Stand by traducir turco
6,305 traducción paralela
That lady might bring Man Se here, so be on stand by.
- O kadın Man Se'yi buraya getirebilir, onun için hazırlıklı olun.
Finnish the preparations and stand by.
Ayarları yap ve beklemede kal.
Stand by.
Beklemede kalın.
Our Se Mi, they said have her on stand by at 5. So she woke up at 2, did her hair and make up by 3. And came here at 4 : 30.
Se Mi'miz saat 5'de hazır olunacak dediğiniz için saat 2'de uyanıp saçını makyajını yaptırıp saat 4 : 30'da buraya geldi.
To speak bluntly, can you have Cheon Song Yi on stand by at 5, then delay the shooting?
Açıkçası Cheon Song Yi'ye saat 5'de hazır ol deyip çekimi erteleyebilir misiniz?
♪ But I just stand by
# Ben ise sadece duruyorum. #
I stand by my words, Woodburn, but I want this story... -... out there.
Sözlerimin arkasındayım Woodburn ama bu hikâyenin yayılmasını istiyorum.
Now, stand by for inspiring, motivating words from Detective Bobby Hayes.
Şimdi de Dedektif Bobby Hayes'in motive edici sözlerini iyi dinleyin.
And I can't stand by and watch that happen.
Ve öylece oturup bunun olmasını izleyemem.
We will fight our enemies and if that means war then we will stand by our Führer until the final victory
Düşmanlarımızla mücadele edeceğiz ve bunun anlamı savaşa gitmekse, o zaman nihai zafere ulaşana dek Führer'imizin arkasında olacağız.
I heard about the attack of innocent people who just want their rights, and I couldn't just stand by when Dr. King put out that call to clergy.
Sadece haklarını savunan masum insanlara olan saldırıyı duydum ve Doktor King rahipler sınıfına çağrıda bulunurken seyirci kalamazdım.
I'll continue to stand by.
- Evet, beklemede kalacağim.
Stand by. Mr. Sellars.
- Bekleyin, Bay Sellars.
I long for a soul who would stand by my side.
Yanımda duracak birine hasretim.
Stand by to make entry.
Giriş açmaya hazır olun.
Stand by to set charge.
Bombayı kurarken tetikte olun.
I was gonna stand by the Bank of Scotland Cashline.
Scotland Bankası ATM'sinin orada duracaktım.
Stand by to deploy!
Atlamaya hazır olun!
Yes, I said that and I stand by that.
Evet, bunu dedim ve arkasındayım.
Here we go, stand by.
- Beklemede kalın.
"Whenever I tell you something " that you'll always stand by me and that you'll never be...
Ne dersem diyeyim, daima arkadaşım olacağına ve beni...
"And whatever I tell you, promise me you'll always be my friend " and you'll always stand by me. " " Of course.
Ne dersem diyeyim, daima arkadaşım olacağına ve beni destekleyeceğine söz ver. "-" Tabii ki, ne olursa olsun.
If I'm wrong or right You stand by my side
Haklıysam ya da haksızsam, her zaman yanımda ol.
Stand by.
Dayan.
And to always stand by our flags. And to always stand by our flags.
Ve her zaman bayrağımızın altında duracağım.
When he said he was going to destroy an entire planet for Ronan, I couldn't stand by and...
Ronan için koca gezegeni yok edeceğini söylediğinde orada duramadım ve...
I, for one, am not gonna stand by and watch as Ronan wipes out billions of innocent lives.
Kendi adıma konuşursam Ronan milyarlarca masum hayatı katlederken oturup izlemeyeceğim.
- Yes. - Witnesses, do you stand by the statements you made during the investigation?
Şahitler, soruşturma boyunca verdiğiniz ifadelerin arkasında duruyor musunuz?
- Stand by.
Destek ol.
Rendering sequence is almost finished. Stand by.
Görüntü işleme sekansı bitmek üzere.
Stand by.
Dikkat.
Stand by. Run!
Hazır ol.
Stand by, electrics 120.
Hazır ol, elektrik 120.
Stand by, mist.
Hazır ol, sis.
Right. Stand by.
Tamam, beklemede kal.
I'm not going to stand by and watch her die.
Bekleyip onun ölmesini izlemeyeceğim.
Romeo, stand by.
Romeo beklemede.
I can't just stand by and watch this happen.
Olanlara seyirci kalıp öylece izleyemem.
"For friends in need we're friends indeed, we stand by them with our lives."
Konu dostluk olunca biz dostuz, canımız pahasına yanlarındayız.
"We stand by them with our lives."
Canımızı bile veririz ona.
Boys... before we run out of fuel. Snug up your vests and stand by for a water landing.
Çocuklar, yakıtımız bitmeden yeleklerinizi giyin ve suya iniş için beklemede kalın.
- Bible, stand by.
- Bible, bekle.
We have to stand by him.
Ona destek olmamız lazım.
Do you have any idea what it feels like to be rejected by the majority and then have one lone voice stand up for you?
Çoğunluk tarafından reddedilmiş hissetmek nasıl bir duygu haberin var mı. Sonra tek bir ses senin için taraf olur.
- I heard that you're on stand-by to be appointed.
- Kovulduğunu duydum.
Medical, stand by.
Tıbbi yardımı hazırda bekletin.
I do stand by it.
Söylediklerimin arkasındayım.
But I can't stand the thought of him being terrorized by something and then not knowing what it is.
Ama bir şeyin onu korkutması düşüncesine, bunun ne olduğunu bilmemeye dayanamıyorum.
You stand me up in the back over here and hide by the door.
Beni yüzüstü yatırıp kapının oraya saklan.
By the time I went blind I couldn't stand to look at the world anyway.
Zamanla kör oldum, dünyaya bakmaya katlanamıyordum.
That it can stand cultivated as it once was by our dearly departed Ernest holm, whose perseverance held that this
Daha önce onun tarafından işlenen bu topraklar, kısa zaman önce aramızdan ayrılan ve sonuna kadar topraktan ümidini kesmeyen
stand by your man 18
stand by me 33
by the way 9822
byron 205
byers 25
bye bye 239
bye for now 50
by the sea 31
bye then 84
by the end of the week 21
stand by me 33
by the way 9822
byron 205
byers 25
bye bye 239
bye for now 50
by the sea 31
bye then 84
by the end of the week 21
by the power vested in me 31
bygones 81
by then 159
bye now 202
by the end 42
by the grace of god 46
by the river 32
by any chance 561
bye forever 30
bye to me 16
bygones 81
by then 159
bye now 202
by the end 42
by the grace of god 46
by the river 32
by any chance 561
bye forever 30
bye to me 16
bye mom 21
by now 279
by me 131
by my side 27
by the sound of it 17
byes 156
bye to you 39
by this time 33
by that time 70
by myself 167
by now 279
by me 131
by my side 27
by the sound of it 17
byes 156
bye to you 39
by this time 33
by that time 70
by myself 167