English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Speaking mandarin

Speaking mandarin traducir turco

32 traducción paralela
I'd like to introduce my friend and colleague, MacGyver. ( speaking Mandarin )
Sizi arkadaşım ve meslektaşım MacGyver'la tanıştırayım.
And you shall. ( speaking Mandarin )
Alabilir miyim.
I'm speaking mandarin just now in Cantonese :'Kai-di-kune',
Bunu Mandarin diliyle söyledim ama.. .. Cantonese dilinde "Kai-di-kune."
I don't care if they were speaking Mandarin Chinese... with a cocksucker's lisp.
Mandalina Çincesi konuşsalar bile. umurumda değil.
Susan's first-generation Chinese-American, she grew up speaking Mandarin, and her mother's family's still in Zhejiang Province, in the countryside.
Susan ilk Çin-Amerikan neslindendi, Mandarince konuşarak büyüdü, annesinin ailesi... hâlâ Zhejiang şehrinin kırsal bölgelerinde.
Are you speaking Mandarin?
Mandarin dili mi konuşuyorsun?
If this is about Foxtrot speaking Mandarin instead of Cantonese, it was a very simple...
Bu yoksa Foxtrot'un Güney Çin lehçesi yerine Kuzey lehçesiyle konuşmasıyla mı ilgili? - Çok basit...
[MEN SPEAKING MANDARIN]
Kızlarım nerede? Kızlarımı geri istiyorum.
[SPEAKING MANDARIN]
Colin Bize Harvey'in teklifini söyledi.
There's a billion people speaking Mandarin.
Milyarlarca insan Mandarin lisanı konuşuyor.
( SPEAKING MANDARIN ) I think I'm going to have to remove myself actually, because I'm not allowed to see the drawers that the skulls come out of.
Sanırım kendimi geri çekmek zorundayım, çünkü kafataslarının çıkarıldığı çekmeceyi görmeye iznim yok.
- You're speaking Mandarin.
- Messer, Çince konuşuyorsun.
( SPEAKING MANDARIN )
( Mandarince konuşur )
Wait, mom, I can't go to the store without finding out why you're speaking Mandarin.
Bekle anne, senin neden eski Çin dili konuştuğunu öğrenmeden alışverişe gidemem.
SHOUTING IN MANDARIN One day, he'd become the most powerful man in China, the leader who would turn the country into the economic powerhouse that it is today. SPEAKING MANDARIN
Bir gün, Çin'deki en muktedir kişi, ülkeyi şu anki iktisadi süper gücüne ulaştıran lider olacak.
( woman speaking Mandarin Chinese )
Çok tatlı ya. Duck Dynasty gibi giyinmişsiniz.
( speaking Mandarin Chinese ) Oh. Oh!
Her neyse yılın bu zamanlarının meşgul olabileceğini biliyorum eğer yardıma ihtiyacınız olursa, ben buradayım.
For instance, my new patient, a woman in Florida, woke up from a coma speaking Mandarin.
Mesela, yeni bir hastam var, Florida'da bir kadın komadan çıktıktan sonra Mandarince konuşuyordu.
[shouting in mandarin ] [ speaking mandarin ] [ crying]
Dur! - Henry buraya yemek için gelmiyordu.
He's speaking Mandarin.
Mandarince konuşuyor.
- [Speaking Mandarin] - _
Bu bahçe benim için çok özel.
- [Speaking Mandarin] - _
Çok güzeller.
- [Speaking Mandarin] - _
Geç kaldın.
- [Speaking Mandarin] - _ _
Lütfen ellerinizi kaldırın hanımefendi.
( SPEAKING MANDARIN ) Well, howdy there, little lady.
Nasılsınız küçük hanım.
I Feel Like She's Speaking Czech Or Mandarin.
- Onun dediklerine Fransız kaldım.
[SPEAKING MANDARIN]
Bizi almaya mı geldin?
[SPEAKING MANDARIN]
Yazıklar olsun sana!
And then we're pressing this clay in little slabs down into the... ( SPEAKING IN MANDARIN ) ROBERTS :... pre-formed pit.
Ve sonra önceden şekillendirilmiş çukura biraz kil basıyoruz.
I don't want my kids growing up speaking bloody Mandarin.
Çocuklarımın büyürken Mandarin konuşmasını istemiyorum.
[speaking mandarin ] [ speaking mandarin] I know nothing.
Ben bir şey bilmiyorum.
[Speaks Mandarin ] [ Speaking indistinctly] It's okay.
Her şey yolunda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]