Think of me traducir turco
8,523 traducción paralela
Davina, whatever you may think of me, I am a man of my word.
Davina, hakkımda ne düşünüyorsun bilmem ama ben sözünün eri bir adamım.
Whatever you may think of me, brother, know this... When I speak to you, it is the truth.
Hakkımda ne düşünürsen düşün kardeşim, şunu bil ki sana söylediğim her şey gerçeği yansıtıyor.
You should think of me as an upgrade.
Beni bir üst versiyon gibi görebilirsin.
So, just think of me as one more cactus on your ledge.
O yüzden beni de çıkıntında duran bir başka kaktüs gibi düşün.
No matter what you think of me... I am not a monster.
Hakkımda ne düşünürsen düşün... ben canavar değilim.
Zoey, I don't just want you to kind of like me, I am a good person and I really care about this hospital and I really care about what you think of me.
Zoey, sadece beni sevmeni istemiyorum ayrıca bu hastaneyi ne kadar önemsediğimi ve iyi bir insan olduğumu düşünmeni istiyorum.
What are they going to think of me?
Hepsi senin yüzünden.
What do you think of me?
Benim hakkımda ne düşünüyorsun?
And what would they think of me?
Ve ailen benim hakkımda ne düşünür?
But I do like that you think of me as a loved one.
Ama beni sevdiğin birisi olarak düşünmen hoşuma gitti.
What the hell do you think of me?
Beni ne tarz bir insan sanıyorsun sen?
I've had to go through my life not caring what people think of me, but I do care what you think.
Hayatım boyunca insanların hakkımda ne düşündüğünü umursamayarak geçirdim ama senin düşündüklerini umursuyorum.
Just think of me as your guardian angel, all right?
Beni koruyucu meleğin olarak düşün, tamam mı?
It's because they still think of me as their son, the concert pianist.
Hâlâ oğullarını orkestra piyanocusu olarak gördükleri için sanırım.
That's what you really think of me?
- Öyle mi düşündün cidden?
You know, I think that, uh... they were disappointed in the last administration and they saw in me someone that has the ability to change the direction of the city.
Bence geçen yönetim halkı hayal kırıklığına uğrattı ve benim şehrin gidişatını değiştirebilecek iktidarımı gördüler.
You think you're fucking tmz or something, taking fucking pictures of me?
Siz kendinizi paparazi falan mı sanıyorsunuz da benim fotoğrafımı çekiyorsunuz?
I opened my eyes this morning and at that moment, before the weight of the day came for me, I didn't even think about Bella dying.
Bu sabah gözlerimi açtım ve o anda, günün ağırlığı üzerime çökmeden önce Bella'nın öldüğü aklıma bile gelmedi.
I just think that you've been misdirecting a lot of anger towards me The past few months and I can't take it anymore. Oh!
Bence son birkaç aydır öfkeni benden çıkarıyorsun ve artık katlanamıyorum.
So what, did you think I brought all of that with me?
Hepsini yanımda getirdiğimi mi sandın?
Kurt, Blaine, the whole time I was planning this high-end barn wedding, all I could think about was you guys, and not because you remind me of the pig and the gay rat from Charlotte's Web, but because I wouldn't be here if it wasn't for you guys, okay?
Kurt, Blaine, bu büyük ahır düğününü planladığım tüm zamanda, tek düşündüğüm şey sizdiniz,... Charlotte's Web'teki domuzu ve eşcinsel fareyi hatırlattığınızdan dolayı değil,... çünkü siz olmasaydınız ben burada olamazdım, tamam mı?
I think the rightful owner of this body is waking up inside me, and she's angry.
Bence bu bedenin asıl sahibi uyanmaya başladı ve kendisi öfkeli.
So you still haven't told me- - what did you think of my set last night?
Dün geceki performansımı nasıl bulduğunu hâlâ söylemedin.
I didn't think I'd get you to speak to me of your own accord.
Benimle kendi isteğinle konuşmanı sağlayabileceğimi sanmıyordum.
I can't think of an answer that doesn't get me in trouble.
Bu soruya başımı belaya sokmayan bir cevap bulamadım.
You don't think much of me, do you?
Beni hiç düşünmüyorsun değil mi?
And I think part of me is jealous of you, because you really do have everything you want.
Sanırım bir yanım seni kıskanıyor çünkü istediğin her şeye sahipsin.
Maurice, you seem to think that the, er, Society for Psychical Research is made up of people like you and me.
Maurice Psişik Araştırma Derneği'ni bizim gibi insanlardan ibaret sanıyorsun.
You see, I missed the first 30 some-odd years of her life and I think I can safely say we both enjoy me being hurt.
