Sûr traducir turco
652 traducción paralela
Ah, oui Bien sûr
Ah, o halde üzerinde
Villefranche-sur-Mer...
Villefranche-sur-mer.
Can we get through to the RTO at Dupuis-sur-Something?
Dupuis-sur-bilmem neydeki telsiz operatörüne ulaşabilir miyiz?
Dupuis-sur-Croix.
Dupuis-sur-Croix mı?
Set up roadblocks on all roads between Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune, Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun.
Bütün yollara barikat kurun Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun arasındaki tüm yollara.
You can walk along the wall forever... and when you look so far into the distance that you can't see anything at all... you start to realize that the world isn't so small after all.
Sur boyunca sonsuza dek yürüyebilirsin. Doğruca uzaklara bakıp neticede hiçbir şey göremediğinde insan dünyanın o kadar da ufak olmadığını anlamaya başlıyor.
- Thank you. - On vous attend sur la scène, M. Lermontov.
Hemen provalara katılmanız isteniyor Bay Dermantov.
My Tyrian galley waits for thee
Sur Şehrinden gelen kadırgam sizi bekliyor
It is I who found the three-headed woman for Barnum and the only elephant who can play "Sur le pont d'Avignon" on the piano.
Barnum için üç kafalı kadını ve piyanoda "Sur le pont d'Avignon" u çalan fili bulan benim.
A few years later, the little town of Montreuil sur Mer in northern France rose unexpectedly.
Birkaç yıl sonra Fransa'nın kuzeyindeki ufak Montreuil kasabası beklenmedik bir gelişme gösterdi.
For these services, despite your dislike of honors, in the name of His Majesty, I appoint you mayor of Montreuil sur Mer.
Bu hizmetleriniz için her ne kadar şan ve şerefi sevmiyorsanız da Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
Like in all the little towns, there was in Montreuil sur Mer a class of young men who were nibbling on their private income, being deeply bored while they thought they were having fun.
Ufak şehirlerin hepsinde olduğu gibi Montreuil'de de bir genç grubu vardı. Eğleniyoruz sanırken kişisel gelirlerini tırtıklayıp duruyorlardı.
- To Montreuil sur Mer.
- Montreuil sur Mer'e.
- To Montreuil sur Mer?
- Montreuil sur Mer'e mi?
In the name of His Majesty, I appoint you Mayor of Montreuil sur Mer.
Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
Mr. Counsel General, Mr. President, this humble industry of a convict gave me the idea that originated my prosperity and that of Montreuil sur Mer.
Sayın Savcı, Sayın Başkan bir mahkûmun mütevazı çalışmasından aldığım ilham benim ve Montreuil kasabasının zenginleşmesini sağladı.
11, Rue des Sycamores, Neuilly-sur-Seine.
11, Rue des Sycamores, Neuilly-sur-Seine.
Antiochus the Great built up this city for his seat the fairest in all Syria
Burayı başkent yapmak için, Büyük Antiochus inşa etti. Sur'un en güzel şehri.
Chaulieu... the village of Chaulieu-sur-Loire — is it still the same?
Chaulieu-sur-Loire köyü... Hâlâ eskisi gibi mi? Nehir seddi?
Because when Albert was taken prisoner, at Chaulieu-sur-Loire, you remember... in June 1944, at Chaulieu-sur-Loire... when Albert was taken prisoner that morning at Isabelle Langlois'house, his sister in law... Isabelle Langlois, had three children.
Çünkü Albert Chaulieu-sur-Loire'da esir düştüğünde hatırlarsın Haziran 1944'de Chaulieu-sur-Loire'da Albert, İsabelle Langlois'nın evinde o sabah esir düştüğünde baldızı Isabelle Langlois'nın üç çocuğu vardı.
Albert... after his uncle who was taken prisoner at Chaulieu-sur-Loire... and who was called Albert Langlois.
Chaulieu-sur-Loire'da esir düşen dayısının ismini verdiler. Onun adı da Albert Langlois idi.
- Yes, my nephew Albert Langlois... who was tortured at Chaulieu-sur-Loire. - at Chaulieu-sur-Loire.
- Chaulieu-sur-Loire'da tutuklamıştı.
Albert Langlois'wife? Did she marry again after her husband was arrested...
Kocası Chaulieu-sur-Loire'da tutuklandıktan sonra bir daha evlendi mi?
