Under the right circumstances traducir turco
103 traducción paralela
Under the right circumstances a producer could make more money with a flop than he could with a hit.
Doğru koşullar gerçekleşirse, bir yapımcı bir fiyasko oyunla hit oyundan çok daha fazla para kazanabilir.
That under the right circumstances a producer could make more money with a flop than he could with a hit.
Dedin ki doğru koşullar altında, bir yapımcı bir fiyasko oyunla hit oyundan çok daha fazla para kazanabilirmiş.
Well... there is supposedly some stone, that changes a certain metal to gold under the right circumstances.
Şey söylenenlere göre, uygun şartlar altında bazı metalleri altına dönüştürebilen bir taş varmış.
Fascinating what can happen to the human body under the right circumstances.
Doğru şartlarda bir insan bedeninin ne hale gelebileceği, çok büyüleyici bir şey...
Under the right circumstances I might help you get access to a transporter.
Şartlar uygun olursa,... ışınlayıcı bulmanız için size yardım edebilirim.
I believe under the right circumstances, a man can change.
Bence doğru koşullar altında bir adam değişebilir.
Under the right circumstances, sure, I could tip a few. OK.
Şartlar yerindeyse birkaç biraya hayır demem.
I'd even consider getting back in under the right circumstances.
Düzgün koşullar altında geri girmeyi göz önünde bulundurdum.
Under the right circumstances, ball bounces the right way, who knows?
Doğru şartlar altında top doğru tarafa sıçrarsa, kim bilebilir?
Because this is an important night for Mom... and if you go, you should go under the right circumstances.
Gidecekseniz doğru şartlar altında gitmelisiniz.
Under the right circumstances, they could be a girl's best friend.
Uygun koşullar altında, onlar bir kızın en iyi arkadaşı olabilir.
Well, under the right circumstances, I'll do just about anything.
Doğru şartlarda olursa hemen her şeyi yaparım.
You're afraid to admit that under the right circumstances,... you could have feelings for me.
Doğru koşullarda benim için bir şeyler hissedebileceğini... kabul etmekten korkuyorsun.
It's absolutely amazing, but... under the right circumstances... a producer could make more money with a flop... than he could with a hit.
Gerçekten inanılmaz. Ama doğru koşullarda bir yapımcı başarısız bir oyunla başarılı bir oyundan daha fazla kar ediyor.
And under the right circumstances, they can be triggered.
Gerekli işlemlerle, tetiklenebiliyor da.
Nobody is incapable under the right circumstances.
Hiç kimse uygun koşullarda güçsüz değildir.
I imagine under The right circumstances, A judge might be persuaded To exclude them.
Bu şartlar altında hakim bu resimleri dava dışında tutması yolunda ikna edilir umarım.
Yeah, but you have to watch him under the right circumstances.
Evet, ama doğru koşullar altında seyretmelisin.
They make it sound like almost anyone could be a suicide bomber under the right circumstances.
Onları okuyunca, belli koşullar altında hemen herkes birer intihar bombacısı olabilir diye düşünüyor insan.
Under the right circumstances, a well-placed rock is as good as a bullet.
Doğru koşullarda, iyi yerleştirilen bir taş bir kurşun kadar etkili olabilir.
I mean, under the right circumstances, you could be handsome, even.
Yani dogru sartlar altinda yakisikli bile sayilabilirsin.
Any one of us is capable, under the right circumstances of making a very big mistake.
Çok özel koşullar altında içimizden herhangi birisi çok büyük bir hata yapabilir.
Under the right circumstances, you can be happy living anywhere.
Doğru şartlar altında, herhangi bir yerde mutlu olabilirsin.
- So I said, "Under the right circumstances, with the right guy," wink, wink.
Ben de "Uygun şartlar altında, Doğru adamla" neden olmasın dedim.
Which under the right circumstances can be fun
Doğru koşullarda eğlenceli olabilirdi.
But under the right circumstances...
Ama doğru şartlar altında...
We just have to ask him the right question under the right circumstances.
