The guy's traducir turco
28,622 traducción paralela
This guy's the most influential.
En başlarında da o var.
Oh, yeah, the, uh... the pot comedy guy.
- Doğru, şu ot meraklısı komedyen.
Yes, and Enzo's the kind of guy who'd take no for an answer.
Evet, ama Enzo "Hayır" ı bir cevep olarak kabul etmeyen tiplerden.
Stop moping about who you are not and try being who you are, the guy that's in love with Caroline Forbes.
Kim olup olmadığını sorgulamayı bırak ve Caroline Forbes'a aşık olan adam olarak davranmaya çalış.
That guy doesn't respect the game.
Adamın oyuna hiç saygısı yok.
Well, the guy's not here.
- A, adam burada değil.
the guy's fired.
B, adam kovuldu.
And if you're looking for something to draw, here's the face of the guy who's gonna win, huh, right here.
Git tahtayı kur. Çizecek bir şey arıyorsan da kazanacak adamın yüzü burada.
My guy in Jersey took off with the cash when I didn't show.
Jersey'deki adamım ben gelmeyince parayla kaçmış.
This is the laptop nick brought in. Belongs to tony talamonti the guy who stole hank's phone.
Nick'in getirdiği laptop Hank'in telefonunu çalan Tony Talamonti'ye ait.
That's the guy I know, the guy I love.
İşte bildiğim adam bu, sevdiğim adam.
Stone's the guy who sent him to prison.
Stone onu hapse attıran adam.
That lady cop... shot the wrong guy.
O bayan polis yanlış adamı vurdu.
The other guy Ellis said was shooting? He's not on any cameras.
Ellis'in ateş ettiğini söylediği adam kameralarda yok.
Gets up there, waits two hours, turns out the Director had some visiting dignitary who's a stamp collector. Director's office had heard my friend's a stamp collector, too, so... they called him up there to talk to the guy.
Çıkmış, iki saat beklemiş meğerse Direktör'ü ziyarete gelen yüksek mevkiden biri varmış adam pul koleksiyonu yapıyormuş Direktör arkadaşımın da koleksiyonu olduğunu duyunca sırf onunla konuşsun diye yukarı çağırmışlar.
How's the new guy?
Yeni eleman nasıl?
If Hector killed Anna, the cops are to blame because we put the wrong guy away for murder.
Eğer Hector Anna'yı öldürdüyse polisler yanlış adamı cinayet için suçluyor.
You're allowed to be angry with me, but it's not like I was gonna go hook up with the guy in the bathroom.
Sorun yok. Bana kızgın olmaya hakkın var, ama bu demek değildir ki, git duşta erkeklerle takıl.
Is that the kind of guy you really are?
Gerçekten bu tipte bir insan mısın?
You're asking the wrong guy, Brick.
Yanlış adama soruyorsun Brick.
Look, I know it sucks losing a girl you really like, but it's not like you're the first guy it's ever happened to.
Gerçekten hoşlandığın bir kızı kaybetmek berbattır ama bunu yaşayan ilk erkek değilsin.
He's just the fucking new guy.
O sadece yeni çalışan!
You know, he's just the fucking guy that does the check-ins.
O sadece kayıtları alan kişi.
- Where's the old guy?
- İhtiyar nerede? - Öldü.
Who's the famous guy you're sleeping with?
Birlikte olduğun ünlü erkek kim?
Well, you sure are putting a lot of stock in this Mitch guy if you think he's gonna spot your little rock message, know that it was you who left it, make his way all the way to Caraquet.
Eğer, taşlarla yazdığın küçük mesajını görüp, senden geldiğini anlayacağını ve Caraquet'e kadar geleceğini düşünüyorsan bu Mitch denen adama çok bel bağladığın kesin.
This guy killed the wrong oligarch's son a couple years back, got sentenced to life.
Bu adam, birkaç yıl önce yanlış oligarşi yöneticisinin oğlunu öldürmüş ve müebbet yemiş.
I thought it was a wrong number, but this morning, the same guy called back, saying he received the money, and the condo was all lined up.
Yanlış numara sandım. Ama bu sabah aynı adam tekrar arayıp parayı aldığını ve dairenin hazır olduğunu söyledi.