- at Chaulieu-sur-Loire?
- Hayır.
She goes back to Chaulieu-sur-Liore for holidays. But the rest of the time she's in Paris.
Tatillerini Chaulieu-sur-Liore'da geçiriyor ama sonra Paris'e dönüyor.
Chaulieu-sur-Loire?
Chaulieu-sur-Loire'da?
Here are some personal messages.
ALPHONSE LENAUX Colleville-sur-Orne Belediye Bşk.
What did you do at La Charite sur Loire?
La Charité sur Loire'de ne yaptın?
Eine Apfelsine. Vous mettez I'orange sur le menton comme ça - put the orange in like so.
Vous mettez l ´ orange sur le menton comme ca- -
Polígono Sur, Group 4, Block 17 ‒
Güney bölgesi, 4. grup, 17. blok.
Yes, Villefranche-sur-Mer.
Evet, Villefranche-sur-Mer.
If Tyre and Sidon had witnessed such miracles they would have repented in sackcloth and ashes long ago.
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
I say it shall go less hard with Tyre and Sidon than with you at judgement day.
Ama size derim ki, hüküm günü Sur ve Sayda'nın hali sizinkinden daha iyi olacak!
Yeah, she's got a cabin on the coast in Big Sur.
Evet, Big Sur'da deniz kıyısında bir kulübesi var.
And they pitched their tents in the length and breadth of it... from Bethel to Kadesh and Shur, even unto Egypt.
Ve onun boyu ve enince çadırlarını kurdular Beyt-el'den Kadeş'e, Şur'a ve hatta Mısır'a kadar.
Excuse me, was this the train for Chalons-sur-Saone?
Pardon, bu Chalons-sur-Saone'a giden tren miydi?
Sur... surprised you.
Seni şaşırttm değil mi?
Maxim's and Le Boeuf sur le Toit did a booming business.
Maxim'in Yeri ve Le Boeuf sur le Toit'nın işleri gelişiyordu.
Yeah. it started with the dejeuner sur l'herbe lot. Evidently, they were moved away From above the radiator or something.
Déjeuner sur l'herbe takımıyla başladı radyatörden uzağa konmuşlar diye.
Il est sur le point de mourir.
Doğu cephesini kaybediyoruz.
Set up roadblocks on all roads between Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune, Chalon-sur-Saône, Le Creusot, Autun.
Bütün yollara barikat kurun Arnay-le-Duc, Nuits-St-Georges, Beaune Chalon-sur-Saone, Le Creusot, Autun arasındaki tüm yollara.
Er, you don't say bien shore, you say bien-sur.
Ona "elbötte" denmez, "elbette" denir.
We're supposed to go to a party at Big Sur tomorrow night, and I'm supposed to meet you there at 9 : 00.
Yarın gece Big Sur'da bir partiye gideceğiz. Seninle orada saat dokuzda buluşacağız.
- Shura, help me!
- Şur, yardım etsene!
I've never been north of the Big Sur.
Kuzeye hiç gitmedim.
We are in Oradour-sur-Glane, in France.
Burası Fransa'nın - Oradour-sur-Glane kasabası.
Sur e, I'm her.
Tabii ki ben annesiyim.
Sur e.
Emin misin?
Sur e.
Tabi.
This is Oradour-sur-Glane in France.
Burası, Fransa'nın Oradour-sur-Glane kasabası.
There's a Châlons sur Saône at the beginning of the Burgundy vineyard country.
Burgonya üzüm bağlarının başlangıcında Chalon-sur-Saône diye bir yer vardı.
sure 38285
surf 30
surely 971
surprise 1840
surface 36
surrey 18
survivor 25
surreal 17
survive 82
survival 59
surf 30
surely 971
surprise 1840
surface 36
surrey 18
survivor 25
surreal 17
survive 82
survival 59
surfing 39
surprised 240
surgery 151
suresh 61
surveillance 98
surgeon 51
surrender 250
survived 32
surrounded 16
survivors 55
surprised 240
surgery 151
suresh 61
surveillance 98
surgeon 51
surrender 250
survived 32
surrounded 16
survivors 55
suri 39
sure i'm sure 17
sure you can 218
sure i can 72
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
surprise me 142
sure is 153
sure i'm sure 17
sure you can 218
sure i can 72
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
surprise me 142
sure is 153