The patient traducir turco
6,931 traducción paralela
The patient files were all destroyed.
Hasta dosyalarının hepsi yok edildi.
This is the patient I was telling you about.
Sana bahsettiğim hasta bu.
See, the patient was never admitted, even with such extensive injuries.
Hasta o kadar yara almasına rağmen bir şey söylemedi.
But unfortunately, I still have a lot more questions to ask you for the patient satisfaction survey.
Ama maalesef hasta memnuniyeti anketi için daha bir sürü sorum var. - O şey ne kadar uzun?
Heh heh. When do volunteers have access to the patient labs?
Gönüllü öğrenciler ne zamandır hastaların tahlil sonuçlarına ulaşabiliyor?
I'm the doctor, you're the patient.
Ben doktorum, sen de hasta.
So, I was hoping that we could, you know, talk about your approach now that you've had time to examine the patient.
Artık hastayı muayene etme konusundaki yaklaşımını konuşabileceğimizi umuyorum.
We need a court order to open the patient files.
Hasta dosyalarını açmak için mahkeme kararı lazım.
The patient in the next bed wasn't too pleased with you.
Yanında yatan hasta senden çok şikayetçiydi.
Usually the patient falls into a coma and dies.
Hastalar genellikle komaya girerler. Ardından da ölüm gelir.
Where's the patient?
Hasta nerede?
The drill bit is pressing into an artery very near one of the patient's dbs electrodes.
Matkap ucu artere baskı yapıyor. Hastanın DBS elektotlarından birinin çok yakınında.
My relationship to the patient is partner!
Eşim hasta!
The patient went missing in fire.
Hasta yangında kayboldu.
This is the patient that went berserk.
Bu kafayı sıyıran şu hasta.
How is the patient?
Hasta nasıl?
Not the patient.
Hasta değil.
What is the patient's name?
- Hastanın adı nedir?
Make the bill in the patient's name.
Hastanın adına fatura kesin.
Make the bill in the name of the patient, Balram Nagpal.
Hasta, Balram bu Nagpal adına fatura yazın.
Six months... that's the length of a very serious in-patient rehab.
6 ay çok ciddi bir hastane rehabilitasyonunun süresi.
I've become the target of a jealous mental patient because of your inability to keep it your in pants.
Pantolonundakini tutamadığın için kıskanç, ruh hastası birinin hedefi oldum.
And you're worried that the rejection of being dumped as a patient could potentially turn her violent.
Ve sen de onun hasta olarak reddedilmesinin onu saldırganlaştırdığından endişelendin.
Isn't losing a patient to suicide one of the worst things that can happen to a psychiatrist?
Hastasının intihar sebebiyle öldüğünü öğrenmek bir psikiyatristin başına gelebilecek en kötü şey değil mi?
I told him about the one patient I knew about.
Bir hasta hakkında bildiklerimi anlattım.
The incident with your former patient Joseph Briggs... you want to tell me about it?
Eski hastalarınızdan Josep Briggs ile yaşadıklarınızı bana anlatmak ister misiniz?
She was the one that called me and asked me to come here and check on a patient of yours... Charlie Hutchison, little coma dude.
Beni arayıp buraya gelmemi ve hastanızı kontrol etmemi söyleyen kişi Charlie Hutchison, komadaki ufaklık.
The time it would take to explain myself to you, it... Well, it's time better spent with our patient.
Sana kendimi anlatmak için harcayacağım zamanı hastamıza harcasam daha iyi.
Prince charming's saving his princess at the expense of his patient?
Büyüleyici prens, prensesini kurtarmak için hastasını tehlikeye mi atıyor?
When have you ever seen a male be patient when he's in the throes of mating?
Bir erkeğin birleşme sancısından kıvranırken sabırlı olduğu nerede görülmüş?
If you'll all just be patient, my father will speak fairly to each one of you about the journey.
Biraz sabırlı olursanız babam, adabınca seferden bahsedecek.
