Stick with me traducir turco
693 traducción paralela
You'd stick with me...
Benimle kalırsın...
You'd better stick with me.
Yanımdan ayrılmasan iyi olur.
Lily, you've got to stick with me.
Lily, benim yanımda olmalısın.
You stick with me, kid.
Yanımda kal ufaklık.
Tom, why don't you stick with me?
Tom, beni niye desteklemiyorsun?
If you stick with me, you'll never be in anything but trouble.
Benimle birlikteyken başın beladan asla kurtulmaz.
Stick with me. I'll stake you to a carload of hats!
- Benimle kalırsan sana araba yüküyle şapka alırım!
- Stick with me, kid, I'll show you plenty.
Bütün ünlü yerleri görmek istiyorum.
Stick with me.
Bana güvenin.
Listen, those that stick with me are through with worry and sweat for the rest of their lives.
Dinle, benimle birlikte olanlar korku ve tatlı hayat sevdası yüzünden beni ektiler.
So you're gonna stick with me to the very end.
Bu yüzden sonuna kadar devam edeceksin.
You stick with me and I'll get you over the rough spots.
Bana takılırsan seni zor durumlardan kurtarırım.
Stick with me, baby, I'm the fella you came in with
Yanımda kal bebeğim Ben birlikte geldiğin erkeğim
Stick with me, baby, I'm the fella you came in with
Yanımda kal bebeğim Ben birlikte geldiğin erkeğim - Hadi!
You stick with me, and I'll put diamonds in your teeth.
Hani derler ya, benimle takıl hayatını yaşa.
Stick with me, you'll have nothing but bad habits.
Benimle kalırsan, kötü huylar edineceksin.
When we get out of this, you wanna stick with me or split up?
Bu işten kurtulunca, benimle kalacak mısın, gidecek misin?
You stick with me.
Benimle gel.
Stick with me if you don't want to die.
Ölmek istemiyorsanız benimle gelin.
Now, just stick with me, baby, and when I come back next time- -
Sizi aramak üzereydim.
Tate, you stick with me.
Tate, sen yanımda ol.
Where are we going? Stick with me.
- Nereye gidiyoruz?
Stick with me. Your jeans'll be full of change.
Bana takılırsan ceplerini parayla doldururum.
Why do you stick with me still?
Neden hâlâ beni iğneliyorsun?
Just stick with me and you'll see.
Hele sen benimle olmaya başla...
Now, stick with me, Brutus.
Şimdi beni dinle, Brutus.
You just stick with me and we'll do it!
Bunu birlikte başarabiliriz!
You want to stick with me, okay.
Benimle gelmek istiyorsan eyvallah.
O'Herlihy, stick with me.
O'Herlihy, benden ayrılma.
Stick with me, boy.
Benimle takılın çocuklar.
How you could stick with me...
Nasıl hâlâ benimlesin...
This way you can stick with me for the rest of my life
Ama daima benimle olacak! Ömrümün sonuna kadar göğsümde olacaksın
Stick with me, you'll be OK.
yanımdan ayrılma yeter.
You're supposed to stick with me.
Bana güvenmeyi öğrenmek zorundasın.
- Stick with me.
- Benden ayrılma.
You stick to me, do what I say, you'll be walking around with a gold hat.
Bana takılır, söylediklerimi yapar ve dürüst davranırsan etrafta işlemeli pantolonlar ve altından bir şapka ile dolaşıyor olacaksın.
I daresay it was terribly silly of me... ... but once I'd said I had no communication with Hammond... ... I was forced to stick to it.
Sanırım korkunç şekilde saçmaladım ancak bir kere Hammond'la irtibatım olmadığını söyleyince, devam ettirmek zorunda kaldım.
I'd go down there now if I wasn't afraid he wouldn't beat me with a stick.
Sopayla döveceğinden korkmasam şimdi oraya giderdim.
- Not with me at the stick, you didn't.
- Benim uçağımla olmaz.
You stick along with me.
Sen benimle gel.
You're not foolish enough to stick your nose in that gas chamber just to get even with me.
Beni de yanına alıp gaz odasına tıkılacak kadar aptal olamazsın.
- Why did they stick me with a decoy?
- Neden beni yemin yanına koydular.
Listen, you unhinged dimbo, why don't you stick with your garbage and mops and stay away from me.
Bak. Neden benden uzak durup çöpün ve süpürgenle ilgilenmiyorsun?
Riordan, you stick with me.
Riordan, benimle kal.
People are trying to stick me with things like that all the time.
Her zaman beni bu tip şeylerle lekelemeye çalışıyorlar.
But just how does your desire to stick with the game concern me and my bank?
Fakat bu oyunun ben ve bankamla nasıl bir ilgisi olmasını arzuluyorsunuz?
You gonna stick around with her if you don't have me to look at?
Bana bakma fırsatın yokken onunla takılır mısın?
Lady Fortune, touch me with your magical stick.
Talihkuşumuz, şu bahtıkaranın bir türlü yaver gitmeyen şansını sihirli değneğiyle değiştirebilir mi acaba?
I felt a thump as if somebody had cIouted me over the head with a stick.
Birisi sopayla kafama patlatır gibi sert bir vuruş hissettim.
If you want to stick around here, that's fine with me.
Burada takılmak istiyorsan benim için sorun yok.
If a man strikes me with a stick, I have three choices :
Bir adam bana sopayla vurursa, üç seçeneğim vardır :