Ona sadece doğru şartlar altında doğru soruyu sormalıyız.
Well, it seems to me that under the circumstances, that you have a perfect right.
Ama bu şartlar altında sizin içine bakmaya hakkınız var.
All right, Mr. Bookman. Under the circumstances I believe i can grant You a delay.
Pekâlâ, Bay Bookman, sanırım bu şartlar altında bir erteleme ayarlayabilirim.
Always use the right knife and fork and if you don't know which one to use watch me and never under any circumstances talk about your psychologist and his emotional contradictions. Understand?
Her zaman sağ bıçağı ve çatalı kullan ve eğer hangisini kullanacağını bilmiyorsan bana bak ve kati surette psikolog ve onun duygusal çelişkilerinden söz etme.
Under the circumstances, I felt you had a right to know.
Bu durumlar dahilinde, bilme hakkın olduğunu hissettim.
We're working right now to release them under the safest possible circumstances.
Onları en emniyetli koşullarda kurtarmak için çalışıyoruz.
Under the circumstances I think it's best to have the ceremony right away
Şartlara bakarak bir an önce nikahı kıyalım derim.
Under the circumstances, sir, I think you're right.
Bu şartlar altında, efendim, Bence haklısınız.
BUNNY : I am trying to answer but under the circumstances, it appears I must use my Constitutional right as an American citizen.
- Ben soruyu cevaplamaya çalışıyorum ancak bu şartlar altında görünen o ki bir Amerikan vatandaşı olarak anayasal haklarımı kullanmalıyım.
Under the circumstances, I'm all right.
Bu koşullar altında, iyi sayılırım.
Under the circumstances, we can save you a lot of time... and return what he took from you right now. - What's gonna happen?
Bu şartlar altında, sizin fazla zamanınızı almayacağız ve evinizden aldıklarını size iade edeceğiz.
Well, Rick, on the good side, under these circumstances, you might not have to do any hard time. Say that again? If things go right you won't go to prison.
- Peki, ya kötü ihtimal.
Well, all right, I guess, under the circumstances.
Şey, iyiyim, şartları göz önüne alırsak iyi sayılırım.
You did what you thought was right under the circumstances.
Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın.
You have every right to be anxious under the circumstances.
Bu koşullar altında endişeli olmanız gayet normal.
Any girl would be acting the way you do right now under the circumstances.
ABu şartlar altında her kadın senin hissettiğini hisseder.
All right, Pilot, I think that under the circumstances that yes, I agree, we should...
Pekala, Pilot, sanırım bu şartlar altında bu evet, katılıyorum, yapmalıyız...
Believe I'm as right as a man can be under the circumstances.
Bu koşullar altında bir insan ne kadar iyi olabiliyorsa, öyleyim.
To me, it just seemed like the right thing to do under the circumstances.
Bunun, bu şartlar altında yapılabilecek tek şey olduğunu düşünüyordum.
Under the circumstances you did just the right thing.
O şartlar altında yapman gerekeni yaptın.
Under the circumstances, all right.
Bu şartlar altında, iyidir.
I think you did all right by God, under the circumstances.
Durumu düşününce Tanrı'nın gözünde bence doğru olanı yapmışsın.
Under the circumstances, you did the right thing.
Koşullar altında, doğru olanı yaptın.
Right after the release of the Abu Ghraib photos in mid-2004, 35 % of Americans polled believed that torture was acceptable under some circumstances.
2004 yılının ortalarında Ebu Gureyb fotoğraflarının ortaya çıkmasının hemen ardından, Amerikalı seçmenlerinin yüzde 35'i belirli şartlar altında işkencenin kabul edilebilir olduğuna inanıyorlardı.
It's gonna be all right. Cindy, under the circumstances, I'm going to contact Sheriff August to let him know that we've met and let him know that we've had this session.
Cindy, bu şartlar altında Şef August ile irtibata geçeceğim ve bugün buluşup bu seansı yaptığımızı anlatacağım.
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29