To come here traducir turco
17,656 traducción paralela
Kichijiro told them to come here.
Kichijiro onlara buraya gelmelerini söyledi.
Well, I can see why you wanted to come here.
Neden buraya gelmek istediğini anlayabiliyorum.
The pack used to come here when someone triggered their curse.
Biri lanetlerini tetiklediğinde sürü buraya gelirdi.
Rather foolish of you to come here alone.
Tek başına buraya gelmen çok aptalca.
It's good to come here fishing when you're feeling bored.
Canı sıkıldıkça kendini buraya atmak insana ilaç gibi geliyor.
You wanted to come here.
Buraya gelmen gerekiyor.
Father Lucas, I need you to come here, immediately!
Peder Lucas, hemen buraya gel!
Magnus Bane? To come here to the Institute?
Magnus Bane'i Enstitü'ye gelmesi için mi çağıracaksın?
I like to come here from time to time.
- Ara sıra buraya geliyorum.
Well, I'm glad you decided to come here, but I'm not sure this is appropriate.
Buraya gelmene sevindim ama bu münasip kaçar mı bilemiyorum.
I left my home to come here.
Buraya gelmek için evimi terk ettim.
Here, come help me. We've got to get rid of him. All right, I got him.
2 dakika yalnız bıraktım, uluslararası suç işlediniz.
But I didn't come here to threaten you, nor to remind you of your sins.
Ama ben buraya ne seni tehdit etmeye ne de günahlarını hatırlatmaya geldim.
In fact, a lot of athletes have come here to Montecruccoli.
Hatta Montecruccoli'ye çok sporcu geldi.
Let's just jump to it and I'll invite the Broken River council board members to come up here to give their autographs of approval in front of youse all here today.
Kırık Nehir divan kurulu üyelerini buraya gelmeye ve hepinizin önünde bu onaylamaya imza atmaya davet ediyorum.
He wants you to come back here and stand trial for your sins.
Buraya gelip günahların için yargınlanmanı istiyor.
They ain't supposed to come down here.
Onların da buraya gelmemesi gerekiyor.
But you're not gonna come in here and tell me how to run my county.
Ama buraya gelip bana eyaletimi nasıl yöneteceğimi söyleyemezsiniz.
Well, like I'm clamoring to come down here and tell you guys anything.
Sanki size gelip de her şeyi anlatmaya bayılıyorum.
I just wanted to come on down here and say sorry for delivering the sad news that got you locked up.
Hapsolmana sebep olan kötü haberleri ilettiğim için gelip özür dilemek istedim.
So why would you ever want to come down here?
Peki neden aşağı inmek istersin ki?
Only reason I come up here is to stop them boys from making trouble.
Engel olmak için mi? Üstünde silah bulduk.
But you didn't come up here to cause trouble.
Peki. Hepinizin dinlemesini istiyorum.
You let me go, and I'll make sure they don't come back up here, I swear to you.
Yemin ederim, lütfen. Çocuklarımın hatrına. Bir daha onları görmeyeceksiniz, yemin ederim.
You know, I mean, if you want to, you can come and stay there with us, or we can come stay here.
Yani istersen gelip bizimle kalabilirsin ya da biz buraya gelebiliriz.
I come here to tell you that... If you do that, if you walk through that door, there ain't no coming back from it.
Sana bunu yaparsan o kapıdan geçersen, geri dönüşü olmayacağını söylemeye geldim.
Listen, I just come here to tell you, no matter what happens, you can always trust me.
- Dinle, buraya ne olursa olsun her zaman bana güvenebileceğini söylemeye geldim.
But I didn't come up here to live under a tree.
Ama buraya ağacın altında yaşamak için gelmedim.
But a man sees her... who happens to come her way, and he destroys her out of idleness, as this gull here has been destroyed.
Fakat onu bir adam görür. Onun yoluna çıkan ve tıpkı martının mahvolduğu gibi başıboşluğuyla kızı mahveden biri.
But a man sees her, who happens to come by that way... and he destroys her out of idleness, as this seagull here has been destroyed.
Ama bir adam onu görür, onun yoluna çıkan biri buradaki martının mahvedildiği gibi başıboşluğuyla onu mahveden biri.
Did you come back here to shit on my restaurant?
Restoranımın önüne sıçmak için mi geri döndün?
Oh, baby, come right here and sit next to me.
Bebeğim el ve otur yanıma.
I'm going to pray at mass in 40 minutes, but let's sit here, come here.
40 dakika sonra vaazım var ama gel, otur.
You just don't know when to shut it, do you? Come here.
Ne zaman sesini keseceğini bilmiyorsun, değil mi?
The last thing I need is for you to come back here in two weeks, asking what happened, and blaming one of our people for your mistakes.
İhtiyacımız olan son şey, iki hafta sonra buraya gelip neler olduğunu sorup kendi hataların için bizi suçlaman.
But what I didn't want is someone to come down here and just take over.
Ama birinin öylece gelip her şeyi devralmasını istememiştim.
Look, appreciate you letting me borrow your car, but what gave you the right to come sniffing around here?
Arabanı ödünç verdiğin için çok sağ ol ama bu sana etrafımda sinsi sinsi dolanma hakkını vermiyor.
Every Sunday, for as far as I remember... Elliot would come here... friendless and alone... to sit.
Her pazar, hatırladığım kadarıyla Elliot, dostu olmadan ve yalnız halde buraya oturmaya gelirdi.
I just come here to... breathe in the smell of sweat.
Buraya kokuyu çekmek için geliyorum.
Did you come here to gloat?
Böbürlenmeye mi geldin?
You know, you say... you say people are phony here, but I think people come here to reinvent themselves.
Buradaki insanların sahte olduğunu söylüyorsun ama bence insanlar buraya kendilerini yenilemeye geliyorlar.
Please tell me you didn't come out here to talk to Him.
Lütfen onunla konuşmak için buraya çıktığını söyleme.
He didn't come here to see me. He came here because of the letter.
Buraya beni görmek için değil, mektup yüzünden geldi.
Care to come up here?
Buraya gelmek ister misin?
Are you gonna keep dancing over there like a little girl who has to pee or are you gonna come over here and tell me what's wrong?
Orada çişi gelmiş küçük kız gibi dans etmeye devam mı edeceksin yoksa buraya gelip neyin olduğunu söyleyecek misin?
- I didn't come here to argue.
Gary, tamam mı? - Buraya tartışmaya gelmedim.
How many people knew what was going on and watched me come in here to work every day, with whispers behind my back?
Kaç insan neler olduğunu biliyordu ve arkamdan fısıldaşarak her gün buraya, işe gelmemi izledi?
See, you didn't used to like to come out here.
Eskiden buraya pek gelmezdin.
I wanted to come down here and blow up his life like he had mine.
Bılmıyorum. Buraya gelıp hayatını benımkını mahvettığı gıbı mahvetmek ıstedım.
He's got to come up with a big victory here.
Burada büyük bir zafer kazanabilirdi.
I come up here to get some clarity.
Buraya gelip zihnimi boşaltırım.
come here 17944
come here often 29
come here to me 25
come here now 38
come here quickly 17
come here for a second 72
come here a moment 21
come here a sec 37
come here a second 47
come here a minute 67
come here often 29
come here to me 25
come here now 38
come here quickly 17
come here for a second 72
come here a moment 21
come here a sec 37
come here a second 47
come here a minute 67
come here for a minute 22
come here for a sec 17
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
come here for a sec 17
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545