It's a match made in heaven for the grilled sheep's-milk cheese in front of you. - See this guy?
Önünüzde duran kızarmış koyun sütünden yapılmış peynir için cennette eşleştirildi.
No, you're the guy who's screwing the Mayor's daughter.
Hayır, sen başkan'ın kızıyla yatan kişisin.
The guy you put away he works in the city.
İçeri attırdığın adam... şuan şehirde çalışıyor.
You know who is? The guy who beat your high score.
Ralph'la konuşmaya çalışıyorum.
He's the guy who put us there in the first place.
Bizi oraya tıkan zaten oydu.
This guy's got warrants out against him across half the galaxy.
Galaksinin yarısında bu adam için yakalama emri var.
The Portia Lin I've heard of, the one from all the stories, would never risk her life and her ship and what's left of her crew to get revenge for a guy like Moss.
Benim bildiğim Portia Lin hikayelerden duyduğum mürettebatını ve kendini Moss gibi bir adam için asla riske atmazdı.
Come up from surfing, this guy's going through my truck, throws my wallet on the seat.
Sörften dönüyordum, bu adam kamyonetin etrafındaydı cüzdanımı koltuğa fırlattı.
- No, the guy's a dick. - He used to be your muse.
Eskiden senin ilham perindi.
Hey, there's a guy at the door, says he wants dinner.
Kapıda bir adam var, yemek istediğini söylüyor. Ne?
It's a much faster way of paying off my debt to the guy.
Ayrıca adama olan borcumu daha hızlı ödeyebileceğim.
There's the big guy. 'Hey, T.J.!
Koca adam gelmiş.
Um, I'll get some license plates, I'll run them by our guy at the DMV and see if there's a guard with some history we can use.
O zaman birkaç araba plakası alayım bizim DMV'deki çocuklara okuturum bakalım geçmişini kullanabileceğimiz bir koruma var mıymış.
If this isn't the guy you chased and he's not the guy who hit you with his car, then why the hell are you keeping him here?
- Pekâlâ. Eğer kovaladığın adam bu değilse ve sana arabayla da çarpmadıysa ne diye onu burada tutuyorsun?
That guy you chased, his prints are in the system. We got a positive I.D.
Kovaladığın adamın parmak izleri sistemde kayıtlıymış.
He served served five and half years at the Meadow for hurting a guy in a bar fight.
Bir bar kavgasında adam yaralamaktan Great Meadow'da 5 buçuk yıl yatmış.
Look, if this guy's building bombs, he's doing it in the back seats of taxis.
Eğer bu adam bomba yapıyorsa, onları taksilerin arkasında yapıyor.
The world's superpower can't control its aviation, I'm getting sass from this guy and a giant baby in his underwear?
Dünyanın süper gücü hava kuvvetlerini kontrol edemiyor bense bu adam ve donunda dev bir bebek olandan küstahlık mı görüyorum?
And the bulge in this guy's pocket is approximately 1.75 inches thick, which makes sense, since the international standard for currency paper is.0043 inches thick.
Ve bu adamın cebindeki şişlik yaklaşık 4,4 cm kalınlığında ki bu da mantıklı çünkü para kâğıdı için belirlenen uluslararası standart 0,10922 milimetre kalınlık.
That one guy got drunk at the MM's store.
Adamın biri MM dükkanında sarhoş olmuştu bak.
Full disclosure : that guy's still in the running.
Tam olarak açıklayım, o adam hâlâ serbest dolaşıyor.
Typically, in a break-up, if you live in the same city, you go to the guy's house to pick up your stuff, and then you do it.
Genellikle, bir ayrılıkta aynı şehirde yaşanıyorsa adamın evine eşyalarını toplamaya gidersin ve sonra sevişirsiniz.
- I'm the guy telling you that your Shogun's wedding has been canceled on account that he's an asshat.
- Şogununuz puştun teki olduğu için düğününün iptal olduğunu söyleyen adamım.
the guy's dead 16
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the game is over 59
the greater good 16
the gun 223
the good stuff 48
the game's over 47
the games 17
the good old days 37
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the greater good 16
the gun 223
the good stuff 48
the game's over 47
the games 17
the good old days 37
the ghost 58
the guard 38
the gas 49