There is a god traducir turco
517 traducción paralela
If there is a God, then he put the thought of that prayer in my mind and I hate him for it.
Tanrı gerçekten varsa o duayı etme fikrini aklıma o soktu... ve bu yüzden ondan nefret ediyorum.
If there is a God, he made us as we are, eating and drinking and sleeping.
Tanrı varsa bizi böyle yaratan... yediren, içiren ve uyutan o.
Maurice, my dearest, I believe there is a God.
Maurice, sevgilim, Tanrı'ya inanıyorum.
If there is a God, he did not mean this to be so.
Bir Tanrı varsa, O böyle olmasını istemedi.
Two years in war and he still pretends there is a God of mercy.
İki yıldır savaşta ama hala merhametli bir Tanrı olduğunda ısrar ediyor.
There is a god.
Tanrı vardır.
Which future has God, if there is a God, chosen for man's destiny?
Tanrı, eğer varsa tabii, insanın kaderi için hangi geleceği seçti?
Apparently, there is a God.
Görünen o ki, bir Tanrı var.
If you believe there is a God that made your body, then why do you keep telling children to cover up, that the body is dirty?
Vücudunuzu yaratan bir Tanrı olduğuna inanıyorsanız neden çocuklarınıza gizlemelerini vücudu sergilemenin ahlaksızca olduğunu söyleyip duruyorsunuz?
Then there is a God!
Öyleyse, Tanrı var.
You know, if it turns out that there is a God, I don't think that He's evil.
Eğer, Tanrı varsa onun kötü biri olduğunu sanmıyorum.
And if there is a God, then it was him gave you your mind.
Eğer bir Tanrı varsa, sana aklını veren de odur.
- There is a God.
- Tanrı varmış.
If there is a God, then he's a shit, and I'd like to kick him in the butt.
Eğer Tanrı varsa,.. ... O boktan biri. O'nun kıçını tekmelemek isterdim.
- Then there is a God.
- Yukarıda Allah var.
There is a God in heaven, Mr. Holmes, and that same God who's punished that wicked man will show in his own good time, my son's hands are guiltless of his blood.
Bizi sarmalayan bir Tanrı var, Bay Holmes ve o kötü adamı cezalandıran aynı Tanrı oğlumu da cezasından kurtaracaktır. Oğlumun elleri o adamın kanıyla bulanmadı.
And when I see'd you I knowed there is a god.
Seni görünce... Tanrının varlığına inandım.
I knowed there is a god, and one day I was going to get to come home.
Tanrı vardı ve ben bir gün yuvama dönecektim.
What if there is a God?
Ya bir Tanrı varsa?
And if there is a God, he must be looking down on us with disgust and revulsion.
Ve eğer Tanrı varsa ; yukarıdan bize bakıp iğreniyordur.
Larry Kinkaid, one of the finest, most God-fearing men that ever lived is lying out there right now with a bullet hole in his head.
Yaşayan en temiz kalpli, tanrı korkusu en güçlü insanlardan biri olan Larry Kinkaid şu an başında bir kurşunla orada bir yerde yatıyor.
And if our faith is eaten away by little things that God hates then, so there be a million of us, we shall be beaten back and die.
İmanımız ufak şeylerden zedelenirse Tanrı bizden nefret eder sonra milyonlar da olsak, yenilir ve ölür gideriz.
Well, there he is with a child and a wife, for God's sake!
Şuna bak, çocuğu ve karısı var, Tanrı aşkına! - İsmi ne?
There has been a wrestling in your spirit, back and forth in your life which in itself is knowledge of God.
Ruhunda, içinde Tanrının bilgisi olan... ileri geri bir boğuşma vardı.
And, of course, it follows that since the state has proven that there is no god, that would make the function of a minister somewhat academic, as well.
Ancak devlet bir Tanrı olmadığını kanıtladığına göre bu papazın akademik bir işlevi olduğundan söz edebilir miyiz?
There comes a time for every alcoholic when the bottle is God.
