English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Tell her

Tell her traducir turco

41,883 traducción paralela
And ask your mother for help too. And tell her you're in pain.
Annene de ; sana yardım etmesini ve acı çektiğini söyle.
I didn't tell her yet,'cause she's gonna be mad.
Henüz ona söylemedim çünkü sinirlenecek.
If that's Gracie, tell her I'm not here.
Gracie'yse burada olmadığımı söyle.
Tell her to date someone on the team she doesn't have to give a sponge bath to every night.
Her gece banyo yaptırmak zorunda kalmayacağı bir sevgili bulmasını söyle.
She was too scared to tell her mom, and, naturally, she was racked with guilt and fear.
Annesine söylemeye çok korkmuş ve doğal olarak korku ve suçlulukla kıvranmaya başlamış.
Tell her about his surprise visit to your apartment.
Ona sürpriz ziyaretinden bahset Senin evine.
I want you to tell her.
Ona söylemeni istiyorum.
I will tell her how painful it was when you came out of me feet-first.
Ona, ilk olarak ayağını çıkartmanın ne kadar acı verdiğini söylerim.
You tell her...
Ona soyle...
Did you tell her that she needed to move?
Taşınması gerektiğini ona sen mi söyledin?
I came to tell her to move, but she went and moved on her own.
Taşınması gerektiğini söylemeye gelmiştim ama kendiliğinden gitmiş.
Did you even tell her where you live?
Yaşadığın yeri mi söyledin ona?
You can't tell her that!
Bunu ona nasıl söylersin?
Why don't you go and tell her, then?
Neden o kızın yanına gidip ona söylemiyorsun? !
Go and tell her to kill me!
O kılıcı çıkarıp beni öldürmesini!
Or I could tell her your bike got hit by a car, but you're totally fine.
Ya da şöyle diyebiliriz, bisikletine bir araba çarptı ama sana bir şey olmadı.
Tell her how you were elbow-deep in me dookie-bin.
Ona kaka kutuma nasıl dirseğine kadar girdiğini anlat.
I don't know how to fix this unless I tell her the truth.
Gerçeği söylemeden nasıl çözeceğim bilmiyorum.
I wasn't able to tell her you ran away.
Evden kaçtığını ona söyleyemedim.
If you see Cheong, tell her to make sure to contact me.
Cheong'u görürseniz mutlaka beni aramasını söyleyin.
That unni, when you see her again, you can tell her about me.
Ablanı tekrar gördüğünde benden bahsedebilirsin.
What are you going to tell her?
- Ne söyleyeceksin ona?
You tell her...
Ona söyle...
Don't you think you should tell her the truth now?
Şimdi olsun ona gerçeği söylemen gerektiğini düşünmüyor musun?
Should I tell her what will happen?
Söylesem mi ona?
I wish I could tell her that she was my first love. I ask for permission to be granted.
"İlk aşktı o" diye itiraf edebileyim diye göklerin izin vermesi için yakaracağım.
I hope I'll be able... to tell her she was my first love.
İlk aşkımsın diye itiraf edebileyim diye...
How can you tell her that?
Bunu ona nasıl söylersin?
You told me never to tell her.
Ona asla söyleme demiştin bana.
Did you tell her that I'm a grim reaper?
Ona söyledin mi? Ölüm meleği olduğumu.
Did you really tell her?
Cidden de söyledin mi?
I hope I'll be able to... tell her she was my first love. I ask... above for permission.
İlk aşkımsın diye itiraf edebileyim diye göklerden müsaade istiyorum.
Are you about to tell me, "He's still looking for his bride, and it's me"?
Şimdi bile her yerde gelinini aradığını ve o gelinin ben olduğumu mu söyleyeceksin?
Tell me everything you see!
Gördüğün her şeyi söyle bana.
I'm not saying I do, but if I did, it would behoove you to tell us everything that you know about Ricky and his friends.
Yaptığımı söylemiyorum, ama eğer yapsaydım, Bildiğiniz her şeyi bize söylemeniz gerekecek Ricky ve arkadaşları hakkında.
Tell'em about this and everything you found out about Dr. Krieg.
DEA'ya ulaşacağım. Onlara bunu ve her şeyi anlat Dr. Krieg'i öğrendiniz.
Press it when you change your mind, when you want to tell me everything.
Fikrini değiştirdiğinde yani bana her şeyi anlatmak istediğinde bas.
Officer, if you put me in the witness protection program, I'll tell you everything!
Memur bey, beni tanık koruma programına koyarsanız her şeyi anlatırım!
Tell me that it's her.
Bana o olduğunu söyle!
Did you tell my grandpa everything?
Yoksa büyükbabama her şeyi anlattın mı?
Tell her that I deserve to be killed!
Ölmeyi hak ediyorum diyorum!
Can't you tell from the fact that I'm asking?
Esefle her şeyi hatırladığımı görmüyor musun?
Did Deok Hwa tell you everything?
Deok Hwa oppa her şeyi söyledi mi yoksa?
I can tell you did.
Her hâlinden belli oluyor!
I'll tell you, one kid snaps like a snow pea every spring.
Her bahar mutlaka bir çocuk aklını kaybediyor.
You're supposed to be able to tell me anything.
Bana her şeyi anlatabilmen gerekir.
I couldn't tell her.
Söyleyemedim.
If I can't even touch it, you'll tell me to give everything back.
Bu durumda, kılıcı çekip çıkaramazsam bana verdiğin her şeyi geri vermemi isteyeceksin!
I've been meaning to tell you, but every time we met, we got into an argument.
Bunu söyleyip durmak istedim ama son günlerde birbirimizi her gördüğümüzde kavga ettiğimizden...
Can't you tell just by looking at her?
Tek bakışta anlamıyor musun?
Why didn't you just go to her and say, "Tell me what you see about me," too?
Neden "Bana baktığında ne gördüğünü söyle." demedin ona?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]