The weather traducir turco
5,582 traducción paralela
The weather called for mild thunderstorms this morning.
Bu sabah havanın hafif gök gürültülü olacağı söyleniyordu?
The weather gets my attention.
Hava dikkatimi çekiyor.
- We can control the weather? !
- Havayı kontrol edebiliyor muyuz?
Is it the water? The food? The weather?
Suyundan mıdır havasından mıdır besin maddelerinden midir bilinmez...
we have the weather.
- Sırada hava durumu var. - Çıktım ben Killua!
In the meantime, the weather's warm.
Bu arada, hava sıcak.
You under the weather?
- Moralin iyi değil mi?
The weather.
Hava durumu.
I'm feeling a little under the weather.
Biraz rahatsızım da.
Oh, you have to feel the weather to be the boom.
Havanın patlayacağını hissetmeniz gerekiyor. Sence de banyo tuzlarından mı?
The big sun won't be rising in China, right? According to the weather forecast, during my business trip, there will be a typhoon.
değil mi? tayfun olacakmış.
I checked the weather in Cincinnati, I knew it was going to be humid.
Cincinnati hava durumuna baktım, böyle nemli olacağını biliyordum.
What's the weather, Miss D?
Bugün havanız nasıl, Bayan D?
Did you call to talk about the weather?
Hava durumunu konuşmak için mi aradın?
Tell me, sir... have you been feeling under the weather lately?
Söylesenize efendim, son dönemlerde kendinizi biraz halsiz hissediyor muydunuz?
Thanks for the weather report, Ursher.
- Hava durumu için sağ ol Ursher.
And they did what, study the weather?
Ne yapmışlar, havayı mı incelemişler?
The weather's running long.
Hava durumu uzadı.
And then when the weather grows cold for France, They'll take me out and I'll be wed.
Hava Fransa için soğuyacak olursa beni çekmeden çıkaracaklar ve evleneceğim.
The weather is like a hot stone on fire.
Burada hava kızgın bir kaya kadar sıcak.
About the upcoming election, about the weather, great!
Yaklaşan seçimler hakkında, hava hakkında, mükemmel!
Yeah, we can just talk about current events and the weather. Mm-hmm.
Evet, son olan gelişmelerden, havadan sudan filan bahsederiz.
Right, just stick to current events and the weather.
Doğru, günlük olaylardan ve havadan konuşacaktık.
Right, we're supposed to stick to current events and the weather.
Tabi, havadan sudan ve günlük konuşmalara devam etmeliyiz.
" The greyness of the weather had permeated the inner most reaches of Grace's mind.
"Gri hava Grace'in aklının en derin köşelerine nüfuz etti."
The weather is so nice.
Hava çok güzel.
We're totally gonna do a charity fun run for you when the weather gets warmer.
Havalar ısınınca senin için yardım koşusu düzenleyeceğiz.
I'm hiding because I'm under the weather.
Rahatsız olduğum için saklanıyorum.
The weather? These are tricky matters of state.
Devletin sıkıcı konuları.
Just smile, be charming, ooze charisma, talk about the weather.
Gülümse, cazibeni konuştur, karizmanı göster, bahset işte havadan.
Now you tell me about Latvia, the weather and all that.
Şen Letonya nasıl onu anlat bana. Havalar, mavalar nasıl, anlat bakayım.
♪ Your feelings change like the weather ♪
d Breakbot - Baby I'm Yours d d Breakbot
We have the weather forecast next.
Ve şimdi, hava durumu.
The weather doesn't look so great.
Hava çok kapalı.
The weather is so nice.
Havada çok güzel.
How's the weather down there?
- Orada hava nasıl?
Let's go out once the weather gets nicer.
Havalar güzel olduğunda her yerde giyebilirsin.
You can't beat the weather.
İklimine alışıyorsun.
It's like the weather, day to day.
Günden güne buranın havasını sevmeye başladım.
I'm getting my bags out of the weather, it's going to rain tonight.
Paketlerimi kapalı alana alıyorum, akşam yağmur yağacak.
To take the conversation further, talk about the weather.
Konuşmayı sürdümek için havadan bahsedin.
IN 1993, TWO YEARS LATER, FRITZ IS LEADING A TOUR GROUP THROUGH THE MOUNTAINS. IT'S HIGH SUMMER, BUT FREAK WEATHER ROLLS IN,
Texas'lı korucu Harvey Hayek bir çok çakalı bu halde görmüş.
The National Weather Service has issued a flash flood warning for the city of Las Vegas and outlying areas.
Ulusal Hava Servisi yayınladı bir flash sel uyarısı KADIN : Las Vegas kentinde için ve kenar mahallelerde.
Hear the weather's great down there in the winter.
Kışın orada havalar çok iyi olurmuş diye duydum.
I'm Linda Park. We're live outside S.T.A.R. Labs... despite the inclement weather, which will only get worse.
Ben Linda Park ve sert olan ve daha da kötüleşecek hava koşullarına rağmen S.T.A.R. Labs'ın dışında canlı yayındayız.
If your weather jokes were half as fast as the bike riders who just whizzed by, our viewers would have gotten a glimpse of the Tour de Leesburg.
Hava durumu şakaların, bisikletçilerin hızının yarısı kadar hızlı olsaydı izleyicilerimi Leesburg Turu'nun kısa bir bölümüne tanık olacaktı.
Let's just talk about the weather or, uh...
Sadece havadan konuşalım. veya...
Together your combined power will weather the coming storm.
Birlikte gücünüz yaklaşan fırtınayı durduracaktır.
Neptune, on the other hand, has an internal energy source and, therefore, displays a lot more weather effects.
Öte yandan Neptün, içten ısınma kaynağına sahiptir ve bu yüzden çok daha fazla hava olayları gözlemlenir.
Hey. So there I am, lying in the wet, filthy sand under the patio, just minding my own business, when my dad bumps into my mom, and he says- - get this- - he says to her, "Weather's improving, huh?"
Avlunun altındaki ıslak ve pis kumların üzerinde uzanmış kendi işime bakarken babam annemle karşılaştı ve dedi ki...
Despite the cold weather, places were packed with the people who wanted see the first sunrise of the year.
Soğuk havaya rağmen her yer yılın ilk gündoğumunu görmek isteyen insanlarla dolu.
weather 66
weathers 62
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
weathers 62
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the way you talk 19
the way of the future 27
the world is changing 33
the walls 37
the wall 69
the world has changed 35
the way i look at it 29
the waitress 23
the wall street journal 16
the way i figure it 33
the war is over 139
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the wall 69
the world has changed 35
the way i look at it 29
the waitress 23
the wall street journal 16
the way i figure it 33
the war is over 139
the way things are going 26
the whole nine yards 33
the way things are 19
the wedding 120
the way 34
the way i heard it 23
the witch 63
the whole world 65
the words 90
the warehouse 20
the window 97
the witness 70
the wedding 120
the way 34
the way i heard it 23
the witch 63
the whole world 65
the words 90
the warehouse 20
the window 97
the witness 70