* Among the fields of straw and stover * * clocking'till the workday's over * * time's a gentle stream, longer than it seems * * patient is the night * * how I long to see her face now *
# Samanlar ve tarlalar arasında # # saatler gün bitimini vurana kadar # # Zaman uysal bir nehir, göründüğünden daha uzun # # sabır geceye döner # # Yüzünü göreli ne kadar oldu # # o ay ışığı gibi parlak bakışlarını göreli #
* her starry, moonlit gaze now * * I know she's never late, so anxiously I wait * * patient is the night *
# Biliyorum asla geç kalmaz, heyecanla bekliyorum # # sabır geceye döner #
So far, you're the only patient to completely recover from the virus.
Şimdiye dek virüsten kurtulan tek hasta sizsiniz.
Both victims worked here, and both left due to a physical altercation with the same patient.
İki kurban da burada çalışıyormuş ve ikisi de aynı hastayla fiziksel münakaşaya girdiği için işten ayrılmış.
Because why would I allow you to continue to investigate me from the inside as a patient?
Neden bir hasta gibi buraya gelip beni araştırmaya devam etmene izin vereyim ki?
Finding the perfect location to film hunting dogs took the Life Story team years of patient research and finally led them to a remote corner of Zambia.
Vahşi köpeklerin avlandıklarını görüntülemek için mükemmel bir yer bulmak Yaşam Öyküsü ekibinin bir yılını aldı ve sonuçta bu, onları Zambiya'nın uzak bir köşesine kadar getirdi.
But it's like, you know, when you see a movie and you're totally not into it, but you understand that it's an awesome movie, like The English Patient.
- Bilirsin işte, şey gibi bir filme gittiğinde her ne kadar ilgini çekmese de muhteşem bir film olduğunu anlarsın. "İngiliz Hasta" filmi gibi.
I think you're my English patient, and I think you deserve to win all the awards.
Sanırım benim İngiliz hastam sensin. Bence bütün ödülleri kazanmayı hak ediyorsun.
I'm not gonna pull out the drill and flood my patient with a catastrophic bleed.
Matkabı çıkarıp hastamın katastrofik kanama geçirmesine neden olmayacağım.
So I am careful what the O.R. team says when my patient is in a liminal state.
O yüzden hasta sınırdayken ameliyat ekibimin ne söylediğine çok dikkat ediyorum.
Administer Pulmonary ED to the carbide patient.
Öncelikli sebep akciğer ödemi.
Who is the first patient of today?
Bugünün ilk hastası kim?
Leave or you'll be the next patient.
Git başımdan yoksa sen sonraki hasta olacaksın.
After waiting years for the right day to escape, I find it unlikely that Patient Zero would allow himself to be killed so easily.
Doğru anda kaçmak için beklediği onca yılın ardından Hasta Sıfır'ın kolay hedef olmaya izin vermeyeceğini kuvvetle muhtemel buldum.
I do not understand why Patient Zero infiltrated your group... instead of leaving the base.
Hasta Sıfır'ın üsten kaçmak yerine neden ziyaretçi grubuna sızdığını bir türlü aklım almıyor.
Patient Zero's still somewhere in the compound.
Hasta Sıfır hala yerleşkede bir yerde.
Lady Death could be up there, the vehicles could be destroyed, Patient Zero could be waiting to ambush us.
Bayan Ölüm yukarıda olabilir, araçlar tahrip olmuş olabilir Hasta Sıfır bize tuzak kurup bekliyor olabilir.
The last time you were a patient in a hospital, it was 25 years ago.
En son 25 yıl önce hastanede yattın.
You know, the.. The doc says, each patient is critical to the program.
Bilirsin doktor diyor ki her hasta program için büyük öneme sahip.
The person at the lake was a patient that escaped.
Gölde bulduğunuz ceset, kaçmayı başaramamış olan bir hastaya aitti.
the patients 17
patient 177
patients 64
patient confidentiality 94
patient privilege 28
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
patient 177
patients 64
patient confidentiality 94
patient privilege 28
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the prince 110
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the prince 110
the party's over 96
the painter 35
the policeman 19
the people 229
the package 31
the point 85
the princess 70
the phone 197
the phone rings 24
the police came 16
the painter 35
the policeman 19
the people 229
the package 31
the point 85
the princess 70
the phone 197
the phone rings 24
the police came 16