Her alkolik için içki şişesinin her şeyden önemli olduğu bir an vardır.
There is a thing, God help us, called a cIose-up.
Şimdi sen bak. Sen ne görüyorsun?
God has a very big heart but there is one sin he will not forgive :
Allah'ın yüreği kocamandır ama asla affetmeyeceği bir günah vardır :
My Lord Chancellor, in point of fact, there is also a saying the captain is sole master after God.
Saygıdeğer başbakanım, aslında... bir deyim daha vardır, Kaptan, tanrıdan sonraki yegane efendidir.
What you have painted there, my son... is not a portrait of God... it's a proof of faith.
Yaptığın bu resim, Tanrı'nın resmi değil oğlum. İnancının kanıtı.
And back here in College today I feel - and it makes me jolly proud - that there is still a tradition here which has not changed... and by God, it isn't going to changel
Ve bugün okuluma geri döndüğümde beni oldukça onurlandıracak biçimde burada hâlâ değişmeyen geleneklerin olduğunu gördüm ve Tanrının yardımıyla gelenekler değişmeyecek.
If there's a God, Howard, he probably lives in this building. Now, this is a big step for you.
Bir Tanrı varsa muhtemelen bu binada yaşıyordur.
- Where is she? - lf there's a God in heaven he'll strike you dead.
- Eğer yukarıda Tanrı varsa çarpılacaksınız.
What happens after we die? Is there a hell? Is there a God?
ÖIdükten sonra ne olur7 Cehennem var mı?
Beyond a certain scientific limit there is only God.
Belirli bir bilimsel sınırın ötesinde sadece Tanrı vardır.
There really is a God, ladies and gentlemen.
Bayanlar, baylar, Bir Tanrı var inanın buna.
It is as if there were a god who said to us :
Sanki... bir tanrı... bize sesleniyor :
My God, what a line of life there is there.
- Aman Tanrım! Nasıl bir hayat çizgisi!
- Is there a God?
- Tanrı var mı?
- Please god... no one seemed to hit him, and yet, the ball squirted, just like magic... black magic, more like it, Danny... pass the ball... is there a black cat in the house?
- Allahım, yalvarıyorum... Kimse topa vurmamış. Sanki biri büyü yaptı vr topu düşürdü.
There is a reaper whose name is Death, with power from Almighty God.
Kudretli Tanrı'nın gücüyle adı Ölüm olan bir ölüm meleği var.
There is a Grim Reaper whose name is Death, with powers from Almighty God.
Yüce Tanrı'dan aldığı güçle adı Ölüm olan bir Ölüm Meleği var.
Is there anyone here who doesn't think him a god?
Onun bir tanrı olduğunu düşünmeyen var mı aramızda?
Oh, my God! Is there a doctor in the house?
Tanrım, doktor var mı?
In Baku, Russia, there is still a temple for the God of Fire,
Rusya'da, Bakü'de, hâlâ Ateş Tanrısı için bir tapınak var.
My god, man, there is a demon in our midst, and he is the leader of your cause.
Tanrım, aranızda bir şeytan var ve amacınızın lideri de o.
If there is really a god, it should snow like the song says.
Eğer oradaysa hadi kar yağdırsın, tıpkı şarkıdaki gibi.
When a job like this really hits the mark, I've been out there screwing God.
Böyle bir iş gerçekten tuttuğunda ben orada Tanrı'yı dolandırıyordum.
Just in case there really is a God.
Gerçekten Allah varsa diye.
If there's a God, why is there so much evil in the world?
Eğer bir Tanrı varsa, dünyada neden bu kadar çok kötülük var?
And if there's a heaven - and, God, I hope there is - I know he's sitting up there drunk as a fucking monkey, and smoking shit, cos he done left his pains down here.
Ve eğer bir cennet varsa - ve bir Tanrı, umarım ki vardır - o, orada oturmuş, sarhoş bir maymun gibi otunu tüttürüyordur, çünkü acılarını geride bıraktı.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445