English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Two dogs

Two dogs traducir turco

377 traducción paralela
Nowhere 1 can get two dogs, cheap.
Hiçbir yerde iki ucuz köpek bulamadım.
I feel like a bone between two dogs.
İki köpeğin paylaşamadığı kemik gibi oldum.
Just two dogs don't make a bear run.
İki köpek ayı gibi insanı dehşete düşürmez.
Where two dogs can find adventure and excitement.
İki köpeğin macera ve heyecan bulabileceği bir yer.
I had 500 sheep, two dogs and a horse for six whole months.
6 aylığına 500 koyunum, 2 köpeğim ve 6 atım vardı.
- Like two dogs fighting over a bone.
- Kemik için kavga eden iki köpek gibi.
Two dogs.
İki köpek.
They're like two dogs without an owner.
Sahibini kaybeden iki köpek gibiler.
You see, monsieur, two dogs... two pies.
Görüyorsunuz ya bayım, iki köpek... iki pasta.
Plus three cats, two dogs, a turtle and three Frisbees,
Artı üç kedi, iki köpek, bir kaplumbağa ve üç frizbi.
Between the two dogs.
İki köpek arasında.
- Can I have two dogs?
- Selam, Norma. - İki tane sosisli alabilir miyim?
It's those two dogs down there.
Aşağıdaki şu iki köpeğe gülüyorum.
Now I got me the best two dogs there is.
Yanımda dünyanın en iyi iki köpeği var.
"But tell me, Two Dogs Fucking, why are you so interested?"
"Ama önce şunu söyle, İki S.kişen Köpek, neden bunu merak ettin?"
You come up here to fornicate like two dogs.
Aşağıya inin! - Neden oraya...
I'm exchanging you for these two dogs.
Seni, şu iki köpekle değiş tokuş ettim.
I was about five years old, and - - and there were these two dogs on the front lawn, humping.
Öyleydi. Ben beş yaşındayım, ve- - bahçede iş bitiren iki köpek var.
That sounds like two dogs in there.
Seslere bakılırsa içeride iki köpek var gibi.
Say, you know, there's two of them dogs stíll missing, Buck and the gray boy.
Baksana, hani, iki kayıp köpeğimiz var ya, Buck ve boz köpek.
Two of my dogs, they die.
Köpeklerimden ikisi öldü.
The two carriages and the dogs are his.
Her iki araba ve köpekler de onunmuş.
What you have heard is a girl caught hopelessly between two men... who have fought over her as dogs fight over a bone.
Onun için it dalaşına giren iki adam.
She's got two cats - one Manx, one ordinary - three rabbits in a hutch in the kitchen - they belong to her little boy by rights - and one of those dark-looking dogs with hair over its eyes.
İki kedisi var, biri mankedisi, diğeri sıradan mutfakta kafeste üç tavşan. Onlar küçük oğlunun. Bir de şu tüyleri gözlerine dökülen siyah köpeklerden.
Take this gentleman to see the dogs caught in the last two days.
Bu beyefendiyi son iki günde yakalanan köpeklere bakmaya götür.
Be careful of those two nasty dogs.
O iki huysuz köpeğe dikkat edin.
No dogs, no children, just two interior decorators.
Köpek yok, çocuk yok, sadece iki iç mimar.
At two in the morning he sent me down for hot dogs and potato salad.
Sabahın ikisinde, sandviç ve salata istemişti.
These two are unbelievable, the way they fight. Like cats and dogs.
Bu ikisi inanılmaz, kedi köpek gibi... dalaşıyorlar.
Tough to track down, and he'll kill two or three of your dogs in the process.
Takip etmesi zordur ve akabinde de 2 ya da 3 köpeğinizi öldürecektir.
Two dogs :
İki köpeğim var :
The dogs are after two of them now.
Köpekler iki tanesinin peşinde şu anda.
Women like you are just like dogs, they know how to count, yet can't tell the difference between one and two, two less and it's over, but if there's only one less, all is fine.
Senin gibi kadınlar köpeklere benzer,... nasıl sayacağını bilir, lakin birle iki arasındaki farkı söyleyemez,... ikiden azsa biter,... ama birden azsa her şey yolundadır.
I said that you two... are the infamous Black and White Dogs
size dedim ki... Siyah ve Beyaz köpek!
Those two were like cats and dogs.
O ikisi kedi köpek gibiydi.
Two gunmen fired seven shots, aimed it seems at the sentries on duty in the grounds of the general's house which is heavily guarded by soldiers and security staff with dogs.
Silahlı iki kişi, askerler ve köpekli güvenlik görevlilerince çok sıkı korunan generalin evinin kapısındaki nöbetçilere yedi el ateş etti.
There will be two sets of dogs leading the way.
Iki adet kopekli grubunuz olacak.
Two hot dogs.
İki sosis.
Having stroked my head two or three times he said : "I want to see if you're as quick as my dogs"
İki veya üç kez başımı okşayarak dedi ki : "köpeklerim kadar hızlı olup olmadığını görmek istiyorum."
Hound dogs would catch us before we get more than two miles!
Üç km ilerlemeden av köpekleri bizi yakalar!
Six dogs, two cats, five goldfish, a chauffeur, a man and woman to feed and none eat the same food.
Beslenecek 6 köpek, 2 kedi, 5 balık, bir şoför, bir adam ve kadın var ve hiçbiri aynı yemeği yemiyor.
I go to the bank to get the money to feed the dogs when suddenly these two gringos grab me and say :
Köpeklere mama parası çekmek için bankaya girdim derken şu iki Amerikalı herif beni yakaladı ve şöyle dedi :
Two hot-dogs, one Canada Dry. 29.
İki sosisli bir de gazoz, yirmi dokuz yapar.
Two-headed dogs...
İki başlı köpek...
Two-headed dogs maybe, but aliens are... passé.
İki başlı köpekler belki, ama uzaylılar... modası geçti.
A salami sandwich, french fries and two chili dogs.
Salamlı sandviç, patates kızartması ve iki acılı hot dog.
Give me four chili dogs and two plain dogs, please.
Dört acılı, iki sade sosisli verin, lütfen.
Dogs don't see in two dimensions.
Köpekler iki boyutlu görmezler.
This is "twofer" day - two hot dogs and two soft drinks for the price of one.
Bugün indirim günü. Bir fiyatına, iki sosisli ve iki içecek.
Two hot dogs.
İki hot dogs.
Two hot dogs?
İki hot dogs?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]