There is one thing traducir turco
1,895 traducción paralela
Well, there is one thing.
- Bir şey var aslında.
Well, there is one thing, but I don't think it's gonna be very helpful.
Şey, bir tane var. Çok da yardımcı olacağını sanmıyorum.
Oh, I regret, Sire, there is one thing I've failed to do - er, muck out your horses.
Üzülerek söylüyorum ki majesteleri yapamadığım tek bir şey vardı. Atlarınızı temizlemek.
But there is one thing i do believe in.
Ama inandığım bir şey var.
But any schoolkid can tell you That there is one thing you can't do in your dreams.
Ama her okul çağındaki çocuk rüyalarda yapamayacağınız bir şey olduğunu size söyleyebilir.
There is one thing.
Bir şey var.
If there is one thing I hate more than the mafia, it is a liar.
Mafyadan daha nefret ettiğim bir şey varsa o da yalancılardır.
But there is one thing that worries me.
Endişelendiğim tek şey var.
But there is one thing of which I am certain.
Ama emin olduğum tek bir şey var.
There is one thing I'm sure of. He stole the missiles, and he killed Mackaye.
Ama bildiğim bir şey var füzeleri o çaldı ve Mackaye'i öldürdü.
But there is one thing here that I want.
Tek bir şeyle ilgileniyorum.
Well, there is one thing that springs to mind...
Bir fikrim var.
There is one thing.
Bir şey daha var.
- Ever since the fall of Soviet Union, there is one thing all Romanians have dreamed of owning.
- Sovyetler Birliği'nin çöküşünden beri, Bütün Rumenler'in, sahip olmak için rüya gördüğü bir şey vardır.
There is one thing I wish I could change, however.
Ancak keşke değiştirebilsem dediğim bir şey var.
There is one thing that - that you could do for me.
Benim için yapabileceğiniz tek bir şey var.
You know, there is one thing we haven't tried yet.
Denemediğimiz bir şey daha var aslında.
Well, there is one thing.
Aslında, bir şey var.
Qing long although you are the best fighter among us There is one thing that we excel in And that is we know our way
Qinglong, aramızdaki en iyi savaşçı sensin ama sivrildiğimiz tek bir konu var, o da yolumuzu bildiğimizdir.
Before you do, there is one thing you might consider.
Telefonu açmadan önce, dikkate almanız gereken bir nokta var.
Rebecca, just... there is one last thing that you might be interested in seeing.
Rebecca, sadece görmek isteyebileceğin son bir şey daha var.
Effie. There is only one thing for it.
Effie, yapılacak tek bir şey var.
But there is one other thing.
Ama bir şey daha var.
Well, there is just one other small thing.
Küçük bir şey daha var.
Not yet, but if there's one thing that Sydney taught me, it's that there is always room to move up.
Şimdilik. Sydney'nin bana öğrettiği bir şey varsa o da yukarıda her zaman yer bulunduğudur.
There's one thing Matheson said today that I believe is absolutely true.
Bugün Matheson'un söylediği ve doğru olduğuna kesinlikle inandığım bir şey var.
Don't tell me for one second you didn't have to get up during that lame halftime show and remember what section to go back to. The only thing I remember is the fact that we were sitting there
Sakın bana şu saçma devre arası şovunda azıcık bile olsa yerinden kalkmayıp böylece hangi koltuğa geri döneceğini hatırlamana gerek kalmadığını söyleme.
There is only one thing Orpheus loves more than music, his stunning young bride, Euridice.
Orpheus'un müzikten daha çok sevdiği sadece bir şey vardır, o da çekici genç karısı, Euridice'dir.
Well, there is one more thing.
Bir şey daha vardı.
No, that's right. I think the truth is we just wanted to get to know y'all a little bit better, and I was just hoping y'all would get to know my husband a little bit better, because if there's one thing about this man, he loves football.
- Sanırım doğrusu şu ki biz sadece hepinizi biraz daha yakından tanımak istedik ve ben hepinizin kocamı biraz daha yakından tanımanızı umuyorum.
If there's one thing i've learned from you, It's that i should do what i think is right And not worry about the consequences.
Senden bir şey öğrendiysem o da, doğru olduğunu düşündüğüm şeyi, sonuçlarını düşünmeden yapmak.
One of the first lessons... There is no such thing as an ex-Marine.
İlk derslerden biri... eski denizci diye bir şey yoktur.
The important thing is that you are the only one there for him.
Önemli olan oraya onun için gelen tek kişiydin.
There is one other thing.
Bir şey var ama.
He said there was One more thing I'm supposed to do for him, But I don't know what it is, but all I have so far Is a hammer.
Onun için son bir şey yapmamı istedi ama ne olduğunu bilmiyorum.
There is only one thing more dangerous than P.F.O.A.s, Marge.
PFOA'dan daha tehlikeli bir şey daha var, Marge.
One of the good guys. If there is one last thing I can do for her... I can bury her... with the full military honors she deserves.
Onun için yapabileceğim son bir şey varsa... o da onu hak ettiği askeri nişanlarla gömmektir.
But there is one other thing.
Ama bir şey daha soracağım.
There is only one thing he can do to save them.
Onları kurtarması için sadece tek yol var,
Everything else aside, there is only one thing I want to say to you. You are now facing the greatest opportunity of your entire life.
Her şey bir yana, sana söylemek istediğim tek şey şu anda hayatının en büyük fırsatı ile karşı karşıyasın.
Everything else aside, there is only one thing I want to say to you.
Her şey bir yana, sana söylemek istediğim tek bir şey var.
People who think there is a magic bullet... it is never about one thing.
İnsanlar sihirli bir kurşun olduğunu sanıyor... Böyle birşey yok aslında.
And if there's one thing family does it is believe, against all odds, in the best of each other.
Aile tek başına nedir ki derseniz her şeye rağmen, birbiriniz için en iyisini istemektir.
Look, if there's one thing I know, it's energy, and that the Church is gonna get hit on this.
Adım gibi eminim, sıra enerjide ve Churchill de buna kayıtsız kalmayacaktır.
There is... one more thing... that we haven't quite tried yet.
Aslında henüz denemediğimiz bir şey daha var.
'There is always an angle.''l've come to realise it's the one thing in life you can rely on.'
'Her zaman bir açı vardır.' 'Bunun hayatta güvenebileceğin tek şey olduğunu anlamaya başladım.'
The one sure thing you can say about love... is that there isn't much you can say about it.
Aşk hakkında söyleyebileceğin tek şey onun için söylenecek çok bir şey olmadığıdır.
Actually, there is one small thing I'd like you to take care of, Tameka.
Aslında ilgilenmeni istediğim ufak bir şey daha var, Tameka.
Man : There is only one thing to do.
En İyi Göğüslü Aktris, 1980.
Oh, there is one more thing.
Bir şey daha var.
There is one more thing.
Bir şey daha var.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445