There is another possibility traducir turco
58 traducción paralela
But, of course... there is another possibility.
Ama, tabii bir ihtimal daha var.
There is another possibility.
Başka bir olasılık daha var.
There is another possibility.
Bir ihtimal daha var.
Or there is another possibility.
Bir ihtimal daha var danışman.
- There is another possibility.
- Bir ihtimal daha var.
There is another possibility.
Bir başka olasılık.
Well, there is another possibility.
Bir ihtimal daha var.
There is another possibility.
Başka bir olasılık var.
But there is another possibility that is of concern.
Ama bir durum daha var.
There is another possibility.
Başka bir olanak var.
But there is another possibility.
Başka bir olasılık da var.
- There is another possibility.
- Başka bir olasılık daha var.
but there is another possibility.
Ancak başka bir olasılık daha var.
Of course there is another possibility.
Tabii ki başka olasılıklarda var.
However there is another possibility.
Lakin bir başka ihtimal var.
But there is another possibility.
- Ama bir ihtimal daha var.
But there is another possibility.
Ama başka bir ihtimal daha var.
Although... There is another possibility.
Gerçi bir ihtimal daha var.
Maybe there is another possibility.
Belki bir yol bulabiliriz.
There is another possibility here, sir.
- Bir ihtimal daha var efendim.
There is another possibility.
Başka bir ihtimal de var.
There is another possibility.
- Başka bir ihtimal olmalı.
There is another possibility and Detective Constable Waterhouse is going to take us through it.
Başka bir olasılık daha var ve Memur Waterhouse bize bundan bahsedecek.
There is another possibility.
Başka bir ihtimâl daha var.
There is another possibility :
Bir başka olasılık daha var ;
There... there is another possibility, My Lady.
Başka bir olasılık daha var Leydim.
There is another possibility.
Başka bir ihtimal daha var.
Turns out, there is another possibility.
Görünüşe göre başka bir olasılık daha varmış.
There is another possibility.
Bir yolu daha var.
There is another possibility.
Başka bir olasılık da var.
There is another possibility how Todd could have these items and why he would use his last dying words to spread the myth of "Eater."
Bir ihtimal daha var. Todd'un bu eşyalara sahip olmasının Ve son sözlerini Yiyici'nin efsanesini Yaymak için kullanmasının.
You know, there is another possibility we should discuss.
- Tartışmamız gereken başka bir ihtimal daha var.
But there is another possibility.
Fakat bir olasılık daha var.
Well, there is another possibility, of course.
Elbette başka bir olasılık daha var.
Yes, but there is another possibility.
Evet ama başka bir olasılık da var.
- Is there another possibility?
- Başka bir ihtimal var mı?
Another possibility is they were placed there with religious intent.
Bir başka ihtimal de paraların dini kaygılarla yerleştirilmiş olması.
But there is, of course, another possibility.
Tabii, bir ihtimal daha var.
There is also another possibility, Inspector.
- Bir olasılık daha var, Müfettiş.
There is another possibility.
Bir olasılık daha var.
Is there any possibility she might have spoken to another family member or a friend?
Başka bir aile ferdi ya da arkadaşıyla konuşmuş olma ihtimali var mı?
So there is the possibility, however remote, that resting in her loins is the potential for another individual as remarkable as myself.
Yani ne kadar uzak bir olasılık olursa olsun koynuna aldığı adamların potansiyellerini dikkatlice incelemek bana düşüyor.
Is there a possibility that she may have mentioned one client's fetishes to another client?
Bir müşterinin fetişlerini başka bir müşteriye anlatmış olması muhtemel midir? Kesinlikle hayır.
Is there any possibility you can take your campfire tales to another more isolated part of the house?
Kamp ateşi hikayelerinizi anlatabileceğiniz evin daha izole bir kısmına gidemez misiniz?
Another possibility is perhaps the comet was unstable and perhaps there was an explosion caused by expanding gas and ripped the entire comet apart.
Bir başka olasılık ise, belki de kuyruklu yıldız kararsız hale geldi ve belki de gazların genişlemesinden bir patlama meydana geldi ve tüm kuyruklu yıldızı yırtarak parçalarına ayırdı.
There is another possibility, sir.
- Bir ihtimal daha var efendim.
There is a possibility that your claims might be corroborated by another victim.
İddialarının, başka bir kurban tarafından onaylanma ihtimali var.
Obviously, it could have been an accident, but there is also another possibility : the pirates did this on purpose.
Dürüst olursak, kazara da meydana da gelmiş olabilir ancak başka bir olasılık daha var korsanlar bunu bilerek yaptı.
I also reach another possibility, which is : there are no men or women.
Bir imkan daha olduğunu anladım : Erkek ya da kadın olmamak.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445