Limonlu soda, lütfen.
Sparkling water with a twist of lime, and can you get this butter softened?
Kireç içinde kalmış köpüklü su, bir de şu tereyağını yumuşatır mısınız?
Just passing through. Sparkling water please.
Geçiyordum, uğradım.
Cranberry juice and sparkling water. Cranberry juice and sparkling water.
Kızılcık suyu ve soda.
Can I get a cranberry juice and sparkling water? Can I get a cranberry juice and sparkling water?
Kızılcık suyu ve soda alabilir miyim?
I NEED SPARKLING WATER FOR MY STOMACH.
Midem için "köpüklü" suya ihtiyacım var.
A sparkling water or... do you prefer something more potent?
Bir soda ya da... Daha güçlü bir şey mi tercih edersin?
Do you feel like a sparkling water?
Soda ister misin?
Jemaine and I were wondering if we could have a sparkling water.
Jemaine ve ben merak ediyoruz da acaba soda alabilir miyiz?
Sparkling water.
Maden suyu.
A bottle of the Bordeaux and some sparkling water.
Bir şişe bordo şarabı ve biraz da maden suyu getir.
Water, sparkling water, juice... no booze.
Su, maden suyu,... alkol yok.
I can't find the sparkling water.
Soda bulamadım.
I was, uh, I was just looking- - for sparkling water?
Şey arıyordum... şey... Soda mı?
I was just looking for some sparkling water for Delilah.
Delilah için soda arıyordum.
I'll get you some sparkling water, okay?
Size köpüklü su getireyim, olur mu?
We're all gonna stick with our sparkling water.
Hepimiz berrak sularımızla devam edeceğiz.
Something to drink? - Sparkling water.
- Bir şey içmek ister misin?
I'd prefer sparkling water. You mind?
- Ben soda tercih ederim, sorun olur mu?
Um, sparkling water. Please.
Maden suyu, lütfen.
One sparkling water, One chamomile tea.
Bir chamomile çayi.
Hey, can I get a sparkling water, please?
Bana bir maden suyu lütfen.
Oh, just some sparkling water, please?
Oh, sadece biraz su alabilir miyim?
Sorry, I was just getting more... Sparkling water.
Pardon, sadece....... maden sodası alacaktım.
You're drinking sparkling water, munching on biscotti, and playing solitaire, Fi - - I think you'll survive.
Soda içip bisküvi yerken solitaire oynuyorsun, Fi. Bence zorlanmadan atlatırsın.
Ooh, sparkling water.
Ooh, soda.
As her trembling hands gave me the water I noticed a ring on her finger, sparkling in the light.
Titreyen elleriyle bana su verirken parmağındaki yüzüğü fark ettim. lşıl ışıldı.
All right, that's your Evian, and this here's... your sparkling mineral water with a twist.
Peki! Bu Evian ve bu da maden suyunuz.
Do you want flat water or sparkling?
Normal su mu istersin yoksa köpüklü mü?
Oh, aye, Sparkling Highland Water, please.
Bir şişe soda lütfen.
He told me to make a wish, and when i looked down, There was my diamond ring, sparkling under the water.
Bir dilek tutmamı söyledi, aşağıya baktığımda, elmas yüzüğüm oradaydı, suyun altında parlıyordu.
There's nothing sparkling under that water tonight.
Bu akşam suyun altında parlayan birşey yok.
- And a sparkling water.
Bir de soda.
Sparkling Water At Room Temp. "Mode" Is Awesome.
Mode inanılmazmış!
I'll have a sparkling water.
Ben parlak bir su alayim.
It's just that it's hot water going up in the air and sparkling in the sunlight.
Sıcak su havaya yükseliyor ve güneş ışığıyla parlıyor.
Water man don. He used to leave a case of sparkling lime Under my desk every month?
Her ay masamın altına bir kutu taze limon bırakan adam?
And for your water, sparkling or still?
Suyunuzu nasıl arzu edersiniz, maden suyu mu yoksa sade su mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]