Hayatýnýn otuz küsür yýlýnda onun yanýnda olamadým ve hiç þüphem olmadan söyleyebilirim ki ikimiz de yaralanmýþ olmamýn tadýný çýkarýyoruz.
I don't think the person who shotgunned me was one of those maniacs at the shoot-out either.
Beni vuran kişinin çatışmadaki manyakların arasında olduğunu da sanmıyorum.
But I think it's in your best interest if you allow me to absorb Truth as part of my brand.
Fakat senin için en kârlı iş Truth'u bünyeme katmama izin vermen olacak.
He grabbed me and so I thought of the first thing that I could think of to get him to stop.
Beni yakaladı. Ve aklıma gelen onu durdurabilecek ilk şeyi yaptım.
You think of something that wasn't in the papers, you give me a call.
Gazetelerde yazmayan bir şey hatırlarsan, ararsın beni.
It was probably dumb of me to think that anyone in New York City would get what I've been through.
New York'ta birinin yaşadıklarımı anlamasını beklemek benim salaklığımdı.
If Alison finds out I'm siding with you guys, I'm afraid to think of how far she'd go to stop me.
Alison sizin yanınızda yer aldığımı öğrenirse bana yapacaklarını tahmin bile edemiyorum.
You know, I think too often, the people in this room are afraid of upsetting me.
Çoğu zaman bana öyle geliyor ki, bu odadakiler beni kızdırmaktan korkuyorlar.
And if you really think you can get me back to Chicago with ghosts and mediums and falling down the stairs, let me just remind you that you got me out of Chicago, when you tried to give yourself an abortion.
Ve gerçekten beni Chicago'ya geri döndürebileceğini sanıyorsan hayaletlerle, medyumlarla, merdivenden düşmeyle o zaman unutma ki bebeği düşürmeye çalıştın diye senin yüzünden buraya sürüklendim.
You want to hate me for what you think that I've done to you, go ahead, but believe me, if you don't accept the help, you don't stand a chance of winning your case.
Sana yaptığımı sandığın şey yüzünden benden nefret etmek istiyorsan, durma et ama inan bana eğer yardımı kabul etmezsen davayı kazanma şansın olmayacak.
Okay, well, turns out that the real reason they hired me is because they think I have some sort of connection to the Flash, which I don't.
Beni işe almalarının sebebi Flash ile bağlantım olduğunu düşünmeleriymiş meğer. Ki yok böyle bir şey.
Ar Rissalah's gone aground, which makes me think an attack is either imminent or has entered some sort of run-up phase.
Ar Rissalah artık yerleşti. Bu da saldırı anlık mı olacak yoksa adım adım mı olacak düşündürüyor.
Now, my dear, don't think badly of me.
Benim hakkımda kötü düşünme değerlim.
So you're trying to tell me you actually think we can get out of here.
Yani bana buradan gerçekten kaçabileceğimizi söylüyorsun.
Look, if he, uh, comes back in or you think of anything else, give me a call.
Bak, eğer adam geri gelirse beni ara.
You know, it makes me happy to think that someone was there, taking care of you.
Seni birinin koruduğunu düşünmek beni mutlu ediyor.
- Mm. Do you think I could convince Angie to come out and give me a tour of the city?
Angie'yi bana şehri gezdirmesine ikna edebilir miyim sence?
And whenever I think about it, it makes me think of my nana, who's so supportive of my acting career.
Ne zaman onu düşünsem aklıma benim ninem geliyor oyunculuk kariyerimi nasıl desteklediğini.
You think you know me, but I've never been more than what each of you has created.
Beni tanıdığınızı sanıyorsunuz ama sizin yarattıklarınızdan fazlası olmadım hiç.
" a giant church steeple, it makes me think of
" koca bir kilise kulesine benzeyen kayalar bana
I didn't think that I was the type of guy who wanted people to feel bad for me, but... You just said the exact thing I've been dying for someone to say to me.
Ben hiçbir zaman insanların benim için üzülmesini isteyen biri değildim ama sen tam olarak insanların bana söylemesini istediğim şeyleri söyledin demin.
And it makes me feel sick to think that I was one of those people who hurt her.
Kızını inciten insanlardan biri olduğumu düşünmek beni kahrediyor.
A friend of mine was murdered, and I think you can help me find who did it.
Bir arkadaşım öldürüldü ve kimin yaptığını bulmamda yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
think of something 72
think of it this way 55
think of something else 28
think of that 30
think of the children 17
think of it 118
of me 146
mexico 335
metro 61
merci 624
think of it this way 55
think of something else 28
think of that 30
think of the children 17
think of it 118
of me 146
mexico 335
metro 61
merci 624