English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Was he

Was he traducir turco

244,052 traducción paralela
♪ Was he a saint or a sinner? ♪
Günahkar mıydı yoksa aziz mi?
What he didn't know was that they had already made a deal with the governor to double-cross him for the reward money.
Ama bilmediği şey onlar ona ihanet ederek ödül parası için valiyle çoktan anlaşma yapmışlardı bile.
And when they got the drop on him, they shot him in the back while he was dusting a painting.
Ve fırsatını bulduklarında da, onu tablonun tozunu alırken sırtından vurdular.
And then we meet this Bass guy, and he really was that good.
Ve sonra Bass'le tanıştık, ve o gerçekten iyi biriydi.
He was bluffing right, that was a bluff?
Numara yapıyordu, değil mi?
But for once, he had no idea what that was.
Ama bu defa doğru olanın ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Is it just me, or is Drake's entire career a response to that episode of Degrassi when he was in the wheelchair and couldn't get it up?
Ne dersin? Drake'in kariyeri Degrassi'de tekerlekli sandalyede aletini kaldıramadığı bölüme yanıt mı?
But he was the vice president's clone!
Ama o Başkan Yardımcısı'nın klonuydu!
Oh, God, he always was a sleeper.
Ah, Tanrım hep uykucuydu.
If I was sitting in his chair, he wouldn't even ask me to move... he'd just sit on me.
Onun sandalyesine oturuyorsam kalkmamı bile istemezdi. Üzerime otururdu.
I always thought he was sweet and nice.
Her zaman tatlı ve hoş olduğunu düşünmüşümdür.
Hey, you remember that time Kenny was sitting right there, and he laughed?
Kenny'nin şurada oturup güldüğü zamanı hatırlıyor musun?
He was the first person to tell me he liked my hair after I cut it.
Saçlarımı kestikten sonra beğendiğini söyleyen ilk kişiydi.
He drove such a long way, and it was such a nice gesture.
O kadar uzun yol gelmiş ki, ve bu çok hoş bir jest.
Well, he was done at your house.
El ederek mi? Sendeki işini bitirmişti.
Look, he was off the clock.
Mesaisinin dışındaydı.
He was already here.
Hayır, zaten gelmişti.
♪ He was one of the guests at Jesus'last dinner ♪
İsa'nın son akşam yemeğinin davetlilerinden biriydi...
He was a sinner, and who is Judas?
- Günahkardı, Judas mı?
After all, he was a friend of Brad and Sue's.
Sonuçta o kişi Brad ve Sue'nun arkadaşıydı.
I think what he really loved was your commemorative Royal Family plate.
Bence asıl sevdiği şey senin hatıra Kraliyet Ailesi tabağındı.
He was a perfect fit for the Fergusons.
Fergusonlara tam uyuyordu.
So on Brick's confirmation day, the most important thing he confirmed was that he wanted to be with our family.
Brick'in kabul gününde kabul ettiği en önemli şey ailesiyle birlikte olmak istediği oldu.
"If Dad was an animal, which one would he be?"
"Baban bir hayvan olsaydı ne olurdu?"
Well, one of my best times with Dad was when he had me rake leaves.
Babamla en güzel anım bana yaprakları tırmıklattığı zamandı.
But before that, he was really cool.
- Ölmüş. Ama ölmeden önce harikaymış.
Axl was so desperate, he did something he had never done before.
Axl çok çaresizdi ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı.
He was graduating.
Mezun oluyordu.
That kid inside, he got through four years of college, which... let's just say it... was a real nail-biter.
O içerideki dört yıllık üniversiteyi bitirdi ve şunu söylemek gerekir ki gerçekten şüpheliydi.
Well, he was 5 years old.
O zaman 5 yaşındaydı.
I also like this because this is back when he was religious... Justin Bieber, not the kitten.
Hem bunu seviyorum çünkü dindar olduğu zamanlar Justin Bieber'ın, kedinin değil.
I saw half a slug, but I'm pretty sure he was like that when I got there.
Yarım bir salyangoz gördüm ama ben oraya gittiğimde de öyleydi.
No, I thought about what Dad was saying, and he's right.
Hayır, babamın dediklerini düşündüm ve o haklı.
Well, I'm afraid he felt it was his duty.
Korkarım ki göreviymiş gibi hissetti.
Jeremy will have an opinion on this, despite having bought a farm on which, for many years, he was paid to not grow anything.
Jeremy'nin bunun hakkında bir fikri var, Üzerinde uzun yıllar bir çiftlik satın almış olmasına rağmen, Bir şey büyütmemek için para aldı.
And he was, so we immediately progressed to the next level.
Ve o, Bu yüzden hemen ilerledik Bir sonraki seviyeye.
To find out if he was a driving god,
Sürücü bir tanrı olup olmadığını öğrenmek için,
I mean, he was checking out this skank at Deran's bar.
Deran'ın barındaki kevaşeyi kesiyordu da.
I think he was glad to get rid of me.
Sanırım beni başından savdığı için memnun.
He was taking down surfers twice his age nobody, and this bar proves it.
O yaşta sörfçüleri alaşağı ediyordu. Hiç kimse. Bu bar da bunu kanıtlıyor.
He was the same age as me now.
Benimle aynı yaştaydı.
He was totally normal before.
Daha önce gayet normaldi.
Heo Joon Jae. So I thought he was the best.
Bu yüzden en iyisi olduğunu sandım.
If Seoul was far, he should have told me that.
Madem Seul bu kadar uzaktaydı bana söylemesi gerekirdi.
Good job, Cheong! He was hanging out with a "Me-mi" and he is about to become one.
Aferin Cheong! "Za-Ka" ile takıla takıla ona benzemek üzere resmen.
I heard it clearly that he ran away when he was in high school.
Lisedeyken evden kaçtığını kendim duydum.
Yes, he was my patient.
Evet, benim hastamdı.
He was suffering from anger control disorder and manic depression.
Öfke kontrol bozukluğu ve manik depresiften şikayetçiydi.
This man drowns in water when he was little.
Küçükken denizde boğuluyormuş.
Heo Joon Jae's mom said that when he was young
Heo Joon Jae'nin annesi o küçükken demiş ki...
It's 15 grand. He was only expecting 10.
15 bin dolar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]